bugün
yenile
    /
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çin kadar uzaklardan can kadar yakından sen bir masal kızısın dün çinden gelmiştin bu gün lizboa'dan yüzünde tarçın kokusu gözünde cîn bir gün buradan gidersin Mariyya..
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      … Ve sen kimi gün bir rüzgar gibi Kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi Kopup ötelerden ötelerden Yalnız bana geleceksin Bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin …
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      böyle boynu bükük duruyorsam eğer içimden öyle geldiği için değil ama hiç değil ah güzel Ahmet abim benim insan yaşadığı yere benzer.. o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer suyunda yüzen balığa toprağını iten çiçeğe dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine konyanın beyaz antebin kırmızı düzlüğüne benzer..
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bugün ilk kez okuduğum ve sanki yıllardır bugün okumamı bekliyormuş gibi beni karşılayan çok uzun zamandır bu kadar iyi bir şey okumadığımı hatırlatan içimde korkunç bi kehaneti başlatıyormuşum hissini yaratan o eşsiz, nefes kesici, ruhumu çekip kanımı donduran o şiiri bırakıyorum buraya: --- spoiler --- KENT "Başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin. Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa. Sanki bir hükümle yazgılanmış bir çabam; ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya. Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım? Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın." Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler. Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın aynı sokaklarda. Ve aynı mahallede yaşlanacaksın ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların. Hep aynı kente varacaksın. Bir başka kent bekleme sakın, ne bir gemi var, ne de bir yol sana. Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte, yıktın onu, işte yok ettin onu tüm yeryüzünde. --- spoiler ---
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Geldim İster miydim? Sormadım. Deryada yüzdüm mü? Boğuldum mu deryada? İlk miydim? Bilemem. Yaşamak mıydı görünmezliğin ahenginde olan? Ortada olan mıydı kenara çekilmişliğim? Rıhtımda dalga mıydım? Ufukta çatlayan gün ışığı bu muydu? Mahzunluk denilen bu yolculuk muydu?
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çiçek koparmak bazen can verir ya haşa iliştir eski sözler devrilir tüm ağaçlar her halükarda nereye gitsen orda bağışlar tanrısız bir bayırda mübahtır tüm günahlar
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Göğe Bakma Durağı İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda Beni bırak göğe bakalım Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor Seni aldım bu sunturlu yere getirdim Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En sevdiğim şiirdir. “Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer… Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.“
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Birgün Seni Sevdiğimi Anlarsın Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin Niçin yaratıldığını Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın Dolar gözlerin için burkulur Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın sevilen dudakların Sevilen gözlerin erişilmezliğini O hiç beklenmeyen saat geldi mi Düşer saçların önüne ama bembeyaz Uzanır gökyüzüne ellerin Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın hayal kurmayı Beklemeyi Ümit etmeyi Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi Lanet edersin yaşadığına Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden Bir gün seni sevdiğimi anlarsın
      2Ümit Yaşar Oğuzcan... En sevdiğim şiirlerdendir - 1omerf 21.04.2023 05:54:16 |#4535173
      1 Benimde en sevdiğim şiirlerinden ama benim favorim hasretinden prangalar eskittim. - bilinmeyengercek 21.04.2023 09:43:37 |#4535213
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını...
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mutsuz kente mutlu yağmurlar yağıyordu, aylardan bir deli zemheri, canım yanarken gözler gördüm sanki yangın yeri, elveda bedenden bedene yollandığım günlere, elveda beline sarıldığım güzellere, elveda memur çocukları gibi zor terk ettiğim kentlere, gittim ben sonsuzluğa, sorgusuzca gittim, seni martılara emanet ettim, ıslak, yorgun, huysuz martılara... bektaşi tekkesinde deyiş okudum, okudukça sana dokundum, yangın yeri gözlerine yüreğimi açtım. ben yalova'dan bir öğretmen, 50'sine yeni bastım. gözlerim gözlerine akmak ister, sen ister gizle ister göster. gözlerimden başka göze gitme, gidersen de sevme, seversen de delirtme. beni incitme, kapatma gözlerini gözlerime.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ... Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak ...
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini, Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye. Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni, Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye. Öldüren bir nefrettir yüreğindeki şeytan: Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu, Çekinmezsin güzelim can evini yıkmaktan Onarmak olmalıyken asıl amacın onu.
