çocuklarla girilen komik diyaloglar

Komşunun çocuğu (6) bize geldi. Gördüğüm en değişik insanlardan biridir kesinlikle. Kendisi çok bilmiş aynı zamanda köy aşığı bir tip. Balkondan bakarken bana sesleniyor aynı yerde olmamıza rağmen. +zonguldaaak -hı +ya zonguldaaak -efendim sevde +bak burası yozgat (eliyle balkondan görünen yeşillikleri göstererek) -hayır yozgat değil eheheh +hayır yozgat -değiiil +anne burası yozgat degil mi (hüüü) hsjsjsjs

Komik değil ama az önce yeğenim (10) evde kaldığımı söyledi. Afrikalı İngilizce öğretmeniyle bile tanıştırmayı teklif etti

Gün içinde birkaç kez aşkım diye hitap ettiğim dokuz yaşındaki kuzenimle (erkek) dondurmacıda siparişi bekliyorduk. Aşkım ya ben seni çok seviyorum çok tatlı görünüyorsun bugün gözüme falan dedim o sıra dondurmacıyı izlemeye koyuldum. ‘Ben evlenmek için çok küçüğüm‘ dedi bizimki. Anlamadım çocuk durup dururken evliliği nereden çıkardı diyorum içimden. Neden öyle dedin Toprak dedim. Sen bana aşkım diyorsun insan evleneceği insana öyle der ama ben evlenmek için küçüğüm daha dedi :d Benim için trajikomik bir andı. İlk reddedilişimi yaşadım. Hemde dokuz yaşında bir çocuk tarafından :(

Bu sene 7 yaşına giren kardeşime bu yaşına girene kadar yaptırmak istediğim şeyleri hayır yapma yapamazsın dediğim zaman yapıyordu bu sene aynı taktiği uygulayınca karşında salakmı var diyor pezeveng sanki 1 senede üniversite filan bitirip yüksek lisans yaptı

Bir kaç gün önce en küçük baldızla(10)olan konuşmamız. "Sen abinin elini tutmasaydın ben onunla evlenmeyecektim" dedi eşim B- "tüh keşke tutmasaydım Hilal'le daha çok zaman geçirirdim" dedi. Bende" o zaman Attila olmazdı" dedim. B-" neyse katlanacaz artık." dedi

Bugün bahçede oturuyoruz. Çok tatlış bir çocuk var. Beni de çok sever her istediğini mümkün olduğu kadar yaparım. Telefondan beraber video izleyelim mı dedi olur dedim hadi ama ekran küçük ikimiz de çok fazla göremiyoruz. İstersen gel kucağıma otur daha iyi izleriz dedim zaten çocuğun ağırlığı ne kadar olur ki olayda bahsi geçen çocuk da zayıf biraz. Kucağıma oturmayı kabul etti. Video izlemeye başladık. +bacaklarım uyuştu hadi hem in hem de biraz arkadaşlarınla oyna istersen - hayır senin bacakların yumuşacık tahta (bank)benim bacağımı acıttı zaten arkadaşlarımda yere oturarak oynuyor + - inmiycem Eve gidene kadar bacaklarım yüzünden kucağımdan inmedi. Hayır çok kilolu da değilim böyle puf puf bacaklarım yok. 20 25 kilo olan kız inmeden 5 dk öncesinde hissettiğim ağırlık 40 olmuştur. Eve geldim ve belim ağrıyor hala :( Yine olsa yine yaparım. Küçük kalbinde kırgınlıklar kalmasın.

of hemen konuşmaya başlasada doldursam şu başlığın altını

(#2407224) anlık balkonda ben yozgatlıyım ulan diye bağırıyor. Tamam kardeşim al yozgat senin olsun.. (bkz: Başlık ile entry uyumsuzluğu)

