öğretmenlerin garip davranışları

ortaokuldaki resim hocasinın bir sınıfa takıp sınıftaki herkesin resmini 3 düşürmesi..

derse makyajlı giren kızları tek tek tespit edip lavaboya yolluyorum yüzlerini yıkasınlar diye hiçbir şey yapmadan geri geliyorlar bende beyaz formalarına yüzlerini sildiriyorum. aileye giden mesaj gibi düşünebiliriz bunu. he birde okulda adım telefoncu hocaya çıktı her gördüğüm açık telefonu alır kasaya kitler 1 ay vermem. konuşurken yakalarsam telefon konuşmasını ben devam ettirir bir ay sonra görüşmek üzere der ve telefonu kapatırım. hem onlarla arkadaş gibi olup hem bu kadar kuralcı olmamı hala garipsiyorlar.

lise yıllarında sözel bölümü öğrencilerinin akasya ağacının dikeniyle yaptigi eşek sakasi (akasya agacinin dikenini bilenler anladı ) dikeni sandalyeye koyup edebiyat hocasının oturmasını beklemişler. sonradan duyduk ki tam ortaya denk gelmiş adam o yüzden nereye oturursa otursun önce eliyle yoklar sıvazlar bakıp öyle otururdu.

bi matematik öğretmenimiz vardı bizim. derste sürekli yemek yerdi, uyurdu. sınıfta yazısı en güzel olan kitaptan tahtaya yazardı öyle işlerdik dersi. neyse bir gün iştaha gelmişim ders dinleyeceğim, tam öğretmen masasına yapışık sıraya yerleştim ben zil çaldı geldi bu sınıfa oturdu. biraz bir şeyler tıkındı. hep kafasını çantasının içine gömer öyle yerdi neyse yedi işte bu simidini güzelce tam uykuya dalacakken bir arkadaşın soru soracağı tuttu. öğretmenin ağzını açmasıyla defterime susam taneleri düştü gözüme de tükürüğü kaçtı. yanımdaki arkadaş da durumu farketti bana acıyarak bir bakışı var gülmemek için zor tutuyorum kendimi. velhasıl hala durur o susam taneleri matematik defterimin yaprakları arasında. bu hocanın yemeğe düşkünlüğü hep dalga konumuz olmuştur sınıfımızda. bir gün yine öndeyim ama duvar kenarında, çöplük vardı önümde. i̇şte bir gün yine uyukluyo bu. uyandı bi anda baktı tahtada ders işleniyo aferin der gibi başını salladı falan ayağa kalktı. hani şu öğretmenler giyiyo ya beyaz önlük ondan vardı üstünde koca okulda sadece o giyerdi bunu neyse yanımdaki arkadaşla hoca takmıyo biz mi takcaz havalarındayız uçak hazırlıyorduk atmak için bizimki zaten hosur hosur uyuyo umrunda mı dünya? neyse bu uyanınca biz bi panikledik. bize baktı kalktı ayağa. allah'ım nasıl yusuf yusuf çekiyorum yakalrsa annemi arayacak bu deli karı. geldi bu önümüze durdu. o önlüklerin cepleri olur ya hani. çöpe cebini boşaltmaya elmiş. cebinden poğaca, simit, boyoz, kesme şeker ve daha ayırt edemediğim onca şey çıktı. bize şşt pşşt işareti yapıyo hani aramızda sır bu der gibi biz kalakaldık. yemin ederim cebindekilerle afrika doyardı. i̇yi kadındı aslında ama anneme zorla sarma sardırınca bir miktar ürkmüstüm. şey yapardı bu kadın bir de. bizim sınıfta soyadı balcı ve kaymakcı olan iki kız vardı senin adın balcı sen bal getir bana senin adın kaymakçı sen ded kaymak getir bana derdi. bizimkiler de götürürlerdi napsınlar. onların dersiçi notları hep 100 olurdu neyse ki son sene tereyağı götürdüm de benim de dersiçi notum 100 oldu.

türkçe öğretmenimiz tam manyaktı. derste beni kaldırıp millete tokar attırırdı. i̇lkokul öğretmenimizde hayvan eti yemişler diye bağırıp dururdu. bi tane normal yokmuş

lan bizim fizikçinin suya alerjisi vardı suya suyaaa adam zor durumda kalmadıkça su içmiyorum diyodu ha bide kendi dersini kendi kaynatırdı ya canım apo <3

fizikçi gözlüğünü gözüne takmak yerine ağzına takıyor garip ama çok tatlı bir şeye dönüşüyor lan lsjdsşkdsljs

