bugün
yenile

    işte gidiyorum

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    yusuf hayaloğlu şiiridir ayrıca. ''işte gidiyorum... karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü işte gidiyorum, toprak alsın benim de bu hazin öykümü... işte gidiyorum... gurbet yorgunu gövdemi, çukura kim indirecek? işte gidiyorum, bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek? çürüdü gözlerim, çürüdü yüreğim, bu yağmurlu şehirde. işte gidiyorum, beni kaldırın, hicranım kalsın teneşirde. size, yüzyıllardır sesini kaybetmiş bir türküyü söyleyecektim; ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle kirpiğinizin ucundan öpecektim... bir masum türküydü sadece yüz binlerce mağdurun gönlünde belki söyleriz hep birlikte belki mahşerin birinci gününde. nasıl sevmiştim hepinizi, nasıl böyle oldu akıbetim? ve nasıl çöle döndü, o benim gülgülistan memleketim? işte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız. ben başımı verdim, sizinse insafsız bir linç oldu karşılığınız. işte gidiyorum, penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine... işte gidiyorum, ''saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne! '' sonunda kaptırdım gönlümü ölüm denen o kaypak türküye. ve işte kurtuldun benden şen olasın ey sevgilim türkiye elbet benim de vardı, kendime ve yurduma dair umutlarım. belki bıraktığım yerden sürdürür; dostlarım, karım ve çocuklarım... çatladı yüreğim, çatladı sazım. demek ki böyleymiş yazım. sizlere armağan olsun sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım. bu nasıl hapis tanrım sabah sabah bu ne hikmet bu ne sis? kalbime son mermiyi sıkmak sana mı düştü ey güzel paris? işte gidiyorum, kalmadı söyleyecek son bir sözüm. dediğiniz gibi olsun be! dediğiniz gibi olsun gözüm! işte gidiyorum, tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair. belki benim için birkaç mısra döktürür hayaloğlu diye bir şair.''
    ... diğer entiriler ...