Leyla (2,5): teyzeeeeğğğ hindi senin karnın çok şişti ya bunu nasıl patlatacaz bunu Ctu (25) : sen patlatmayacaksın teyzem doktor patlatacak

bahçede ağaçları suluyordum. komşunun kızı (5)geldi yanıma çamurla oynamaya başladı. bilekleri de dahil olmak üzere ayakkabısıyla beraber çamura battı. çeşmeyi kapattım kucağıma alıp annesinin yanına götürdüm. siz burda bekleyin ben çorapla ayakkabı alıp geleyim dedi.ayağındaki pisli şeyleri çıkarıp çeşmenin altında yıkadık ayaklarını annesi gelene kadar. banka oturttum ama altında çorap kalmış. eline alıp gösteriyor +ablaa çorap altımda kalmış - olsun bir şey olmaz ki +ama çorabın canı yanmıştır - sen hafifsin çorabın canı yanmamıştır merak etme +şaşkın çorapların canı olur mu hiç. -???? annesi geldi ilgilenmeye başladı bende uzaklaşmaya başlamıştım annesine şey dediğini duydum + anneee bu abla hiçbir şey bilmiyor. okulda çorapların canı olmadığını öğretmiyorlar mı yoksa ? annesi de bir şey diyemedi kızına. beni salak biri olarak görüyor sanırım şu an dediğim hiçbir şeyi ciddiye almayacak :(

az önce komşudayım, misafirler gelmiş 5-6 yaşlarında küçük şirin de bir çocuğu var misafirin. sürekli yanıma geliyor oyun oynayalım, hadi gel benimle oyun oyna diyor. gittim birkaç defa saklambaç oynadık, yeter bu kadar dedim. 10 dakika geçti bir daha geldi. diyalog şöyle; -hadi gel bir daha oyun oynayalım. +ya hayır, ben oynamak istemiyorum. -niye ? + büyükler böyle oyunları çok oynamazlar, sıkılıyorum. -tamam gel büyüklerin oynadığı oyunlardan oynayalım. +ne oynayacağız? -şey, şimdi senin yine sevmeyeceğin bir oyun bu. büyükler çok oynuyor ismi yakalamaç... gülme noluur oynayalım olur mu..? o kadar şirin, tatlı ve nazik bir şekilde istedi ki hayır diyemedim sözlük. ve her şeye istinasız gülüyor, kıkır kıkır bir hal oldu. en son beni gıdıklamaya çalışıp yine kendi gülüyordu.

Dayımın oğlu bana küçük baba diyor. Ulan 5 yaşında velet her gün ariyor dayımın telinden (görüntülü) küçük baba bana aliyi göster diyor ahaha.

Geçen gün büyümenin aslında dışardan göründüğü kadar kolay ve güzel bir şey olmadığını anlatıyordum kardeşime (8) o da bana hak verdi -büyümek cidden zor iş sekiz senedir yaşıyorum hâlâ sekiz yaşındayım büyüyemedim dedi. Ve bunu söylerken gayet ciddiydi sjdjdk

Lise yıllarımdı.. Hafta sonu tatili olduğundan yatağımda uyurken kapım açıldı.. incecik bir sesle, o zamanlar 4 yaşlarında olan kardeşim seslendi... - Ablaa saat onikiyi çeyrek kaçıyo.. kalksanaaaa...

3 yaşındaki yeğenimle aramda geçen bir konuşmadır. Dayımın arabasının adı passat sizin arabanızın adı ne hala diye sordu. Dedim bizim arabamızın adı 'tabanvay'. Sürekli gelip sizin arabanızın adı 'tayayyay' değil mi hala diyor.

Nikah günü kuzenimin 3 yaşındaki çocuğu: +Sakın evet deme tamam mı ben senle evyencem. Ne diycek missin süle bakalım -Evet diyecekmişim +haaaayır hayır diyceksin ben sana aşığım ben evyencem

Evde misafir olan küçük kuzenimle birlikte kedicim Haydar'a mama veriyoduk ve yiyişini izliyoduk aramızdaki diyalog aynen şu: - abla Haydar'ın arkasındaki poposunun altındaki şey ne? (bkz: t*şak) + (bi anlık beyin mıncıklanması geçiriyorum) O poposunu korumak için var Ulan ne dicemi bilemedim birden paat diye sordu gerçek ismini de söylüyemiceğimden dolayı uydurdum bişiler nxnandsmms

