"bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki"
0
+
-entiri.verilen_downvote
ulan bu filmi izledikten sonra kendi cinsimden nefret ettim resmen
6
+
-entiri.verilen_downvote
"aslında, tam diye bir şey yoktur," dedim, "her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. yani yarım da bir bütündür."
2
+
-entiri.verilen_downvote
geçen akşam arkadaşla viskilermizi yudumlarken açıp izledik.mükemmel bir film mükemmel.bu filmi izlemeden geçirdiğim günleri hayatımda boşa geçen günler addediyorum :d
en kısa zamanda kitabını da alıp başlayacağım.
1
+
-entiri.verilen_downvote
bu gece iş edip izleyeceğim seni aklımın bir köşesindeydin kavuşmak bu güne nasipmiş
"müzeyyen... fena halde müzeyyen... işte benim aşık olacağım kadın böyle bir kadındı. bir erkeğin gelip kendisini almasını beklemeyen, ayıplardan, yasaklardan korkmayan. ama tabii şöyle bir sorun da var. oyun kurucu kadınlar oyunu bozmaya da yatkındırlar.
bizim buralarda kadınlarımız ayıp - yasak - günah üçgenindedir. ama öyle gözüküyordu ki müzeyyen bu üçgeni çoktan yırtmış, yerine bir şeytan üçgeni yaratmıştı."
.
"bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki?"
.
"belki de ayrılıklarla az acılı bir ölüm provası yapıyoruz. ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına."
ne çok iyi ne de çok kötü kitap/film. neden böyle düşündüğümü yazmıyorum. nasılsa kimse yazmamış.
2
+
-entiri.verilen_downvote
Kitabını okurken tam olarak yerine oturmayan şeyler vardı. Yani mekan kişi olarak değil ama diyalogların sürdüğü o anlar yerini bulmamıştı. Filmde ise o anlar yerini buldu hizalandı. Film boyunca aktı.
0
+
-entiri.verilen_downvote
şu ana kadar okuduğum en sıkıcı kitap. bi çok şey havada kalıyor. kitap çok kısa olmasına rağmen sanki 600 sayfa okumuş gii yoruldum
4
+
-entiri.verilen_downvote
'aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz'
4
+
-entiri.verilen_downvote
Filmde geçen can alıcı replikler tam liste. Blogumdan aldım umarim bi bokluk çıkmaz copy pastede gdgdgdc.
" Hikaye " dedim. " Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım. "
" Sen zaten neyi tamam ettin ki? " dedi bana...
--------------------------------------------------------------------------
" Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz. "
--------------------------------------------------------------------------
" Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı? "
--------------------------------------------------------------------------
“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.”
--------------------------------------------------------------------------
" Fakat müzeyyen, seninle bir olurumuz yoktu. Ben olmazlara rağmen sevdim. "
--------------------------------------------------------------------------
" Gidene güle güle denir, canımın içi. "
--------------------------------------------------------------------------
"Ayna," dedim fısıltıyla.
"Buyurun benim," dedi.
"Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi.
--------------------------------------------------------------------------
"Nasıl görünmek isterdin?" dedi.
Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.
"Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim."
"Denememeni tavsiye ederim," dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez. "
--------------------------------------------------------------------------
" Hanım efendi ben size değil resminize aşığım. "
--------------------------------------------------------------------------
" fakat müzeyyen, gemi batarken atılacak ilk yük bendim senin için. "
--------------------------------------------------------------------------
" Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım. Yerime Kız Kulesi’ni bıraksalardı. Ne alakaysa? "
--------------------------------------------------------------------------
"Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri’ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri’nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine... "
--------------------------------------------------------------------------
"Ah Müzeyyen! Sana da yazıklar olsun. Tek kötü ben miydim? "
-------------------------------------------------
3
+
-entiri.verilen_downvote
bir müzeyyene düştüm bana da bu filmi izletti anla diye ne ile uğraştığını. hadi hayırlısı be hadi hayırlısı
2
+
-entiri.verilen_downvote
Filmde arif karakteri paris texas filmindeki travis'i hatırlattı bana. Kitabını okuduğumda sevmiştim filmi nedense daha çok sevdim. İlk sahnelerde ideal kadın makarası dönerken bir abinin "ne bu ya kopenhag kriterleri gibi!" şeklindeki ayarı güldürmüştür.
