kadın

hz.adem cennetteyken ve her sey cok guzelken kalbindeki boslugu hisseti o bosluk kadindi, kadiniydi ve hz.havva gelince kalbindeki bosluk doldu.kadin erkegin kalbindeki o bosluktur iste yerini kadindan baskasi dolduramaz.kadinlar gununuz kutlu olsun.

"kadın insandır, biz insanoğlu" neşet ertaş

efsane şebnem ferah albümüdür. vazgeçtim dünyadan, durma, bırak kadının olayım, yeniden doğup gelsem gibi efsane şarkıları bu albümündedir ayrıca

kadin bi sifat olmali herkes icin soylenmemeli, cok guzel narin ayni zamanda asi bi kelime.

dünya nüfusunun yarısını oluşturana, diğer yarısını yetiştirene kadın denir.

rezilde eder vezir de dedikleri o harika varlıklarız, iyi ki kadınız!

bilinç altıyla hareket etmeseler iyi insanlar kadın psikolojisine baktığımda maymundan geldiğimizi bir kez daha anlıyorum. not: bazı şeyleri aşmış kadınlarımız başımın tacıdır

bu ülkede belki de en çok horlanan bireyler... ne yaparsan yap hep sen suçlu oluyorsun.

yılmaz özdilin bir kitabı (bkz: yılmaz özdil)

çok ilginç varlıklar gerçekten dün bir hanımla muhabbet ediyoruz okul , dersler , hayat falan filan sonra bir an da kendimi dedikodu yaparken buldum .diyorum dedikodu yapıyoruz yok dedikodu değil fikir alışverişi bu dedi .hayır konuya nasıl geldik onu da anlamadım . içtenlikle tebrik ediyorum .

erkek siyah ya da beyaz olsa kadın hep gökkuşağıdır

kadına saygılı olun çünkü o insanlığın anası.

kadın,kimsenin burda iki kelimeyle anlatabilecegi kadar sığ bir varlık değildir.

eğer kral olsaydım.! çiğneyerek tahtımı memleketin halkını dizlerine sererdim. o kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı bir tek bakışın için sana feda ederdim. eğer tanrı olsaydım.! o heybetli, o derin kainatın, semanın, denizlerin, her yerin i̇rademin önünde eğilen meleklerin sevgilim bir busene hepsi senindir derim victor hugo

-a şiddete hayır!

soğdca "kraliçe" sözcüğünden alıntıdır. katun

hint mitolojisi kadının yaradılışını şöyle anlatır... tanrı yaprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvancını, sisin gözyaşını aldı... rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini buna ekledi... onların üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını,kaplanın yırtıcılığını, kışın soğunu, saksağanın gevezeliğini, kumrunun sevgisini kattı.... bütün bunları karıştırdı, eritti ve kadını yarattı...

dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için yaratılmış daha sonra üretim amacından saparak dünyayı bataklığa çeviren bir tür. anlaşılması güç, uzlaşılabilmesi zor, memnun edilebilmesi imkansız bi tür. yeryüzünde sadece erkekler olsaydı dünya belki de şu anda olduğundan daha masum, daha yaşanabilir olurdu. çünkü erkekler düz ve basit bir yapıya sahip. anlaşılması ve uyum sağlaması kolay. bütün hile hurda dolambaçlı işleri erkeklerin hayatına sokanlar bizzat kadınlar.

"bir kadının bize her şeyini verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek, bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey." (bkz: kürk mantolu madonna)

sevilmesi gereken. dövülmesi değil.

saçları dururken kalbiyle oynanmaması gereken

muhteşem bir şey. anlatacak kelimem yok. ne zaman bir kadına arkadan sokulup vücudunun tüm kıvrımlarını hissetsem ruhum bedenimden çıkıp arşa yükseliyor. bir erkeğe bu hissiyatı yaşatacak başka bir duygu ve bir varlık yok.

kadın, kötü bir alışkanlık gibi kadın. saçı falan var böyle, uzun.

kadın bir çok sıfata sığabilecek, sınırsız anlam yüklenebilecek tek varlıktır.

anne olunca nirvanaya ulaşıyor başka birşey oluyor bence

şu ilk entry bana ait olsa hebele hübele yaparsınız. (bkz: samimiyetsizliğinizi öpeyim)

"erişkin dişi insan" anlamına gelen kelime. (bkz: erişkin)

bir kadının kaderi sevdiği adamın ihanetiyle sevmediği adamın sadakati arasında çizilir. (bkz: lev nikolayeviç tolstoy)

insanlığın dünü, bugünü ve yarınıdır. kadın çirkinleşmişse her şey çirkinleşmiş demektir.

kadın karmaşadır, tereddüttür, öfkedir, arzudur, hırstır, güçtür, savaştır, güvendir, sevgidir, tutkudur, sadakattir, sanattır. erkek ise (ki konu dışı bile olsa birbirlerinden olan bağları aynı konu haline getirir) sesiz kasabadır, kuşkusuz hayalperesttir, düşmansız askerdir, boş beleş bir gençtir, sıradan bir tüccardır, korkak bir kas yığınıdır, öfkeli iki ülkedir, kayıp bir çocukdur, umutsuz bir kocadır, sanatkardır. bu ikisi birleştiğinde olaylar başlar birbirleri olmadan ne güzel olabilirler ne çirkin. ( devam etmeyi düşünüyorum lakin daha uzun yazamıyacağım ilk fikrimden sapıyorum o yüzden burda bırakıcam yarım dahi olsa)

kadın karmaşadır, tereddüttür, öfkedir, arzudur, hırstır, güçtür, savaştır, güvendir, sevgidir, tutkudur, sadakattir, sanattır. erkek ise (ki konu dışı bile olsa birbirlerinden olan bağları aynı konu haline getirir) sesiz kasabadır, kuşkusuz hayalperesttir, düşmansız askerdir, boş beleş bir gençtir, sıradan bir tüccardır, korkak bir kas yığınıdır, öfkeli iki ülkedir, kayıp bir çocukdur, umutsuz bir kocadır, acılı bir kalptir, denizcidir, sanatkardır. bu ikisi birleştiğinde olaylar başlar birbirleri olmadan ne güzel olabilirler ne çirkin. yakıp yıkabilirler ne de tamir edebilirler. ne başarabilirler ne de kaybedenilirler. tekrar okumanızı öneririm bir sura ile yazdım kadın ve erkeğin sıralamasını ki birbirlerine en layık oldukları haller ile eşleşsin diye. ama en sevdiğim ikilileri anlatıp bitirivermek bu metni. kayıp bir çocuk ki güveni ona sorsanız annesidir daha da fazla açıklamaz istemez bu örnek. tüccar ki onu diğerleri ile yarıştıran bir kadının sevdasıdır bazen bazen ise bir eşin bitmek bilmez arzuları. bir sanat eseri düşünün ki ona hiç kimse bakmayan hiç kimse onu çizmemiş ne değeri olur "güzelliğin beş para etmez şu bendeki sevdan olmasa(aşık veysel)" yada şöyle düşünün bir sanatçı düşünün ki hiç eser verememiş hayatında bir sanat eseri görmemiş. beyler gidin bugün annenizin elini öpün, ablanıza sarılın, sarılın sevdiceğinize, sarılın kız kardeşinize, sarılın kızınıza ve yeğeninize. size bu dünyayı anlamlı kılan olanlar. ve kızlar gidin sarılın babalarınıza, gidin satılın abinize,gidin öpün kardeşlerinizi, oğlunuzu öpün koklayın, sarılın yeğenlerinize ki onlar çünkü onlar dünyayı değiştirmeye hazır sizler uğruna. :) not: bu yazıya dün başladım ve yarım halini zaten atmıştım bu tamamlanmış hali umarım memnun edebilmişimdir fikirlerimle incittiysem bilmek ve hatalarımı öğrenmek isterim

muazzam yaratılmış bir bedene sahip canlı. kadını kusurlu yapan, yanlış kişilerin eline geçmiş olması. (bkz: ziyan edilen bedenler)