6 yaşındaki yeğenim ve babası arasında geçen konuşma geçtiğimiz gün bir kahvaltı masasında yaşandı, +canım kızım ben sen olmasan ne yapardım, iyi ki varsın. biz sen olmasan mahvolurduk, biterdik bla bla (sinsi bi gülüş) ve, -uyduruyosun puwhhazhhwhshahzhhshz bi kız kardeşi oldu. muhtemelen onun hıncını çıkarıyor sıpa, öldürdü beni gülmekten. şu an komik gelmedi di mi size, olsun ben sizin yerinize de gülürüm önemli değil

Dünden bir tane ekleme yapayım. Bir akrabamıza ziyarete gittik. Çocuk 4 yaşında biz gelmeden önce annesiyle arasında geçen benimle ilgili diyalog şu: +Anne yenge etekli mi gelecek eteksiz mi? -Oğlum ne bileyim etek de giyebilir pantolon da niye merak ettin? +Eğer etekli gelecekse eve sığamaz prenses eteği bu kapıdan geçmez, Demiş. Meğer beni düğünde gelinlikle gördüğü için hep o gelinlikle dolaşıyorum zannediyormuş

komşunun çocuğu bize geldi oyuncak silahlarını da getirmiş nerf gibi. plastik bardaklarla kule yapıp onları vurduk. koşturunca yoruldu yere sırt üstü uzandı gözlerini kapattı -ablaaa ben öldüm +...? ( çocuğa ölüm kavramını nasıl açıklarım diye düşünüyorum) -ablaa öldüm diyoruuuuum - nasıl, neden öldün? + çünkü gözlerim kapandı abla insanlar gözlerini hiç açmazsa ölürmüş annem dedi - o zaman sen ölmedin bak gözlerin açıldı ( gıdıklamaya başladım) + abla sen de hiç şakadan anlamıyosun şimdi bana küstü ve annemle araba oynuyor :(

küçük kuzenim geldi yanıma heyecanlı heyecanlı; - suluk abla ben ingilizce küfür ve el hareketi öğrendim, göstereyim mi? + söyle bakim hangi küfür - FEYK YU bak el hareketi de bu dedi işaret parmağını kaldırdı havaya hakshkshakaj

3 yaşındaki yeğenime "erişte yer misin?" diye sordum. Bana şunu dedi: "Ben enişte yemiyorum." Anlatınca komik olmadı ama o an baya güldürmüştü.

hem komik hem masum bir anı sizlerle DAYI BUGÜNLÜK SANA BABA DİYEBİLİR MİYİM ? - bundan 5 sene önce - ablam ve eniştem yurt dışına gittiklerinde 5 yasında ki yeğenim yaklaşık 15 gün bizde kalmıştı. 15 gün boyunca anne baba özlemini çok hissettirmemek için türlü türlü aktiviteler yapıyorduk. neyse bi gün ben bunu aldım sinemaya falan gittik, gittik gitmesine de tüm çocuklar anne babalarıyla gelmiş, çocuklar anne&baba şunu yapalım şunu alalım falan diyor bizim çocuğun dikkati de hep bunlarda. neyse girdik filme çıktık hamburger yedirmeye götürüyorum tutmuş elimi sımsıkı bırakmıyor da. neyse sıraya girdik bizimki sürekli anne babasıyla olan çocukları gözlemliyor.nasıl içerlenmişse o sıra sıramızı beklerken o soruyu yöneltti ''DAYI BUGÜNLÜK SANA BABA DİYEBİLİR MİYİM ? ''

Normalde gözlük takmıyorum bi gün takacağım tuttu evde. O gün de kuzenim bizde 4 yaşında falan. Dedi ki niye taktın onu? Dedim göremiyorum o yüzden Ee dün görüyodun ama diyo bana sjjsjsjs

Büyüyünce ne olacaksın demiştim kız yiğenime. Helikopter olcam uçacam demişti. Pilot olcan yani dediğimde de hayır ben helikopter olcam pilot olmuyacam diye ağlamıştı.

