günümüz türkçesinde "kadın" ve "hatun" şeklinde kullanılan kelimenin kadim türkler tarafından kullanılan şeklidir. islamiyet öncesi türk devletlerinde kağandan sonra ikinci sıra
katun'undur. katun'dan sonra devlet yönetiminde
yabgu ve
şadlar yer almaktadır.
örnek olarak kül tigin yazıtının doğu yüzü 10-11. satırlarını verebiliriz:
yukarıda türk tanrısı, türk'ün kutlu ülkesini bu şekilde düzenlemiş. türk milleti yok olmasın, millet olsun diye il-teriş kağan ve il bilge katun'u halk içerisinden çekip yükseltmiştir.
entiriden alakasız kısım: ilk paragrafın son cümlesinde geçen
yabgu genellikle büyük oğul olup, tarduşlar'a hükmetmeye gönderilmektedir.
şad ise küçük oğullardan seçilir ve diğer türk boylarına hükmetmeye gönderilirdi.
bazı türk kağanlarının 1-2 kez evlendikleri görülmektedir. fakat bunlardan sadece bir tanesi baş katundur ve o da türk olmak zorundadır. bunun neticesi olarak yalnızca türk soyundan olan katunların çocukları kağan olma şansına sahip olabiliyorlardı. kağan öldüğü zaman yerine geçecek olan çocuğu küçük ise, o vakit katunun devleti oğlu adına yönettiği örnekleri de(kök-türkler, selçuklular ve osmanlılar gibi büyük türk devletleri) mevcuttur.
savaşlarda da katunlar, kağanların yanında yer almaktadırlar. moyun-çor, 743 senesinde ozmış tigin ile yaptığı savaşta, ozmış tigin'in katununu da esir aldığını söylemektedir:
ozmış tigin han olmuş. koyun yılında üzerine yürüdüm. ikinci savaşı ilk ayın on altıncı gününde yaptım... tuttum. katununu orada esir aldım. (bkz: şu yazıtı kuzey: 9-10) (bkz: taryat-terhin yazıtı doğu: 9, güney: 1)