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir yaşam pınarını, iki kaynak beslesen. Birisi kaf dağından diğeri en derinden. Tabiatı toplayıp yere sersen yeniden. Yine senden can bulur, masmavi sudan kadın. Kapısı açık kalıp rüzgâr inse cennetten. Bir koku ki güzelce, değdiğini mest eden. Öğrenmiş insanoğlu gündüz ile geceden. Takip eder hep seni, sapsarı miskten kadın. Toplasam salkımları el değmemiş bahçeden. Bekletsem fıçılarda ta bugüne ezelden. Yine sarhoş olamam, bana tek mey teninden. Bir eline dokunsam, kırmızı aşktan kadın. Günah olsa fark etmez, ruhum seni zikreden. Kapatsalar zindana saymam yine zulümden. Celladın elindeki, bir ip saçın telinden. Bana artık ölüm hak, simsiyah saçlı kadın. Çekip alsa ruhumu, akıtıp da kirini. Hapsetse bir şişeye, ilahiden görevli. Sonra mizanı kursa, toplansa tüm ahali. Yine seni tartamaz, bembeyaz ruhtan kadın.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine Kapılıp gidiyorum saçının sellerine Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
    17. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çocuk, sen makpela tarlasından geçtin mi ki üstüne sinmiş eski çağların güngörmüşlüğü. ışık kuşları yarasalar gibi değil, karanlıktan gocunurlardı onlar… ışık kuşları hiç varolmadılar. sen var mıydın ki bir zamanlar? gittiğine göre, vardın diyorum ancak varolanlar gidebilir. yok olanlar için tam aksi yok olanlar günün birinde bakarsın ki, çıkagelir. sen vardın, sis renginde giyinerek ve çekilir gibi bir imbikten gittin, bazı kimseler sordu yönünü yöreni -onlara ne- ben, özü gitmiş ve kararmış dibe çökmüş bir tortu suskun, kalakaldım çaresiz. yokluk, ayrılık, gitmek, bu sözler… sevilmez en azından; benim için böyle değil bunlar senin vedâından yadigar sayılırlar artık. yokluk, gitmek ve ayrılık seni düşündürürse bana daha ne isterim ki çocuk? -hüsrev hatemi.
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      SEN SEN SEN Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa, sormasa beni Sen gelsen yeter. Huzur ellerinin güzelliğidir Gözlerin karşımda bir mutluluk denizi Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam, Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm Bende sabır, sende naz... Gündüzden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter. Duymasa da hiç kimse şair gönlümün Sende karar kıldığını Ve içimin şerha şerha yarıldığını Sen bilsen yeter. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu, ürkek... Bir incecik dal gibi üstüme titreyerek Eğilsen yeter. Yavuz Bülent Bakiler
      2Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla, Bâzan sessiz sedasız, ipekten kanatlarla, Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla, Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla, Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla, Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla, Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla, Sözde senden kaçıyorum doludizgin atlarla.. Yavuz Bülent Bakiler - onlinehemsire 06.09.2023 00:19:23 |#4602190
      1@onlinehemsire sizin attığınız şiirini de çok seviyorum devamı da çok güzel 😍 - nupeldaa 06.09.2023 13:12:03 |#4602345
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "vah başıma gelenler, şiire hiç onur bahşedilmiyor. şiirler övülür, ama sevgililer pahada ağır hediye bekler. vahşi bile sevilir, zengin olsun yeter. çağımız altın bir çağ sahiden: altın satın alıyor en yüce onurları: aşk altınla kazanılıyor. sen bile gelsen, ey homeros, musalarını da alsan yanına, hediyen yoksa elinde, ey homeros, kalırsın kapıda." ovidius. (bkz: poetry is for wankers)
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sen her gün başka bir güzel olsan Ben her gün başka bir âşık Her göz göze gelişimizde Yıldırımla vurulmuş gibi olsak Yepyeni bir aşk olsa aramızdaki Her seferinde Ne harika olurdu yaşamak Hele evlilik Sen her gün başka bir güzel olsan Cahit Sıtkı TARANCI
    21. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum.
      1 Gecelerden bir gece uyanırsın apansız Uzaklarda elemli,garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse Bil ki seni seviyorum Son kıtası ayrı bir güzel bence entryde şiirin başını görünce eklemek istedim sayın yazar :) - nupeldaa 14.09.2023 07:57:06 |#4606401
    22. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ahmed arif - anadolu "...öyle yıkma kendini... öyle mahsun, öyle garip… nerede olursan ol içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne tükür yüzüne celladın fırsatçının, fesatçının, hayının… dayan kitap ile dayan iş ile tırnak ile, diş ile umut ile, sevda ile, düş ile dayan rüsva etme beni!"
