bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bunu vicdanla bir tutarım hep. bana göre vicdanlı bir insan imanlıdır da. tabii bunun en temelinde illa müslüman olmak lazım mı, ona da pek gerek olduğunu sanmıyorum açıkçası.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      inandığına yürekten tasdik manası taşır.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İman çerçevesi içinde ilişkilerimizi yaşayalım.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “İman, Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’ın tebliğ ettiği zaruriyât-ı diniyeyi tafsîlen ve zaruriyâtın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur.” “İman, Sa’d-ı Taftazaninin tefsirine göre, Cenâb-ı Hakk’ın, istediği kulunun kalbine, cüz-i iradenin sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur.” “İman, Şems-i ezelîden vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuâdır ki, vicdanın iç yüzünü tamamıyla ışıklandırır.” “İman, Şems-i Ezelîden ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-i ebediyeden de bir parıltıdır.” Evet, kainatta hiçbir zişuur, kainatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Halik-ı Zülcelal i inkar edemez... Etse, bütün kainat onu tekzib edeceği için susar, lakayd kalır. Fakat Ona iman etmek, Kur’ân-ı Azimüşşanın ders verdiği gibi, O Halıkı, sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kainatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir. Her neyse... Herkesin, iman mukàbilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor. Bu zamanda, hakikî imanı yüzde doksan kazandıran ve Kur’ân-ı Hâkim’in mucize-i maneviyesinden neş’et edip çıkan Risâle-i Nur, bu cami ve küllî ve yüksek marifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve tahribâtçı küllî cereyanlara karşı Kur’ân ve iman namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. İmanın hadsiz mertebelerinde terakkiyât ve inkişâfâta medar oluyor. Ehl-i imanın imanını muhafazasına Kur’ân nuruyla vesile oluyor. Risâle-i Nur; “imanı olmayanı İnşallah imana getirir, imanı zayıf olanın imanını kuvvetleştirir, imanı kavî ve taklidi olanın imanını tahkikî yapar, imanı tahkikî olanın imanını genişlendirir, imanı geniş olana bütün kemâlât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir, daha nurânî, daha parlak manzaraları açar.” Risale-i Nur Oku
    5. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Evet bir adamın imanı, ebedî ve dünya kadar bir mülk-ü bâkinin anahtarı ve nurudur. (bkz: Kastamonu Lahikası )
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Evet, bu küre-i arza memuriyetle gönderilen her insan, burada misafir ve fâni olduğu ve mahiyeti bir hayatbâkiyeye müteveccih bulunduğu kat’iyen tahakkuk etmiştir. O her insan, bu zamanda hayatebediyesini kurtaracak olan istinad noktaları sarsıldığından, bu dünyasını ve içinde bütün alâkadar ahbabını ebedî terk etmekle beraber, bu dünyadan binler derece daha mükemmel bir bâkî mülkü de kaybetmek veya kazanmak dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikası olmazsa ve berâtı ve senedi olan itikadı sağlam bir surette elde etmezse, o dâvâyı kaybeder. Acaba bu kaybettiği şeyin yerini hangi şey doldurabilir? Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İnanmak, din adına tebliğ ettiği konularda peygamberi doğrulamak anlamında bir terim.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote