bugün
yenile

    sesindeki yalnızlık

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    mükemmel bir liriği var. rap şarkısı değil de şiir olarak paylaşılsa dilden düşmezdi belki. link lirik: gözlerinde buz parçaları izler, sessizlik, ve sessiz bir sitem olarak, kalkar yıldızları izler, aşk yok markaların kalbinde yatan yalnızlık var, ben yokum aynada biriken uzayan yalnızlıklar. size acı hiç güven umut işe yarar, batma ölüm ve hiçlikse dayatılan rol desem, bu sürgülü ve keçeleşmiş kirpiklerin ne anlamı var? size gösterilen bir veda ve yol desem. ve kan ve hayat ve duygular bana mutluluk biraz ne zan ne sana dair kırık bir ati konu miras üzgünüm denedim her versiyonunu üzgünlüğün kaybetmek korkularıydı odama giren mavi duman o seslerde kayıp içim bomboş artık daha mı yalnızım? hayır! mutsuzluk uyuşturuyor umudun kıyısız tarafındayım ben asla ağlamam sadece gözlerim dayanıksız hayvan yanlısı yılgın çiçek çelenkleri gönderdim cezaneme şimdi gündelikçi akşamlara kon hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı hatırlat nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi hatırlat efkar, deliren gezegenimi ve öfkemi hatırlat nasıl yenilirdi güneş, çiçekleri delip geç hatırlat bana benzediğin şehri gerçekten sevince -- bir yağmura başlar gibi bir koşuda yavaşlar gibi şaşkınlığa atılgan atar kil ve kıvrak bir ismin arasına kıstırılmış sonsuzluk gibi aşk nasıl yol alır sayısız dudaklarından gel kıyılarına yüzümün yüzme öğret can çekişen balıklarına gel o kumun dakikalarına kumrallığını uzat ve biraz sakalımın kokusunu al götür ört yastığına bir oğul doğur ve beni unut hatıralarımı yak şimdi hiç görmedim o son seviştiğin yabancıyı alışırım konuk koyuncu olup kaçınılmaz sonlarıma mutluluk üzerine bahis yapma zamanlarımız da hatırlarım ansızın kente ve yüreğime doğrulttuğun tabancayı zamansız ve fransız, kör makas, kesik rızk kahveyle direnen hücre, bunlar bizim merhabalarımız nitokinle görünen sabah bunlar bizim günaydınımız bir uğultuşun ortasındayız bunlar elvedalarımız şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak o zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına gidişine korunamadığım gibi dönüşünü de savunamam yokluğuna dayanabilirim ancak sade bir fotoğraf olarak köprülerde ayrılabiliyor nehirlerde sevgilim hayat böyle; bir yerden sonra ne kadar karışsanda kalabalıklara
    ... diğer entiriler ...