5 harf 2 ünlü 3 ünsüz. erkek gibi.

kadın; bilmeyene "nefs", bilene "nefes'tir". - şems-i tebrizi -

bu yazıyı son zamanlarda artan feminizm sayfalarından kopup nefret eğilimli krizler geçirmiş kadınlar okumasın. metalaştınız! şaka şaka. bir kadın düşünelim mesela. sevilmek istiyor. her insan gibi, ihtiyaç duyuyor en nihayetinde. tıpkı bir erkek gibi. seviliyor ve sonra ilerleyen evrelerde bundan şikayetçi oluyor, sıkılıyor, daralıyor. ama istediği bu! bir müşteri düşünüyoruz, soğuktan titreye titreye sıcak bir çorbanın hayalini kurarak bir restorana giriyor. karşısına gelen yemeğe; ama bu çok sıcak diyerek şikayet ettiğini düşünebilir misiniz? bunu yetkili personele şikayet etmiş bir müşteri hakkında ne düşünülebilir. salak der geçersin. hadi sevginin fazlasını sıcak çorbanın ağzı yakmasına bağlayalım. sevginin de kontrol edilebilir bir şey olduğunu unutmayın. özetle kadın erkek fark etmeksizin ne istediğimizi bilmemiz gerekiyor. dışardan gösterdiğiniz zor erkeğim ben üzerim senileri ve güçlü kızım ben sana kolay yar olmam edalarını fazla uzatmayın. ee tabii biraz naz yapmadan olmaz. kolayın üstüne kimse gitmez. zora koşmak bi süre sonra yorar. o yüzden fazla uzatmayın bu evreleri. sonuçta yorgun geçen bir gecenin sabahında herkes olduğu gibi uyanıyor. kadınların ilgi, alaka ve sevgi hislerini yemek kavramı üstünden açıklamaya çalışarak başka noktalara da değildim. yakşamlar sözlük.

sevdiğim bir 'adamlar' şarkısı. "dönme dolap, dönme be!"

