asosyal itiraf

iyi geceler

saat 19.00 da iki yıl üst üste ff ile kaldığım engineering mechanics 2 sınavım vardı.genellikle sınav zamanları okula erken çıkar vampirlik yaparım oradan buradan bilgi toplar ve 1.öğretimlerden soruları alıp öyle girerdim sınavlara.yine erken geldim bu sefer s.ke s.ke geçecem şu dersi diyorum.saat 15.00 gibi fakültenin ücra köşesinde tekin olmayan kankalarım bir şeyler çeviriyor.merak ettim gittim baktım ne görsem sigara ucuna bir şeyler koyuyorlar.dedim 'kankiiiii' (bkz: sağ salim) bu ne dedim solvia dedi kankiii.hemen google sonrada ekşisözlük'e baktım nedir bu diye. hasan sabah falan gibi yorumlar gördüm ve bu beni dahada merak ettirdi.doğal olanı,arkadaş ortamında çay diye isimlendirdiğimiz şeyi kullanmışım sadece.ama hasan sabah falan okuyunca dedim buda o kimyasal pis şeylerden değildir dedim ve bir dal winston light'ı uzattım kankime oda az az koydu.bende içimden diyorum şu cimri ibneye bak .mk. neyse içiyorum o sigarayı,sigara bitti bende birşey yok ama kankim piç piç gülüyor.biliyor çünkü birkaç dakika sonra gözlerimden ateş edeceğimi,thy'de pilot olacağımı..dilim damağım kurudu su içiyorum ne fayda tam 1.5 lt su içtim tık yok.'çay' içince de ağzım kururdu ama geçerdi bu neden geçmiyor.bende panik atak olmaya başladı,ölüm tripleri falan gelmeye başlayınca direk tahmin ettim içtiğim sigaranın içindekinin ne olduğunu. allah kahretsin diyorum ne yaptım lan ben falan.fakülte önüne ambulans mı gelecek şimdi benim için,haberlere mi çıkacam akşamleyin,aha bitti okul hayatım falan gibi çok feci senaryolar kurduktan sonra canım tatlı çekti işte tam o an biraz rahatladım ve oh be çikolata yeyince kafam açılacak dedim abandım eti petito'ya. kafam azcık açıldı o kötü ruh halini zorda olsa attım.o küçük ayıcıklı eti petito'lar sayesinde.saat 17'yi geçmişti artık sınav havasına girmeliyim ama kafam çok güzel ve bunu da millete belli etmemek için ekstra çaba gösterince millet dahada bir işkilleniyor.ders anlatıcı 2 çocuk soru çözerken onlara sorduğum sorularla onların da kafasını mal ettikten sonra,geçtim en arkaya bir yere tek başıma çalışmaya.sınav başladı ve ingilizce olduğu için hoca başlarda gelip soruları açıklar kendi çapında.hoca geldi açıklama yapmaya başladı benim hiç umrumda değil.çünkü kuyuya bir taş atmış onu çıkarmakla meşgulüm ben. 1.soru 'h' yüksekliğinden bir taş su dolu kuyuya bırakılıyor ve 3 sn sonra şlakk sesi geliyor bize de 'h' mesafesi ve taşın iniş süresini soruyor ama ingliççe soruyor bunları.hoca açıklama yaparken ben kağıda odaklanmış arada hocaya bakıp piç piç gülüyorum,hiç bir türkçe açıklamasını dinlemedim ki ingilizcem de o kadar iyi değildir.neyse ben 1.soruyu ve 2.soruyu tam 3.soruyu ise yarım yaptım.sınavdan çıktık kritik yapıyoruz arkadaşlarla bir tane çok bilmiş ibne dedi ki o kuyu sorusu neydi yav falan hiç veri vermiyor ama dolusuna şey istiyor.ulan ibne dedim sesin hızını vermiş yerçekimi ivmesini de imam doğarken kulağına üflemiştir oradan çıkıyor.ses hızı ne alaka nerede vermiş falan diyor ve bunu birçok kişi deyince ben aha dedim sıçtım.soruyu kendi kafama göre tasarlayıp mı çözdüm yine mi ff allah'ım yine mi gol değil derken bir kankam araya girdi ve benim dediklerimi onaylayınca oh deyip bu sefer geçeceğim herhalde deyip mutlu mutlu ve kafam güzel eve gittim.sonuçlar açıklandı 75! sınıf ortalaması da düşükmüş.finalde normal kafa ile 65 alınca iki yıl üst üste ff gelen dinamik dersim bb gelmişti!yanlışlıkla kullandığım o lanet pis şeyi bir daha hiç içmem,o 1 saat kurduğum senaryoları tekrar yaşamak istemiyorum! not:final vizeden daha kolaydı ve bb gelmesi hocanın notu aşağı çekmesinden kaynaklı.

