son 15 günde bir arkadaşım boşandı, diğeri ise 14 yıllık evli olmasına karşın eşinin yanında bana "sen de evleneceksin. bu cehennemi tatmadan dünyadan göçmen moralimi bozuyor" dedi ahaha
şimdi ilki için yapacak bir şey yok ve ikincisi tam bir öküz ancak
evlilik kurumundan özellikle türk erkekleri neden bu kadar dert yanıyor, biraz anlatmak isterim. oysa görünürde evlilik
türk erkeği için biçilmiş kaftan. dönün evlerinize ve
annelerinize bakın, dediğimi anlarsınız. peki, bu
toplumda evlilik türk erkeği için nimet,
türk kadını içinse işkenceyken neden hala erkekler evlilikten daha çok şikayetçi oluyor?
öncelikle,
türk toplumu, birey olmayı bir türlü beceremeyen koca bir yığından ibabret. haliyle, o insanların evlilikte beklentileri o kadar yüksek oluyor ki, bir erkek mesela, hayat boyu annesi peşini mi toplamış, çayını-suyunu mu vermiş, aynı şeyi evlilikte de bekliyor.
keza, bir kadın. tüm hayatı boyunca asla ve asla gerçek bir sorumluluk mu almamış, büyürken babası "başını eğme kızım, tacın düşer" mi demiş, aynı boku, evlilikte de bekliyor. istiyor ki, hep el bebek gül bebek bakılsın kendisine. o da götüne gri eşofmanı geçirip tüm gün cips-çikolata yiyerek aptal tv programlarını izlesin.
şimdi her iki cinsin ortak sorunlarına gelecek olursak: bizim insanımızın evlilik motivasyonları o kadar leş ki, aslında bu toplumun ne denli yobaz, cahil ve medeniyetsiz olduğunu gösteriyor. çünkü neredeyse hiçbir tc vatandaşı
çocuk yapmak ya da gerçekten
mutlu olmak için evlenmiyor. neredeyse, tamamının motivasyonu kaynağı, aile ve
toplum baskısı olmadan
sevişmek. çok ciddiyim bu konuda. haliyle, evlenildiği zaman
seks bir ödül ve ceza sistemine dönüşüp
sevgi ve
saygıysa kendiliğinden yok oluyor.
özetle: bu toplumdaki evliliklerin hatalı, hatta evliliği geç, tüm insani ilişkilerin bok gibi olmasının en büyük nedeni, çocuklukta doğru düzgün sunulmayan sevgi açlığına, yetişkinlikte birey olamamaya, orta yaşta ise geriye dönüp bakıldığında geçmişten pişman olmaya dayanıyor. bu yüzden, her zaman özgürlüğü savunun. ortada mağdur veya mağdurlar yoksa insanların sevişmesine karışmayın,
yoksulluk'un karşısında durun. çünkü
toplum denilen ortaklık, kelebek etkisidir. biri yıkılırsa, herkes gider.
her neyse işte. anladınız demek istediğimi. hatta diyemediklerimi de.