zaman ne kadar geçerse geçsin değerinde artış olmayan insan cinsiyeti. evet biliyorum şu meşhur insan hakları evrensel beyannamesinden, avrupa insan hakları sözleşmesinden, pozitif ayrımcılıktan, fırsat eşitliğinden falan bahsedeceksiniz ama benim demek istediğim öyle bir şey değil. mesela yıllar yıllar önce kadınların eğitim almaları söz konusu değildi, en azından kısıtlıydı. mesela oy hakları yoktu. mesela 'cadı' olarak addedildikleri zamanlar vardı. bu örnekler bitmek bilmeyen türk dizileri gibi uzayabilir. peki şimdi durum ne ? bir araba fuarında neden kadın manken arabanın önünde antik roma dönemi heykeli gibi duruyor ? bir dondurma reklamında neden dekoltesi, hz. musa'nın kızıldeniz'i ikiye ayırdığı gibi açık duran bir kadın dondurmayı ısırıyor ve o dondurmanın tanıtımı yapılırken "haz" kelimesinin vurgusu yapılıyor ? neden çikolata reklamında çikolatadan çok çikolatayla adeta öpüşen hanımefendi dikkatimizi çekiyor ? (hadi ama o çikolatadan sen de yedin ve yediğin anda reklamdaki gibi bir afrodizyak etkisi uyanmadı kabul et) neden bazı gazetelerin ve haber sitelerinin "öne çık(arıl)an" haberlerinde herhangi bir hanımefendinin ( genellikle ünlü olurlar) "şanssız" frikik görüntüleri padişah fermanıymışçasına umuma arz edilir ? halbuki eğitim alabiliyoruz, seçimlerde oy verebiliyor hatta seçilebiliyoruz, feminist hareketlerle ya da türlü sivil toplum kuruluşlarıyla hakkımızı "söke söke" savunabiliyoruz... kadına "bahşedilen" bu muhteşem imkanlar, hakemin avantaja bırakmak yerine serbest vuruşa karar vermesi ( hatta belki de ilave bir sarı kart çıkarması ) için yerde debelenen oyuncunun baldırına sıkılan uyuşturucu sprey gibi anlık bir çözüm sağlıyor. birkaç yürüyüş, birkaç kınama mesajı, birkaç "...yalnız değildir" kampanyası vicdanları rahatlatmak için yeterli oluyor sanırım. birileri hergün canıyla bedel ödeyerek ibret oluyor ve bizler örnek almıyoruz. her geçen gün dünya büyük bir market oluyor ve kadın da o marketin vitrinini süsleyen sergi ürünü oluyor. öte yandan cesur bir yırtmaç veya cüretkarca açılmış iki gömlek düğmesi kadınların iş bitiricilik hamlesi oluyor veya kadınlık, bir ödül-ceza sisteminin ana unsuru halini alıyor... dünyayı hangi yöne doğru dolaşırsak dolaşalım en sonunda aynı yere varacağız. bu bir duyar/prim faaliyeti değildir. sadece kadının ve de aslında insanın hak ettiği değeri görmesi için edilmiş bir dua. amin.

şimdi soracağım soruyu ters anlayıp bana saldırmadan önce iyice okuyun. herhangi bi hanım kızımız ile konuşuyorum. herşey güllük gülistanlık ardından hiçbir konu dahi olmadan sen şunu söylemiştin ama konu böyleydi dedi. o zaman neden belirtmedin durumu dedim. düşündüğünü bile sanmıyorum diyerek kavga çıkardı. ciddiyim bak neden böyle yapıyorlar/yapıyorsunuz? hayır lan bi konu dahi yokken aramızı kötü yapabiliyor bunu neden bi insan evladı yapar ben onu anlamadım. birisi bana bu durumu açıklayabilir mi?

t:"woman" adlı yabancı dizinin uyarlaması, fox tv'de salı günleri yayınlanan dizi. i̇lgimi çekmişti ama fırsat bulamamış izleyememiştim doğru dürüst. i̇lk bölümde duyduğum şu cümleler içimi bir hoş etmişti "baban seni kucağına aldı. sana uzuun uzun baktı. ve bir daha asla dağlara gitmeyeceğini söyledi. çünkü bir babanın tırmanabileceği en yüksek yer bir kız çocuğunun kalbiymiş. öyle dedi."

dişi. erkeğin tamamlayıcısı,yaratıcısı. bütünün diğer parçası.

kadınlar güldür ma çiçektir

şöyle bir göz gezdiriyim dedim. fazla mimikten ölen var dizide.

güzel ve ihtiyaç duyduğumuz mükemmel homosapien türünün dişi olanı. i̇çinden yeni bir canlı çıkarabilmesi en büyük mucizesi. akıl derinliği farklı, bakış açısı ile ağızları açık bırakabilecek işlere imza atan bir canlı.

(#2177598) (bkz: çöp) yanlış bilmiyorsam şirin sarıkadı diye bir oyuncu özge özpirinççinin kardeşini oynayan. çok fazla mimik kullanıyorsun bacım, yapma. kötü kadını oynuyorsunda yaprak dökümünde ferhundeyi oynayan ablam nasıl yapıyordu. o abla aslında kadın isterse dizisinde de kötüyü oynuyordu. kısacası çöplük bir dizi. ne iyi senaryo var, nede çekim tekniği.

şebnem ferah'ın ilk albümünün adı.