Kardeşim daha 5 6 yaşlarındayken havanın çok güzel olduğu bir gün ağaç evimize gidip piknik yapmaya karar verdik. Ağaç ev dediğimiz de abim büyüük bir meşe ağacı bulmuş onun 4 5 metre üstündeki dallara da kocaman oturma yeri yapmış tahtalardan rahat 10-15 kişi sığar. Küçük kardeşimi önden çıkardım merdivenin tutma yerleri olmadığı için bir yandan da nerelere basması gerektiğini tarif ediyorum. Pikniğimiz bittiğinde aşağı önce ben indim kardeşimi de tutucam inmesi için, "hadi diyorum gel yapabilirsin" ama ağlamaya başladı bağırarak, e haliyle annemler geldi noldu diye sordu, kardeşim dedi ki: "Ablam bana buraya çıkmayı öğretti ama inmeyi öğretmedi anne" :)

Yeğenim 3.5 yaşında, bıcır bıcır bir dünya tatlısı. Ve Nisyan teyzesi ne yapıyorsa, o da yapmak zorunda. O yüzden markete giderken hemen takıldı peşime. Yolda yürürken oyun arkadaşından bahsetti. "Hiç paylaşık biri değil o teyzeee" dedi. Paylaşmıyormuş oyuncaklarını, benim yeğenim çok paylaşıkmış. Swh Daha sonra şarkı söylemek istedi. Neler oluyor hayatta şarkısını söylemeye başladık el ele. "Onun sesi ta kendisi" kısmında beni ciddiyetle durdu. "Nisyan teyze yanlış söylüyorsun, öyle değil o" dedi. Doğrusu nedir dedim gülerek, ciddiyetle söylemeye başladı: "Onun sesi ananesi geri gelmiş demeeekk" Hep var ol yavrum.

Az önce 3 yaşında ki kuzenimle geçen diyalog; -Sen ağlıyor musun, kırmızı çiçek mi kızdı sana? +Evet, kızdı. - Kızım sen ağlama, ben ona kızarım. Kırmızı çiçek sen napıyorsun? Keşke dünyada her şey çocukların kalbi kadar hassas ve mükemmel olabilse...

bir aile dostumuz çocuğu var, 9 ya da 10 yaşında, geçenlerde o klasik soruyu sordum. "bir kilo pamuk mu daha ağırdır, bir kilo demir mi?" pamuk dedi. "neden?" diye sordum, çünkü pamuk daha büyük, daha çok yer kaplıyor dedi, değişik bir düşünme tarzı...

bazen güldürürken düşündüren diyaloglardır. + gençliğim gitti valla bu derslerden !!! - bir videoda getir kuryesine "abi bana sevdiğimi getirir misin?" diye soruyorlar. o da " sevdişini getiremem ama gençliğini getiririm" diyor. ben de getire sipariş veririm senin gençliğini. + benim gençliği o kadar ucuz değil. 12 yaşındasın sen 12...

ailemden bir yıldır ayrıydım. dünya işlerine kendimi fazlaca kaptırdığım için bizimkilerin hayatında yaşanan değişikliklerden uzunca bir süre malesef bihaber kaldım. sonra eve döndüm. yeğenin (2,5) konuşmaya başladı dayısı dediler, çok sevindim. kelimeleri ağzında yuvarlarken şirinliği tavan yapacak ve yanaklarını ısırmam için artık çok daha geçerli bir sebebim olacaktı. minik kızı kucağıma alıp üst üste sorular sorarak bülbül gibi şakımasını bekledim. -ee dayıcım özledin mi beni? +... -hehe, adın ne senin bakim? +... -kimim ben tatlım, biliyor musun? +... -oyy canım benim. öpim mi seni? +... yabancılık çektiği aşikardı fakat mızmızlanmamasına rağmen hiç konuşmuyor, öylece hayret dolu bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. -seni parka götüreyim mi? +... -şeker alayım mı sana? +... şakımasını beklediğim bülbül dut yemiş versiyonuyla karşıma dikilmişti. -hanimiş dayısının bitanesi... +... -konuşsana lan allahsız! telefonum çaldı. biz laflarken küçük kızın dikkatle beni takip ettiğini gördüm. haspam öyle sevimliydi ki. hattın diğer ucundaki kişi bir meselemin çözümü için bana bayağı yardımcı olmuş, sorunu hallettiğini söylemek üzere aramıştı. telefonu kapatırken sağol abi, çok teşekkür ederim dedim. hemen yanıbaşımdaki kuşun cıvıltılarını da o an işittim. +yica edelim..

genelde beni yerin dibine sokuyorlar. asıl komikliği onlar yaşıyor bence.