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üst üste sigaralar içtim, çok güzel kızlar geçti, biralar... paris, günlerden 2 ramazan, bir mehmet efe neden hiç durmadan saatlerine bakar bu ihtiyarlar aslan neden haramdır, ne diyor mutezile? ezan okunurken teybin kapatılmasına bazen inandım inandım bir insanın başka bir insanı doğurmasına... sinema çıkışları ah süperleştirmesin seni kırılan kalbine kâfi bir tatlı baretta.muaviye'yi yaratan allah'a inandığıma da inandım duman oldu gençliğim lâkin hazmettim bunu katil polis çölü kana buladığında azmettim, haktır atın asfalta vurduğu..bazarov inancıyla çektim iskarpinleri kotun altına çok paslı filmler çektim dişlerim kamaşmadan allah varsa devlet şirktir, duyan safına çekilsin -paris bu yaz çok sıcak öf- çekilmiyor başbakan..."
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Neden öyle sessiz duruyorsun öyle? Şarkın mı tükendi dersin, biten günle, Yoksa gün mü bitti şarkınla beraber? Çığlıklar, içinde can verdiği bu an, N'olur, gözlerine geceler dolmadan, Bana altın gibi bakışlarını ver... Akşam Vakti - Cahit Sıtkı TARANCI
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Ciğerlerime dolduruyorum Sessizlik ve serinlik Birleşiyor Yıkanmış güvercinler Ve çok uzakta bir tren sesi Her zaman yeniden başlamak duygusu Doğuyor içimde Her uyanışımda Düşmanlarımı bağışlıyorum Daha çok seviyorum dostlarımı Her uyanışımda Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Yüreğime dolduruyorum”
    26. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif… Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin Kadar Sevilirsin… --- spoiler --- Ne eksik ne fazla değerini kendi belirlermiş insan beni öldürdüğün kadar canlısın...
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "seçilmiş bir yalnızlığın içinden seslenirim mahcup ve özgür; sevdiği herkesi bir kedere dönüştüren kalbimle." (bkz: şükrü erbaş )
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Zamansız Övgü Kendim şöyle bir bakıyor kendine Dönüp tebrik ediyor Hala burada diye "Ben kimi zaman gidiyorum buralardan ama o hep burda,burası her neresiyse"diyor Bi taktiri hak ediyor,e tabi bi de yüzüme tükürme özgürlüğünü! Peki hiç "kendim" çekinir mi, kimden çekinsin? Başlıyor haklılıklarını masaya koymaya Bitmiyor bitmez hiç Her tebriğe bir haklılık gösteriyor Sonra kendim, sendin beni tebrik eden diyor savunulmamış bir haklılığın verdiği özgüvenle Bendim diyor kendim Peki ya senin masan niye boş diyecek gibi oluyor, demeden fark ediyor yerde bir yığın haklılık Tam haklısın diyecek;bir ilan koskoca gazetede: Ölmeye az kala biri atlamış çöp yığınlarının ortasına Altında küçücük bir yazı : can kaybı yok, daha da küçük puntolarla:ÖLÜLER DİZBOYUNU AŞMIŞ!
    29. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş. Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş. Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın. Anlatması imkansız olan öyle bir an ki Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki. Bak emrediyor, daldığın alemden uyan ki Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın. Kalbin benim olsun diyorum çünkü mukadder. Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver. Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer. Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın... Ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin. Yazmış kaderin, aşkıma ömrünce esirsin. Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin; Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın.
    30. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, açıl Örtün karanlıkları masmavi denizlerde Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde Bil ki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum Gecelerden bir gece uyanırsan apansız Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse Bil ki SENİ SEVİYORUM Ümit Yaşar OĞUZCAN
    31. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sevgili Anneciğim, Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran. Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc'ın ucuz evinde Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor di'li geçmiş zamanda birçok resim, Hep gülümsüyorsun Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında Durmadan soluyormuş gibi Hatırlar mısın? Mavi saçlı bir tanrı gibi severdim Burdur Gölü'nü O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü. Vişne bahçeleriyle dolu, Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin. Bazen ölmek istiyorum Beni yeniden doğurman için İri, ekşi bir vişne tanesi gibi. Kış başında bir ton kömür yığarlardı kapıya Bazen görülen rüyalar gibi kapkara Bir ton rüya çıtırdarken Sen kar yağmadan önce başkaydın, Kar yağdıktan sonra bambaşka. Sanki hep buluğ çağındaydım. Kuşlar zaptederdi her yeri, sabahları Binlerce kez söylerlerdi söyleyeceklerini Bizim hiç anlayamayacağımız bir şeyi Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar... Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı. Ben bu eve Muc'ın ucuz evi diyorum Yokluğunda böyle oldum. Mucize öldükten sonra buraya taşındım. Ve inan Muc bu evi bana ucuza verdi. Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam. Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri Diye başlayan bir çocuk romanında... Şalına sarınırdın toprağa sarınır gibi Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için, Bu acımasız ölü anne sesini Şimdi mucizevi bir yerdeyim Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burada Ve çok ağır ilerliyor. Yüzümdeki çillerden başka İsyan eden biri yok hayatımda. NOT: Ölen her kadın için bir şiir yazdım. Onları Muc'a evin karşılığında verdim Çok ucuza. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: ANNE!