"Bazen aynada başka bir kadın görüyorum, benim tam zıttım. Ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden."
https://i.hizliresim.com/fMkAen.jpg
3
+
-entiri.verilen_downvote
En sevdiğim romanlardan biridir. Kolay kolay kimseye kitap hediye etmem. Çünkü kitap, onu okumayı bilene hediye edilmelidir. Bana göre birine kitap hediye etmek, hele de altı çizilmiş bir kitabı hediye etmek '' Seni seviyorum'' la eşdeğerdir. Benim için çok değerli birine bu kitabı armağan etmiştim. İlk olarak kendim okuyup, kendimi bulduğum cümlelerin altını çizmiştim. İlk sayfasına da birlikte çekildiğimiz ilk fotoğrafımızı yapıştırmıştım. Tabi hediye ettiğim kişi, kitap hediye etmenin benim için ne ifade ettiğini hiç bilmedi. Büyük ihtimalle de hiç bilmeyecek. Neyse... Güzel bir alıntı bırakmak isterim buraya da:
''Fakat müzeyyen, seninle bir olurumuz yoktu. Ben olmazlara rağmen sevdim.''
https://www.youtube.com/watch?v=Udr86aev3FE'
2
+
-entiri.verilen_downvote
'bazen sadece bir çıt sesi duyarsın, bu sesi duyduğun zaman da gitmen gerekir.'
0
+
-entiri.verilen_downvote
'Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki.'
Benim için kitabın da filmin de yeri ayrıdır ve özeldir(benim -depresyon- filmimdir.)
'her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, bir durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, o da yok muydu bu dünyada?'
0
Unutmuşum hatta bir de şarkısı vardır 'Haymatlos-Müzryyen' - simdibizneyiz 15.10.2020 21:49:57 |#3989993
0
+
-entiri.verilen_downvote
başlıktaki entry'leri okuduktan hemen sonra sipariş ettiğim kitap. şimdiye kadar okumamış olmam benim ayıbım tabii.
6
+
-entiri.verilen_downvote
kitabı çok güzel fakat ilginç bir anlatıma sahip.
film ise mükemmel olmuş. o da kitap gibi bir tık karışık.
her ikisi de gayet güzel. tavsiye edilir.
9
+
-entiri.verilen_downvote
"Hikaye" dedim. "gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım."
"Sen zaten neyi tamam ettin ki?" dedi bana.
"Aslında tam diye bir şey yoktur" dedim. "Her tam bir üst yarımın alt basamağıydı yani yarım da bir bütündür."
Ve kitabin sonunda ekler;
Bitse ne olur, bitmese ne?
1
+
-entiri.verilen_downvote
Kitabı olduğunu bilmiyordum filmini bir ara merak edip açtım kaybedenler klübü gibi klişe bir şeydi erdal beşikçioğlu’nun oynadığı aşırı gereksiz cool, kafayı sıyırmış naif bir o kadar da kadın avcısı, cihangir boi yazar yani bana boş film geldi. Filmi için söylüyorum bunları hatta ilk 30 dakikası için sonrasını izlemedim.
2
Filmi bende pek begenmedim fakat kitabi güzeldir. - zarar ziyan 02.05.2021 19:47:40 |#4153250
" 'Ya sevmenin kendisini ya da seven hali ile kendini seviyor' demişti. 'Yani, el çek ilacımdan tabip, kılma derman kim helakim zehri dermanındandır.' "
"tütünümü, anahtarımı adlım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. önemsemedim. yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi." diye başlayan ilhami algör romanı.
2
+
-entiri.verilen_downvote
Hem kitabı okudum hem filmi izledim. İkisi de birbirinden güzel eserler. Okuyun, izleyin.
3
+
-entiri.verilen_downvote
böyle başlık açıp beni çağırmıyorsunuz ama..
0
+
-entiri.verilen_downvote
haymatlos
1
+
-entiri.verilen_downvote
"Şarkıları, acil çıkış kapılarını bulamayanların ve aramaktan vazgeçmiş olanların, koşulları yırtamadığı için kendini yırtınışların ruhlarında yeraltı nehirleri gibi akan Samsunlu Orhan abim işi biliyordu: “Kula kulluk edene, yazıklar olsun."
(bkz: fakat müzeyyen bu derin bir tutku)