şu an ağlıyorum ve entry giriyorum biliyor musunuz? yarın iki tane finalim var çalışamıyorum, olmuyor amk çalışamıyorum canım istemiyor. ama uyuyamıyorum da bari uyusam uykumu alırım ama yok. belki sabaha kadar yetişir biri çalışırım umudu var ama nah yetişir. bile bile niye uyumuyorum? ya da çalışsam mı en azından bi kere okuyup büte hazırlık mı yapsam. ya da sabahın köründe kalkcam zaten boş mu veriyim. ay bilemiyorum çok kararsızım.

sene 2005 o zamanlar lise sondayim tabii okulun ilk gunleri ve biz okulun buyugu olmusuz lise sonuz ya gotumuz kalkmis 29 ekim provalari vardi ondan once ki mudur butun siniflara nobetci ogrenciyi gonderip yarin 29 ekim provasi var herkes ceket giyip gelsin demis benle bi arkadasta ne ceketi aq lise sonuz ceket mi giyecez giymiyoruz aq dedik neyse prova gunu geldi benle o arkadas ceketsiz girdik siraya yuruyuse gecmeden butun okul siraya girdi okulun onunde mudur merdivenlere cikti soyle bi yokladi butun ogrencileri sadece iki kisi ceketsiz ben ve arkadasim mudur hemen fatketti en arka siradayiz kendini akilli sana en arkada ki iki ogrencim sizi soyle alayim butun okul gorsun sizi herkes akilsiz bi siz mi akillisiniz diye merdivenlere cikardi orda da baya bi firca kaydi tabii biz kipkirmizi olmusuz butun okulun onunde yemedigimiz firca kalmadi en son lafi simdi ikiniz bahceyi temizleyin arkadaslariniz provadan donene kadar keske hepsi buraya kadar olsa ondan sonra ben merdivenlerden inerken o amina kodumun kundurasi kaymaz mi ben got ustu kaya kaya 15 merdiven asagi yuvarlandim butun okul 5 dk boyunca bana guldu serefsiz mudur de allahtan buldu dedi son senemde butun okul tanimis oldu butun yil boyunca beni goren herkes aaa merdivenlerden dusen cocuk diye dalga gecmisti bu da boyle kotu bi animdi dostlar

yaz benide yaz 7 15 olmus saat gram uykum yok acı falan mı çekiyorum içimde acaba bilmediğim bi yerlerde

bütünlemelere kalıcam. kesin yani.

kalecilik yaparken aynı kolu 8 defa kırmamdan sonra acil servis hasta kabul çalışanları ile ortopedi servisi doktorları ile yakın ilişkiler kurmuştum. acil servis çalışanları kayıt için bekletmeyip "yabancı değilsin geç sen kaydı sonra hallederiz" diyerek muayene bölümüne alırlardı. bir keresinde de rutin kontroller için gittiğim ortopedi servisinde doktor "yine mi sen geldin" diyerek muayene sonrası çay ikram etmişti.

lise ikinci siniftayim o zamanlar. sessiz sakin birisiyim, etliye sütlüye hiç karışmazdım, efendi takılıyorum anlıycanız. bizim sınıfta bi kiz vardı, birakin erkekleri kizlarin bile kendisine hayran oldugu bi kiz . sinifta nedenini hatirlamiyom ama para toplanicakti bu işi de o yapıcaktı. tenefüste sıramda oturuyodum gelmiş karşımda dikiliyo durum böyle böyle para vermen gerekiyo dedi. kafamı kaldırmamla bunun gözlerine dalıp gitmem bir oldu. 15 20 saniye göz göze durduk öyle ben sadece tamam diyebildim. yine bi kaç kez göz göze geldik o olaydan sonra. zamanla iyice vuruldum ona. gözumu alamiyorum bundan. gel zaman git zaman onun da bana karsi boş olmadığını düşünmeye başladım ve ya öyle olsun istedim çünkü çok seviyodum. her gün okula daha bi heyecanlı gitmeye başladım artık, küçük bi ihtimal de olsa içimde hep bi umut vardı. yine bi sabah okul için hazırlanıyorum geçtim aynanın karşısına uzun uzun düşündüm ulan dedim kendime sen çirkinsin lan şu tipe bak napsın o kız seni, o an vazgeçtim ona açılmaktan. bi yandan kafamdan atmaya çalışıyorum sürekli gözlerimi kaçırıyorum ondan bi yandan da daha da aşık olmaya başladım. ara sıra bi cesaret geliyo tamam artık konuşucam diyorum aynaya bakmamla vazgeçmem bir oluyo. bu sırada da yaz tatili yaklaşıyo, dedim tamam bu yaz siliyorum onu kafamdan. ama yok olmuyo. ücüncü sınıf başladı ben yine aynı. gidip konuşayım olursa olur olmazsa da yapıcak bi şey yok diyorum ama o ufacık ihtimali de gözardı edemiyorum, olumsuz bi cevap alıp o zamanki tek umudumu kaybetmek istemiyodum o umut o zamanlar beni ayakta tutan tek şeydi. 2 ay oldu 3 ay oldu 7 ay oldu ben hala aynı, lise 3 te bitti böyle. dedim bu iş böyle yürümez son sene üniversite hazırlık senesi olurda bi aptallık ederiz kızın hayatını mahvetmiyelim. okulu değiştirmeye karar verdim. hem böyle ben de unutur sınava yoğunlaşırım diye düşündüm ama nafile sınav gram umrumda değil aklımda hep o. üniversite sınavında bile aklımda o.inanır mısınız onu görmeyeli 4 buçuk sene oldu, duyduğuma göre sevgilisi varmış şu sıralar ama o benim hala aklımdan çıkmıyor. acı çekmek alışkanlık oldu unutamıyorum ama gidip konuşamıyorum da. çünkü ben o umudu hala tasiyorum. fazla canı olan var mi? benimki yandi da.

kendimden 5 yaş büyük bir kadınla konuşuyorum. beni kendisiyle yaşıt sanıyor. sorduğu halde de yalan söyledim. o çalışıyor ben üniversitesi 4 yil uzatmis bir öğrencisiyim. bu da böyle bir anımdır.

az önce birazdan misafir gelecek diye yapılan kekin tamamını yedim :d

sene 2006-2007 falan ortaokula geçmişiz o zamanlar. çok yakın bi arkadaş grubumuz vardı 3 kız 3 erkek. kendimi bildim bileli erkeklerle daha yakın olduğum için genelde muhabbeti onlarla ben götürüyorum, sinemaya gidilcekse beni arıyorlar ben kızlara haber veriyorum falan. neyse bu erkeklerden birinden aşırı hoşlanıyorum ben, ama öyle böyle değil. onun da benden hoşlandığını biliyorum, ilk aşk gibi bi şey. okul bitti. liseye geçtik. ben yurtdışına gittim okumaya. o an öğrendim ki kız kankalarımdan biri de bu çocuğu seviyormuş. ben gidince, gruptan diğer erkek kankam da beni sevdiğini söyledi. ama diğer çocuğa aşkım baya kabarık. hala söyleyemedim. liseye başlayınca o bana açıldı, ama çok uzaktaydım ve diğer kız arkadaşıma bunu yapamazdım. reddettim. üniversite için türkiyeye döndüm, ben konuştum bu sefer çocukla, o reddetti. içimde hala acısı yatar, keşke kabul etseymişim, keşke hislerimi açıklasaymışım zamanında. şimdi hala konuşuyoruz, üniversite bitiyor. en son sevgilisinden ayrılmış, onu anlattı bana. teselli ettim. öğrendiğim bir şey var, o da artık duygularımı içimde tutmuyorum, söylüyorum. geç olmadan söyleyin gençler, kalbinizi acıtmayın boş yere.