7.sınıfta türkçe sınavı olduk hocamız çok iyi adamdı ama azıcık manyaktı kağıtları okuyor sınıfta bi de sınavı yazılı yaptı 7.sınıfta neyin yazılısı testi zor yapan var neyse okuyor işte sınıfın en serseri çocuğuna kağıdını beğendim dedi sonra tekrar baktı jumalten aika dedi benim hocam kağıdını çok beğendim çok güzel kağıt dedi bana ben de hayallere daldım alıcam 90-95 falan diye hoca sonuçları okudu jumalten 65 dedi o an ki hayal kırıklığını unutamam sonra imza falan topladık niyeyse bi sonraki sene de gitti zaten

bizimki 4. sınıfta tuvalet eğitimi anlatıyordu bütün gün yapilirmi hocam

hiç unutmam bizim altıncı sınıfta bi fen hocası vardı şükrü hoca. bi gün kemikle deney yapıyo işte iliğini çıkardı falan sonra işi bitince kızın birinden ıslak mendili aldı ilk bıçağı sildi sonra aynı ıslak mendile sümkürdü en son olarak elini sildi...

bizim coğrafya hocamız sınav kağıtlarını sınıfta okuyodu. puanları topladıktan sonra kağıttaki ismi bağırıp ona bakıyodu sonra "aa bu yakısıklı/güzelmiş ya" diyip ek puan veriyodu. bi de tüm sınıfa bağırdığında sınıftan çıt çıkmadığında "işte sonrada böyle susuyosunuz üzülüyorum ama" diyodu. canım örtmenim

bir arkadaşım anlatmıştı 1.sınıfa giderken okul çıkışı öğretmenin ne ödev verdiğini sormak için yanına gidip "yarın ki ödevimiz bir sayfa 's' harfi çizmek mi ?" diye sorunca şizofren herif tokta atıp "o 's' değil yılan!" diye bağırmış.

lise iki de bi hoca sorumluya bırakmıştı son sınıf olmuşum gittim sınava giricem hangi hoca gözetmen vs bakim diye gittim bu vardı odada aramızda şöyle bi diyalog geçti; +hocam gözetmenin kim olduğunu biliyomusunuz -seni ben mi bırakmıştım b.? +evet hocam -yine bırakıcam ve bıraktı azk karısı son dönem verdim dersi

bizimki okula gelen sokak kedisini evcilleştirdi,her gün mama getiriyo en son tenefüste hadi şu soruyu çözün de çıkalım kedinin mama saati geçiyo demişti.

Şınav çektirmek ve ördek yürüyüşü bu gruba giriyor mu?

Lisede edebiyat hocası bizle dersi olduğunu unutmuş evine giderken okul bahçesinde görüp camdan seslenmiştik hocam sizi bekliyoruz diye. Kadın şok olmuştu :)

Lisede bir biyoloji hocamız vardı. Recep hoca.. sinirliydi biraz ama çok da minnoş bi adamdı içini biliyoduk yani ama yine de siniri biraz ağır basıyodu. Bi gün sınıftayız hoca ders anlatıyo en ön sıradan birileri tabletle oynuyodu galiba. Geldi elinin gelişine tablete bi koydu (tabi tablet masada kaldı yere düşmedi) ve sonra şöyle dedi: "Taşşak mı geçiyorsunuz siz benimle hayvan herifler" O an çok sinirli olduğu için gülememiştik ama tenefüste haykırmıştık cnsndnss bi kere de beni rencide etmişti ama o bu kadar ağır değildi dmsndn

Lisede biyoloji hocam konuyu anlattıktan sonra bana bakardı. Anlamayan var mı diye sorardı. Eğer suratımı değiştirmezsem anlamadım sayar tekrar anlatırdı. Eğer en ufak miniği dahi yaparsam derse devam ederdi. İstisnasız 3 yıl boyunca dersime girdi. Hiç sekmedi. 3 sene yaptı bunu.

Lisede meslekte okuduğum için işletme dersimiz vardı. İşletme hocamız da allah affetsin çok saf adamdı. Dili de pek dönmezdi. Ergenlikle bütün okul dalga geçerdi. Fotokopiye fodddogobi derdi. Sınavımızın olduğu gün nasıl kopya çeksek diye beyin jimnastiği yaptık sınıfça. Sonra dedim tahtaya cevapları tersten yazalım. Harfleri de tersinden yazdık arapça gibi (arapça dersimiz yok bu arada). Ama bizim okuyacağımız şekilde. Ki öyle de yaptık. Dedim ya çok saf diye. Hoca sınıfa geldi. Tahtayı görünce silmek istedi. Biz itiraz ettik deftere geçirmedik diye. Tahtaya bakmadan tamam dedi. Maksat kopya çekmek ama o yazıları yazana kadar sınıftaki herkes cevapları ezberledi zaten. Bütün sınıf 90 üzeri almıştık.

Kollarını birleştirip sınıfa öküz gibi bakarak susmasını beklemek. En sinir olduğum öğretmen tipi maalesef.

Din kültürü hocamız Tam bir Ferdi Tayfur hastasıydı. Daha ilk okul 3-4. sınıfta tanıştırdı Ferdi babamızla sağolsun. Sınıfta susadım çeşmeye varmaz olaydım şarkısını hep bir ağızdan söylerdik be.