    32. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben iki tane bıraksam olur mu? İkisi arasında seçim yapmak zorunda kalmak istemiyorum... https://youtu.be/FklJSXp8Uxw?si=90f1mIK14tTfJEgE https://youtu.be/Axp8pRE7UoM?si=SsHFnCqB_F3-rIRU
    33. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- Ben, yine de vazgeçmedim seni sevmekten. Eskisi gibi değil ama. Biraz buruk, biraz küs, biraz sitemkâr seviyorum artık seni... Dudaklarımı ısırıyorum artık adın geçince. Kavga falan çıkarıyorum. Eskisi gibi sakin değilim ama olsun... --- spoiler --- cezmi ersöz
    34. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gece bitkilerinden korkuyorum, Hayır, geceleri bitkilerden! Gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır Bana açtığın her telefon. İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. An ki fıskıyesi sonsuzluğun Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
    35. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ekmek şarap sen ve ben Ve bir de sabahın dördü, Dışarda kar, Odamız ılık Gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe, Anlattın bana, Ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını, Aşkı tattığını, Karım dediğini Ve aldattığını. Ekmek şarap sen ve ben Ve bir de sabahın dördü, Kıskandım Gogen'i Tahiti'lim Terlemiş vücudunu silerken, Cüzzam mikrobunu, Ve yaktığı kulübesini. Ekmek şarap sen ve ben Ve bir de sabahın dördü, Saçların bağlamıştı ellerini muz kokulum Güneşi doğurtmuştuk Euduris'im Martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında, Nefesin vücudumu yakıyordu yer yer Sam yelim, Sahra-i Kebir'im... Ekmek şarap sen ve ben Ve bir de sabahın dördü, Kahrettim her şeye o gün Babanın şarap çanağına, Doğan güneşe, Gogen'e, Kadere, Allah'a, Sana, Ve bana, Ve bir de gittiğin arabanın tekerleğine...
    36. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir. Sonnet XVIII W. Shakespeare
    37. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir gülün tenine değmedi hiç elleri Bu yüzden yumuşaklık nedir bilmezler Çiçeksiz büyüttüler çocukları Oyunlarda durmadan yenmeyi öğrettiler Bir büyük oyunda sonra yenildi çokları Sevgisiz büyüttüler çocukları Dal sürmedi hiçbiri kaldılar yoz kıraçta Çiğ yalan bencillik biraz da kindi suları Gölgesiz büyüttüler çocukları Konmadı hiçbirinin sesine yumuşacık Bir yüreğin dalından uçan sevi kuşları Türküsüz büyüttüler çocukları El vermek nedir dosta dostluk nedir ki Hep bir oyuna gelmekti korkuları Güvensiz büyüttüler çocukları. Şükrü Erbaş - Çocukları Öldürdüler
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Heceye harfler döküldü Sonbahara yaprak Yüzünden düşerdi güzelliğin Ben yine seni severdim Penceremden ay ışığı düşerdi Ayaklarından gül yaprakları Geceye kıvılcım dökerdi yıldızlar Ben yine seni severdim Kah gözümden kah gönlümden düşerdin sen Göğsüme hançerler dökülürdü Ben yine seni severdim
    39. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını Evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım! --- spoiler ---
    40. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı.
    41. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? -VİCTOR HUGO
    42. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Cihanet be kam o felek yar bad, Cihan-aferinet nigehdar bad." - "İşin hep rast gelsin, bahtın sana yar olsun, Tanrı'dan dilerim, O da sana hep yar olsun"
    43. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
    44. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; Bildiklerimizle övündük, eğlendik. Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik. Ömer Hayyam-Rubailer
    45. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Dedim ya bir şiir olmaz benden. Aşağı mahallenin haylaz çocuğuyum ben..." Ruhunu kemikten duvarlara saklayanlara gelsin..
    46. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Senin gönlün daima meshur ve musahhardır, Mazursun… Sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin, Mazursun. Ben sensiz bin gece kan yuttum, Sen bir gece sensiz kalmadın, Mazursun
    /