vizesinden 19 aldığım derse çalışıyorum babuşlar. kimse bilmiyor çaktırmayın :d

günaydın sevgili ülkem. çayımı demlediğim kireçli suyum. her ilinde selamsız sabahsız malum cinayetler işlenen, toprağı kanla yoğrulmuş garip memleketim günaydın. kıyılarımıza mülteci ağıtlarıyla anneler,babalar,çocuklar ve bebekler vuruyorken, doğu illeri garip işlerin döndüğü alevlerle harlanırken, batısında geçim savaşı derdine düşmüş insan yığınları trende,vapurda,metroda,otobüste bir birlerine buz gibi soğuk gözlerle,yılmışlıkla bakarken. namusuyla üç kuruş kazanıp evini geçindiremeyenin şerefini bastıran,gözlerini ceplerinin içindeki kağıt parçalarıyla dolduran şerefsizlerin hüküm sürdüğü anadolum günaydın...

tüm gece matematik sınavına çalışıp tüm kağıdı doldurup formülleri karıştırmak ve sonuç alarak 14 almam zaten daha sonra hiçbir sınavada çalışmadım zaten öncede çalışmıyordum ama neyse

o kadar çok oldu ki hangisini "en" olarak tabir edeceğime karar veremedim verememde. ama bir tane örnek vereyim. birikmiş biraz param ile kız arkadaşımla bir şehirde beraber ev tutup yaşamaya başlamıştık. o çalışıyor ben iş arıyordum. bir gün birbirimizi yemeye başladık. ben onunla artık aynı evde kalamayacağımı anlayınca evden ayrıldım. kendimi rıhtımda bir bankta oturmuş cüzdanımın içinde simit alabilecek para varmı yokmu diye aranırken buldum. birikmiş bitmişti,aşk bitmişti,iş o dönemlerde henüz bulamamıştım. tanıdık vardı ama yoktu. karnım açtı. öylece bankta oturdum. sanırım bir kaç gün takıldım orada. tüm hayatımı sorgulamakla kalmayıp bütün insanlığı,dünyayı hatta kainatı sorguladım. işte o gün o kötü anılardan birisiydi.

zoruma gidiyor arkadaş hayallerin bir anda karanlığa bürünmesi masumiyetin bittiğini görmek insanlık kavramının tükendiğini güven saygı sevgi'nin menfaatlere döndüğünü kendi gölgene bile güvensizlik olması doğan güneş'in aydınlık yerine karanlığı getirdiğini kırılan kalpleri hiç susmayan sessiz çığlıkları kirlenen duyguları görmek zoruma gidiyor

derdinizi tasanızı sikeyim lan entellektüel masturbasyoncular :d oglum bu yaşları görmem mucize ne demek savaşta mı doğdun ailen afrikadan mı göçtü nazi kampından mı kaçtı kan davalılarınmı var senin teorine göre herkesin yarını görmesi mucize batı yarattı ruhsal bozuklukları bizde yiyor ama sıçmıyoruz mazojist sikikler sizi

bazen o kadar mutsuz oluyorum ki "allah'ım bir mucize!" diyorum, gerçekleşmiyor.

