az önce zehir zemberek bir entry yazmıştım bu başlığa ama sonra sildim. şimdi yeniden yazayım:
filistin, türkiye ile hiçbir zaman siyasi ve ekonomik anlamda bir ortaklık kurmamıştır. tam tersi,
israil birçok konuda, tarihin her devrinde
türkiye'nin yanında olurken filistin ve
suriye,
pkk'ya kucak açmıştır. bunu, şunun için söylüyorum; bir devlet, başka bir devletten ötürü "kankim" diyemez. diyecekse eğer, bunun kriteri, siyasi ve ekonomik çıkarlardır.
madem her fırsatta övünüyorsunuz, ecdat ecdat diye. senin o ecdadın var ya, tarihte dönüp dönüp kendi ırktaşlarıyla savaşmış, dindaşlarıyla birbirine girmiştir. demek ki neymiş? bir devletin dini ve ırkı olmazmış, sadece çıkarları bulunurmuş.
ya arkadaş, yıllardır
doğu türkistan soykırıma uğruyor, onu kullanıp tek bir oy alamayacağını bildiği için, bu ülkede başa geçen hiçbir sağ ve muhafazakar hükümet, ses çıkarmıyor.
lan daha iki gün önce
çin büyükelçiliğinin önünde eylem yapan insanları yaka-paça gözaltına almadınız mı siz? ee, bugünse sözümona pandemi yasakları varken 100 binlerce insan ankara sokaklarında, "mehmetçik kudüs'e!" diye bağırıyor.
karar verin. acının ve mağduriyetin sadece işinize gelen kısmına mı ses edeceksiniz, -ki o da yapmacık- yoksa hepsine mi?
bu arada, filistin'de üzüldüğüm tek kesim, garibanlar. masum çocuklar ve cahil-yoksul halk. diğer türlü sikmişim dünyadaki tüm toprak parçalarını. zira üzerindeki insanlar insan onuruna layık bir şekilde yaşamadıktan sonra dünyadaki tüm kara parçalarının ne anlamı var!
ayrıca, israil devleti, satın aldıkları topraklar üzerine kurulmuştur. yani, öyle talanla ya da işgalle değil. tüm yaygara, işgal ettiği alanlar için.
son olarak,
kudüs'ünse ciddi manada önemli bir yer olduğunu düşünmüyorum. hiçbir zaman da düşünmedim. bununla ilgili çok güzel bir komplo teorisi var ama konudan sapmak istemiyorum. yine de şunu belirteyim; tarihin her döneminde insanlık için en önemli şehir, her zaman
istanbul olmuştur. varın, gerisini siz anlayın.