Ucuna kavanoz kapağını çivi ile takıp tekerlek haline getirdiğim odundan bir otomobilim vardı:) sonrasında olmayacak bir kaza ile oraya çaktığım çivi sağ gözümü %70 bitirdi. Bu da böyle bir anımdır
Cok küçükken bir bez bebegim vardı yanımdan neredeyse hiç ayırmazdım.bir gece dışarıda unutmuşum canım bebeğimi köpekler parçalamış.sonrasinda tamir etmişti babaannem ipten saçlarını yapmıştı falan yeni bir bebek gibi olmusti.onu çok severdim ki bazı bebeklik fotograflarimda da o bez bebek var.
Bir de dayımın aldığı bir bebek evi vardi.ilk defa böyle bir şeyim oluyordu yatağı falan vardı aklımdan çıkmaz hala.
En komiği Konyalım söyleyip dönen bir oyuncağım daha vardı
1
+
-entiri.verilen_downvote
Evdeki tabaklarla evcilik, bizim sokaktaki lastikçinin eski lastikleri, çember veee gazete yanında satılan hafıza kartları ileeeee
1
+
-entiri.verilen_downvote
5 yaşında babamın aldığı kilolu bi et bebeğim var kendisinin adı keltoş hala ilk günkü gibi kokar ve hala ilk günkü gibi en yakın arkadaşım :*
1
+
-entiri.verilen_downvote
Fiziksel oyuncaklar altıpatlar mantar tabancası, çatapat, kızkaçıranlar, ufolardı.
Sonra atarim oldu snowbros babamla saatlerce oynadığım oyundu sonra kaptırdık yokuş aşağı knight online bataklığı derken şimdi kafa topuna sardım
1
+
-entiri.verilen_downvote
evden uzaktayken arayıp görüntülü gördüğüm ayılarım, bebebklerim ve maymunum
yaşım 22 olsa da :))
1
+
-entiri.verilen_downvote
Benim bir sürü oyuncağım vardı ama en çok aklımda kalan Sisi'm vardı. Taşınırken çalınmıştı hiç unutamam ilk büyük peluşumdu ondan sonra hiç alınmadı. Çok üzülünce babam gidip peluş pikaçu almıştı bana, yaşım 21 hala ona sarılıp uyurum.
Kardeş sayısı fazla oldugu için oyuncak aramadım hiç. Olmadı da zaten yani kimse de almadı sjhsjjsjs
Ki hep birilerinin oyuncağı olup çıktık.
2
+
-entiri.verilen_downvote
arabalaaarr
ilk barbie bebeğim 8-9 yaşlarımda falan oldu.
zaten hiç sevmem, arabalar bebeklerim
0
+
-entiri.verilen_downvote
En sevdiklerim pembiş ayıcığım Minnoş ve Selocanımdı
0
+
-entiri.verilen_downvote
Annemin kendi annesinden kalma bakır bir dikiş kutusu vardı. Benim için çok önemliydi. Az oynamadım o dikiş kutusuyla. Şimdi merak ediyorsunuz. Hiç oyuncağa benzemiyor değil mi? Zaten çocukluğumdan beri hep böyle tuhaf şeylerle oynamışımdır. Mesela mandallar.
Bu dikiş kutusu aslında iğnenin, ipliğin, kopmuş düğmelerin eviydi. Mandalları da içine koyardım bazen. Sadece kapağını açıp kafamdan onlara bir senaryo yazardım. İnanmayacaksınız ama benim bir dizim vardı. "Makaslar Dünyası" idi dizimin adı. İki başrol de makastı. Sonra başroller değişti tabi. Bazen saat oldu, bazen mavi mandalım, bazen kardeşimin kocaman tokası... Bir şeylerle oynamak için sadece bir görüntü vermesi yetiyor insana. İlla oyuncak gibi olmaları gerekmiyor. Hatta oyuncak ne kadar oyuncağa benzerse onunla yapabileceğin şeyler de o kadar sınırlı oluyor bence. Mesela kumandalı araba ile anca araba sürebilirsin ama bir mandala karakter yükleyip onunla 8 sezon dizi çekebilirsin kafanda.
0
Bazen insanlarla da oynuyorum galiba kafamdan. İnsanlarla oynamak çok zevksiz. Anca birkaç bölüm falan çekersin. Sonra rating olmaz zaten kimse izlemez. - helgendeejderhagordum 04.05.2021 23:59:35 |#4155284
5
+
-entiri.verilen_downvote
Kaç yaşıma geldim hâlâ oyuncakları çok severim. Benim çocukluk oyuncaklarımın hepsini yeğenlerime verdiler zamanında :( Şimdi ben de intikam için ablamın yeğenim için ördüğü oyuncaklardan en güzel olanları aşırıyorum. Çok seviyorum bunları bazen bakıp bakıp mutlu oluyorum :)
gorsel
3
+
-entiri.verilen_downvote
Bizimkiler oynayayım diye bunu yapmışlardı zamanında
gorsel