burayı buldum üye oldum. fakat neden niçin inanın bilmiyorum. eskiden inci sözlükte yazarkenki günlerimi özledim sanırım böylece sıfırdan başlıyım dedim. selam sözlük

ilkokuldaydım sanırım 4. sınıf. hayatımda hiç mc'donalds ya da burger king yememiştim, arkadaşlarım orada doğum günü yaptığında bile gitmezdim param yetmez diye ama o kadar da kafama takmıyordum, yani önemli bir şey değildi. sonra bir gün sınıfta bir kaç kişi burger kingin çocuk menüsüyle verdiği oyuncaklardan getirmiş, tam olarak hatırlamıyorum ama sanal bebek tarzı bir şeydi. ilk defa garip hissettim o gün, ilk ve son defa hayatımda birini kıskandım. ön sıramda oturan kızın oyuncağı yere düşmüştü, fark etmemişti. ben de bir bahaneyle sıranın altına inip aldım onu, kimse görmesin diye cebime attım. eve gidince deli gibi oynamıştım ama 2 gün sonra da sıkıldım. kız hiç bir zaman fark etmedi, sormadı ben de cesaretimi toplayıp geri götüremedim. o günden beri içimde uktedir, şimdi karşılaşsam saatler boyu özür diler helallik isterim. keşke yapmasaydım.

aşırı para kaybından öleceğim

taşağımı yalamaya çalışmıştım küçükken allahtan boyum yetişmedi.ne mal adamım amk

ilk kez mastürbasyon yaptığımda annemin kapı arasından beni izledigini fark edip toparlanmamla çıplak adamlara mı bakıyosun demesi bir olmuştu ..

zamanında diyarbakır gibi sert esnafların bulunduğu bir yerde boxer ile ekmek almaya gitmiştim. (uyku sersemiydim) e haliyle fırıncı orhan abide bayağı posta koymuştu bana

bundan üc yıl önce reelde defalarca görüşmemize rağmen , hatta kafelerde buluşup öpüşmemize rağmen bir türlü ameliyatsız trans kadın olduğumu itiraf edemedim ve her söylemek istediğimde ağzımda düğümlendi cinsel kimliğim... o kadar masum ve aşık olmuştu ki, aptalca bahanelerle ayrılmak zorunda kalmıştım yakışıklıdan çünkü beni heteroseksüel kadın zannediyordu , hala kulaklarımda tebessümle "-senden çocuğum olsun başka birşey istemiyorum" demesi ..

çok değil daha bi kaç ay önce başıma gelen olaydır. 21 yıl boyunca ailemin yanındaydım. okulumu felan hep ailemin yanında okudum. daha sonra iş bulduk şehir dışında, iyi de para veriyorlar gittik, ekmeğimizi kazanmaya başladık. anadan babadan ilk ayrılış, yeni bi şehir, yeni arkadaşlar, ortama ayak uyduruyoruz heyecanlıyız falan neredeyse ilk 10 gün arayamadım bizimkileri. mesaj attım bi kaç kez çalışırken aklıma geldi yoğunum iyiyim beni merak etmeyin arayacağım sizi falan diye. annem sevgisini gösterir de babamın daha bana bir gram sevgisini gösterdiğine şahit olmadım ben. aradı bu açtım "oğlum ne yapıyorsun nasılsın?" dedi. öyle kaldım. ne denir ki şimdi buna? ilk defa ismimle seslenmedi bana oğlum dedi. iyi baba sen nasılsın diyemeden "çok özledim seni niye hiç aramıyorsun?" demez mi? ya kardeşim böyle bi duygu patlaması yok. kapattım telefonu, çıkardım bataryayı oturdum ağladım. rahat bi 10-15 dakika ağladıktan sonra kendime geldim. aradım şarjım bitti baba kusura bakmayın iyiyim siz nasılsınız dedim. bende özledim diyemedim. alışmamış ki beyin, söylememiş ki dil hiç bi zaman. yaklaşık yarım saat konuşup kapattık. yine bi gözlerim buğulandı. sesim kısıldı. boğazıma oturdu birşeyler. o zaman söylemedim ama itiraf ediyorum bende özledim baba...