Abim yeğenime akıllı saat almış. Nabız ölçer kısmında su damlası gibi bir gösterge görmüş yeğenim. Saatin, vücudunun su oranını ölçtüğünü sanıyor. Heyecanlı heyecanlı geldi yanıma; -halaa biliyor musun vücudumun %99u suymuş. Düşünsene 1 bardak daha su içsem %100 su olucam..

Bugün iki saat boyunca kucağımda “uçaaakk yerdesiin yaa uçaaak” diyerek konuştu benimle bana dert yandı, gökyüzünde uçak arıyor. Konuşmamız bu kadardı. İstikbalin göklerde olduğunu şimdiden öğrenmiş kıvırcık bebe kafa hep gökyüzünde.

Komşumuzun bir oğlu var 4 yaşında, adı Ömer. Bugün bize gelmişti, kardeşimin arkasında kuş tüyü olan bir kalemi var onu çok beğenmiş. "Ayşe, ben bu kalemi eve götürcem" diye bağırdı. Ayşe de diğer odadan "Hayır götüremezsin" diye bağırdı. Ben de Ömer'e baktım acaba ne tepki verecek diye bekliyorum, o da Ayşe'nin söylediğinden sonra bana baktı. Kısa bir bakışmadan sonra omuz silkip "İzin verdi" dedi znzmzmznznz Sanki ben sağırmışım da söylenenleri duymamışım gibi beni kandırmaya çalışıyor maymun. Dün de yine bizdeydi, dişlerimdeki teli görünce yanıma koştu yüzünü ekşiterek diyor ki; senin dişlerinin hepsi neden çürümüş? Bdjsjsnsnzn

yeğenim: teyze, zeka oyunları işe yarıyor mu? ben: yarar tabi. yeğenim: ben oynuyorum oynuyorum bir şey değişmiyor. galiba ben beyinsizim. hala gülüyorum, durduramıyorum kendimi.

ben girmedim ama şahit olduğum bi tanesi çok tatlıydı; sabah okula gidiyorum, vapurdayım, karşıma bi adamla oğlu oturdu. çocuk beş altı yaşlarında. adam çay almaya gitti, iki bardak çayla döndü, çocuk çaydan bi yudum aldı, “yaa baba sen bunu paşaçayı yapın demedin mi??!!” adam da “özür dilerim oğlum unutmuşum” diyip değiştirmeye gitti. senin paşaçayını yerim eşşek.

Annem az önce telefonla ilgilenirken bizim hindistan cevizimiz var mı acaba dedi. 8 yaşındaki kardeşim ödev yapıyordu ve annemin sorusu üzerine çok büyük bir şaşkınlıkla BİZİM HİNDİSTAN CEVİZİMİZ NASIL OLSUN ANNE dedi. Ben başladım gülmeye hindistanlı mıyız biz anne dedim dalgasına. Kardeşim ciddiye aldı evet ablam haklı diyor dndkdkdl

+ Senin doğum günün ne zaman? - Doğalı çok oldu ki nerden bileyim. Bunun çok benzeri internette bir yerde karşıma çıkmıştı ama yemin ederim geçenlerde ben de aynen bu cevabı aldım. Çocuk da bir yerden gördü de söyledi dicem ama ufacık şey daha okumayı bile bilmiyor. Komik ve düşündürücü ndıdjdısn

+ oruçlu musun - evet hem de toooot oyutluyum (acıktım demek istiyor)

Sınıfta çocuk hapşurur -evet çocuklar ne diyorduk “çok yaşaaa” Herkes çok yaşa der -tamam canercim sen de hep beraber demelisin Tüm sınıf komple bidaha çok yaşa der -hayır çocuklar caner arkadaşınız hep beraber diyecek Tüm sınıf yine çok yaşa der Sonra olayı çakan ben çocuk gibi düşünmemenin yarattığı gülme kriziyle baş başa kaldım. Bir gün de Atatürk’ü tanıtıyordum, stajdayım o zaman. İlla çocuklara Selanik ezberletilecek. Atatürk nerde doğdu sorusuna Selanik yanıtı verilecek. (Sınıfın öğretmeni istiyor 3 yaş için) ben işte anlattım falan doğduğu evi gösterdim ama biliyorum ki boşa kürek çekiyoruz çocuk soyut düşünemez eh be hocam yani! Neyse 29 ekim geldi çattı ee çocuklar Atatürk nerde doğduu??? Evin fotosu gösterilir veee yanıt “EVDEEEEEEĞĞĞĞĞ” puhahahahahha sana ne dedik hocam hahahaha. Yine o tabloyu anımsayınca kahkaha attım. Çocuklar yahu ne güzel bi dünyaları var, hiç görmediğin pencerelerden baktırıyor hayata.

