(Her paragrafın başına bu bölümü eklediğimi varsayarak)Bazen onu kendim sanıyorum. Birçok şarkısını da bence ben yazdım.Gönlüm dile gelse:
Gençliğimin verdiği başına buyrukluğu,
canım istediğinde gözümü karartan deliliğimi, her an kapıyı çarpıp çıkabilirim cesaretini,
istediğim her şeyi elde edebileceğimi düşündüren kendime olan güvenimi,
ilgi ve sevgiye olan arsızlığımı,bazen bencilce ön planda olmak isteyişimi,bazense küçük bir kız çocuğu ürkekliğini
küçüğüm şarkısıyla anlatırdı.
Bir zamanlar ki,hayatım ondan ibaret sandığım; onsuz bir hayatın asla ve kata sürdürülemez olduğunu,ömrümün sonuna kadar sadece ve sadece onu seveceğimi düşündüğüm ilk aşkımı söyleyecek olsaydı
belalım ı yazardı.
İmkansızlığı, ona çok yakınken aslında çok uzak olmanın ızdırabını, gözünün içine bir ömür dalıp gitmek isterken bir saniye bile bakamamayı anlatacak olsaydı eğer
biliyorsun u yazardı.
Bir kez bile kokusunu içine çekememenin,
elini tutamamanın,saçlarını okşayamamanın hadi dokunmayı geçtim uzaktan da olsa görür mü korkusuyla derin derin bakamamanın uhtesi,bir yandan da mecburiyetin acısıyla dolu bir vazgeçişi söyleecek olsa
vazgeçtim i yazardı.
Eee aşkın olduğu yerde biraz da nefret olur.
Olmalı.Aşkın geniz yakan acı şerbetine nefret şeker olur.Tek taraflı aşk inceden intikam da ister.İntikam dediğime bakmayınız bilhassa empati.Bir saniye de olsa o da beni sevsin ister. Benim sevgime, benim ona muhtaç olduğum gibi olsun ister.Gönül değil mi ulan ister işte.
Heh.Bunu da
yalnızca sitem ve
sarı odalar la ifade ederdi.
Sevenin muhtaçlığıyla gururunun çatışmasını; eyvallahsızlığı, deliler gibi özlemeyi,özlese de söyleyememeyi
git bende yoluma giderim sonra da
geri dön le anlatırdı.
O bana gönül sayfasında bir hikaye olmama izin vermese de bari nokta kadar bir iz olayım demek istese
beni unutma yı yazardı.
Bize birbirimizden başkası haram; sen bende bir ömür,başkasında ziyan olursun demek istese
tükeneceğiz i yazardı.
Ne olursa olsun acı da bizim tatlı da bizim.Yolun sonu herkese bir, küslükler burada kalsın biz yufka yüreğimizle var olalım dese
gidemem i yazardı.
Sevmek yolunda dağlar tepeler aşıp sonunda bir kuru çöle vardığını,bir damla susuz gayrı bu diyarlardan elini eteğini çekip gitmiş olmasını
kaçak la; hiçbir acının kalıcı olmayacağını, iz de bıraksa elbet silikleşeceğini
geçer le anlatırdı.Sonra da
yarası saklım
ihanetten geri kalan
kavaklar
son bakış
çocuklar gibi
masum değiliz
haydi gel benimle ol
bir kuş uçur u karalayıverirdi.
Dilin şişmiş be gönül.Daha bir çok şarkısı var.Tabii bu yukarıda saydığım şarkıların kaçı tamamen Sezen Aksu'ya ait kaçı başkalarının tek tek bilmiyorum.O seslendirdiği için örnek vermek istedim
Öyle işte .Yazarken ben bile yoruldum, okunacağını sanmıyorum ama bu denli sevdiğim insan için
Fatma Sezen Yıldırım'a benden anı kalması kâfi.
Kaldı ki nickimin hakkını vermeliydim.