geçen sene hiç çalışmayıp 4 dersten kalmıştım bu sene böyle olmasın dedim ders çalıştım sonuç 5 dersten kaldım keşke çalışmasaydım

üniversitenin ilk günleriydi.okuldan çıkmışız ev sahilde yanımdada abazan diyebileceğim tarzda bir arkadaş önümüzdede yine bizim sınıftan daha ismini bilmediğimiz kızlar var.bunların arkasından gidiyomuşuz gibi bi hissiyata kapıldıklarını hissettim arkadaşa hadi yolumuzu değişelim başka yoldan gidelim dediysemde yok onların peşinden gitmeye devam etti.bide yolda kızların yemek yiyelim falan dediğini duydu ''dur ben bunlara bizde sizle yiyebilir miyiz? diye sorayım dedi'' yapma etme dediysemde gitti sordu kızlarda haklı olarak ürküp biz gidiyoruz beraber yemeyiz ama geldiğimiz yere gelin gibi bi şey söylediler tabi.bizim bu abazanda mırın kırın edip ayrıldı ordan.olaya hiç bulaşmamama rağmen sapık damgası yemiştim okulun ilk günlerinde hiç de alışık değildim o gün yerin dibine girmiştim 3 yıl oldu hala gidip kızlara ben sapık değilim diyesim var ama yemiyo o kadar da

itiraf ediyorum sözlük, belli bir yaşıma kadar (8 falan) babamın eskiden kurbağa olduğuna, annemin onu öperek prense çevirdiğine inanıyordum. babam doğu gazisi, vücudunun çoğu yerinde ama en çok bacaklarında şarapnel parçalarının yol açtığı izler var ve bu izler yeşil. ben de küçükken bunu sorduğumda babam bana ''ben eskiden kurbağaydım, annen beni öptü böyle oldum'' demişti. yıllarca ne zaman biri misafirliğe gelse heyecanlı bir şekilde ''biliyor musunuz babam eskiden kurbağaymış'' dedim. hala anlatır gülerler.

mazoşistim biseksuelim bdsm ye ilgim var daha sayiyim mi

yenikapı-hacıosman metrosunun vezneciler istasyonunda kapı açılır açılmaz içeriye osurup direk dışarıya kaçtım beyler. evet ben yaptım.

ilkokul 1 ya da 2. sınıfta ders sırasında öğretmenden tuvalete gitmek için izin istedim. kadın izin vermedi "zil çalmadan aklın neredeydi" dedi. bende 10 dakika boyunca tuttum tuvaletimi ama çocuk halimle dayanamayınca saldım gitti sayın sözlükçüler. bildiğin baya baya yaptım. 1 günlük tuvalet ihtiyacım o sınıfta son buldu. zil çaldı tuvalete gittim hemen... tabi bi akıllı benim ya önlüğün arkasını suyla yıkadım bi güzel sonra da yere su döktüm ve üstüne oturdum. zil çaldı sınıfa girdim. öğretmen o halimi gördü. noldu sana diye sordu. " öğretmenim melisa beni suyun üstüne düşürdü, bana vurdu" dedim. aslında kızın olanlarla hiç bir alakası yok. öğretmende kıza ceza vermişti. kimsede altıma işediğimi düşünmemişti. güzel anı tabi.. ah bu itiraflar :)

bi keresinde mutlu olmuştum hiç unutmam ona tutunurum hala

küçükken pencereden aşağı işemiştim

5 6 yaşlarındayken benden bir kaç yaş büyük bi çocukla saklambaç oynuyorduk. bu umumi vc ye girmiş gitmiskende bi siçayim demiş bende çocuk akli girdim erkek vcsne kapı atlarından bakıyorum bi baktım bunun pipisini gordümm bunu uzayli sanıp kaçtım çok sonda farkettim kadınlar ve erkekler farklı yaratıklarmış (bkz: erkekler uzaylı degildir)

sizi seviyorum...