Talha(10) elinde bir kutuyla yanıma geldi. T: Abi bu kutunun içinde bir sürpriz var çıkarıyım mı ? B: Çıkar. T: Çıkarıyım da savaş çıkarın demi ? Ben iptal....

(bkz: yeğenlerin yaptıkları mallıklar)

Geçenlerde yine 5 yaş grubu ile futbol antrenmanımızı yaptık.Bu yaş grubu bitiş düdüğü ile kendilerini deli ediyorlar ve sahadan çıkarmakta çok zorlanıyorum bu yüzden bende antrenmanı bitirmeden şöyle dedim; Benim gözlerim karanlıkta iyi görmüyor birazdan kapıyı kapatıp çıkıcam o yüzden çabuk çıkın sahadan yoksa içerde kalırsınız dedim :) Neyse ben malzemeleri toplarken bunlar hızlıca suluklarını çantalarını kucaklayıp sahayı boşaltmaya başladı korkudan :)O sırada benim bitane dünyalar tatlısı öğrencim kenarda duruyor çıkmamış neden çıkmadın diye sordum hocam işini bitir seni kapıya kadar götüreyim diyor hava kararırsa kapıyı bulamazmışım :)

Kardeşimin (2,5) tuvalet eğitimi sırasında şöyle bir konuşmamız oldu. Saatlerce güldüm. Çok hoş bir diyalog sayılmaz şimdiden affola. +Bitti mi ablacım - Bitmedi bok yapıyorum +Bok deme ablacım kaka de - Kaka değil bok yapıyorum bok dedim + Ama öyle demesen daha iyi sanki - Hayır bok dedim bak üç tane annem babam ben. (Beni aileden saymayışına mı yanayım, yaptığı benzetmede yerim yok diye sevineyim mi bilemedim)

Bugün kuzenimin dört yaşındaki oğlu bize gelecekti, arabaya bindik. Şoför koltuğuna baktı, annemin arabayı sürdüğünü görünce dönüp ablama şey dedi "sizin babanız yok mu?" Bznsbxmzbxnxnxn

az önce komşunun kızı bize misafir olarak geldi ödevlerine yardım etmem içinde 3 4 tane defter kitap falan getirmiş. bak abla aferin aldım diye öğretmenin yazdığı yerleri gösteriyor. hadi dedim son yazdığın yeri ben okuycam güzel okuyor muyum bir bak kajdhdjwkdlelwjjd aynı şu cümle yazıyordu "Biz artık alfabemizdeki 29 harfi öğrendik tüm kelimeleri yazabiliriz" şey dedi " ben 29 harf mi öğrenmişim" aljdhdhdkaldjhdkq sonra ağladı öğreneceğim bir şey kalmadı diye aksjdhjwlalsj

+alf abla sen topu dizinde en fazla kaç kere sektirebiliyosun? -2 +ben de komik olan kısmı ise bana havalı havalı sorması sonucunda 2 demesi :D ben de o kadar havalıymışım

Saçlarımı kısmi sarıya boyattım. Bugün derste çocuklar kağıtla yazışıyordu, bir görmezden geldim iki görmezden geldim derken üçüncüye kağıdı yakaladım. Öğrencim resmen üstüme çıktı kağıdı almak için, haklıymış da…Kağıtta aynen şu yazıyor “hocanın saçı aynı pazardaki cikcikler gibi olmuş” altına da cikcik (civciv) resmi çizmiş shshhshshs

5 yaşındaki yiğenim kulağıma eğilip: - senin hayatın var mı? - Vardı ama şuan küsüz , sence barışıyım mı? - Sana yüzük alsın barış dedi Hey dostum çocuk bile söylüyor yüzük almadan barışmam :)