Sinirlendiği öğrenciye tahta kalemi fırlatması, üstüne üstlük hedefteki öğrenciyi vuramamasıdır. İnsan evde biraz atış talimi yapıp gelir. Hocanın vurmak istediği öğrenci hariç herkes vuruluyordu mq

9. sınıftaki almanca hocası bana karşı sebepsiz bir nefret besliyordu. herkes yüksek sesle konuşurken ben sakin sesle bir şey sorunca bana sus diye bağırıyordu. herkese tuvalet izni verirken bana gelince kimseyi tuvalete göndermediğini söylüyordu. en zor sözlü sorularını bana soruyordu. sonra üst sınıflardan öğrendim girdiği her sınıftan böyle bir günah keçisi seçiyormuş. manyak karı.

t: öğretmenlerden görülen tuhaf hareket ve tepkiler. bir hocamızın elmaya zaafı vardı ve bizde her sinirli anında ona elma verirdik. adam da nerdeyim kimleyim bakmadan elmayı sınıfın ortasında haşırt huşurt yer ve dersin geri kalanına da mutlu bir şekilde devam ederdi :)

ortaokul din öğretmenimiz biri hapşurunca çok yaşa dememize kızıyordu. şirk koşuyormuşuz, allah'ın işine karışıyormuşuz. yıllarca hapşurana ne diyeceğimi bilememiştim. bir de kendi dersinde sınıfın oturma düzenini değiştiriyordu, kız öğrenciler etekli olduğu için arkalara geçmemizi istiyordu. gizli sapık, dürzü herif ya.

lise 1 almanca hocası. kadının bir takıntısı varmış her girdiği sınıfta bi günah keçisi seçer bütün kinini ona kusarmış. bizim sınıfta seçilmiş kişi bendim. tabi ilk sene ben kadının bu huyunu nereden bileyim amk kişisel algılıyorum. öyle takılacak bir tipim de yok en ön sıradaki sivilceli çalışkan kızım. tipimden falan hoşlanmadı herhalde. ama nasıl bir psikolojik şiddet. sınıfta çıt yokken bana kapa çeneni diye bağırmalar, yazım hatalarımla bütün sınıfın önünde dalga geçmeler, beni özellikle tenefüse çıkarmamalar... bir gün inat ettim bi kelimenin almanca telaffuzunu çok iyi öğrendim. baya yotubedan falan almanların konuşmasından çalıştım anadili almanca olan biri kadar güzel söylüyorum kelimeyi. sonraki derste o kelimeyi özellikle cümle içinde kullandım. ben sanıyorum ki beni beğenecek sevecek üzerimdeki lanet kırılacak. "bi daha o gırtlağını öyle yaparsan sözlüne sıfır veririm" allah canımı alsaydı da kurtulsaydım. neyse sonraki sene başka birini seçti de kurtuldum. deli orospu

yazılı kağıdına kırmızı kalemle paragraf sorusuna Atatürk'ü çok seviyoruz yazan arkadaşlarıma türkçe hocası kafadan direkt 70 verirdi aq

İlkokulda Türkçe hocamız ile sınıfça aramız çok iyiydi. Bana sürekli Alo ben Kadir derdi ve benden de hangi Kadir dememi isterdi. Devamında ise Deli Kadir Uleynnnnn diyerek efsane repliği söyleyerek bizleri güldürürdü. Özlendiniz hocam.

ben lise birdeyken bir hoca vardı. kendisi gibi düşünmeyen herkes hakkında bildiği bütün hakaretleri edebilirdi. derste öyle bir anda çok boğulduğumu hissettim. dersle alakasız, tamamen kendi kişisel nefretiyle ilgili konuşuyordu. bir an boş bulunup derse ne zaman geçeceğiz diye sordum. ha ders işlemiyoruz yani şu an öyle mi, peki derse geçelim o zaman dedi. defterimizin yanımızda olması zorunluydu o zaman. ben de sıra arkadaşım da o gün getirmemiştik çünkü sınav haftasıydı ve ders işlenmezdi. bir sonraki ders defterimizin yanımızda olmadığını fark etti. kibirli insanlarla ilgli konuşmaya başladı. kibir kötü bir şeydir tespitinden girdi, cehenneme gideceklerine kadar uzattı konuşmayı. ne söylediyse ben de arkadaşım da üstümüze alındık. lise birde o zamana kadar yaşadığım bütün olumsuzlukları düşündüm. benden saymayacağım insanlarla ilgili ne hissetmem gerektiğini düşündüm. tenefüste hayatım boyunca sadece birkaç kere daha yaşadığım bir ağlama krizine girmiştim. sonra da lise boyunca gruba uymaya çalıştım. hoca sonraki derslerde ne anlattıysa da tamam dedim. kafam daha rahatladı