arkadaşım dediğim insandan hoşlanmaya başlıyorum ama korkuyorum arkadaş ortamımız dağılacak diye. o yüzden susuyorum

bi cocukla çıkıyodum ama çocuk böyle çok yakışıklı falan biseydi bi hafta sonra ayrıldı benden sonra öğrendim ki benimle çıkarken 6 kişiyle daha çıkıyormuş piç sonra yaklaşık 5 ay falan peşimden koştu sonra barisalim dedim barıştık ışte ben de baya ağzından laf aldım ışte o kızları sevmiyodum yemek için çıktım hepsi kaşar falan dedi bunları ses kaydına aldım sonra o altı kıza dinlettim sonra sevgilim olan çocuğu buluşmak için çağırdım o altı kızı da çağırdım tabi sonra ses kaydını açtım dedim çok yavsaksin be sonra ben giderken en son kızlar linç ediyodu 😂 allah affetsin çok güzel intikam almıştm

insanlara yansıttığım kadar güçlü biri degilim. öğretmenlerimin övdüğü kadar zeki değilim. ailemin gurur duyduğu kadar masum değilim. deli gibi sevecek kadar gurursuz, sevilecek kadar güzel değilim.

hiç unutmam 3. sınıftayken öğretmenimiz araştırma ödevi vermişti o sıra bilgisayar yoktu evde kütüphaneye gidip elime geçen herhangi bi ansiklopediyi almıştım tam eve götürüyordum ki görevli ensemden tutup nereye demişti o gün bugündür kütüphaneye gitmem

saygı konusunda tartışan insanlar gördükçe saygının sadece karşı tarafın yaşından veya sorumluluklarından dolayı gösterilmesini yanlış buluyorum.saygı kavramının insanların düşünceleri, davranışları ve karşısındakine gösterdiği önemle ilgili olduğunu, birine saygı gösterilecekse sadece yaş farkı veya başka bir önemsiz nedenden dolayı gösterilmesi gerekmediğini düşünüyorum.

pırt yaptım

küçükken camasir suyunu meyve suyu sanip icmistim

küçükken uzaylıların beni kaçıracağına inanırdım. yastığımın altına not yazmıştım her zaman orada dururdu. işte kaybolursam bilin ki uzaylılar kaçırdı diye. bir de kaçırılırsam etrafı göremem diye gözlüğüm pijamamın cebinde uyurdum

dün alışverişe gitmiştim.bi türlü hoşuma giden bi kazak bulamadım en sonunda 3 tane kazak alıp kabine girdim. denedim sonunda birini beğendim. üzerimi giyerken fiyatlar gözüme çarptı biri 25.90 biri 23.90 biri 19.90 dı. ben 25.90 olanı beğendim. kazaklara bakıyom hiç bi farkları yok dedim ben niye aynı olan kazağa fazla para vereyim. 19.90 olanla 25.90 olanın etiketlerini değiştirdim. gittim kazaği 6 lira karla aldım.

ben bu dönem hiç sınava girmedim - yurt dışında değişim öğrenicisi olduğum için yüksek lisans öğrencileriyle ders aldım.- ancak haftalarca makale okudum, araştırma yaptım dönem notu için de kendim makale yazdım. 6 sınava girmiş kadar oldum. bir var ki türkiye'deki çoğu arkadaşım final döneminde herkesin beyni yanmış durumda. kimseye de diyemiyorum benim sınavım falan yok hepsi bitti diye. oh be.

bu başlikta yazilan hiç bir entry'i okumuyorum.

friendzone hudutları dahilinde olmama rağmen sevdiğim kız mutlu olsun diye yemediğim bok kalmadı. hala da yiyorum. benden adam olmaz.

bu aralar ümidim çok kırılıyor.

açılamamak nedir bilir misiniz.. boktan rezil bir şey yapmayın olm böyle şeyler. ben ettim siz etmeyin.