bugün
yenile

    babanın üzerine toprak atmak

    13
    +
    -entiri.verilen_downvote
    en zor olaydır, üşüdüğü zaman uyanmasın diye sessizce üzerini örttüğünüz kişinin üzerine hıçkırıklar eşliğinde buz gibi toprağı atmak. elini omzunuza koyduğu zaman tüm dünyaya baş kaldıracak cesareti bulduğunuz adamın yanınızda olmadığını fark etmek, küreği dahi kaldıracak gücü vücudunuzda bulamamak acizliğin gelebileceği son noktadır. içten içe ağlar, dik durmaya çalışırsınız... sanki bir anda kalabalığı yararak yanınıza gelecek, geçti papatyam, buradayım diyecekmiş gibi, gelmeyecektir oysa ki... masallarda gidenler hep gelirdi, izlediğim çizgi filmlerde kötü son olmazdı hiç. oluyormuş meğersem, gidenlerin gelmediği bir yer varmış. cennet diyorlar oraya, kapısı mis gibi kokarmış, orada yatıyormuş babam, öyle demişti çocukken annem. 08.10.2016 cumartesi. tarihin bugün, ayın 8'i, aylardan ekim olması, ya da yılın 2016 olması belki sıradan. ama sıradan olmayan bir şey var, bugün 08.10.2016 , silindi ve gitti. tüm anılar, tüm hatıralar... dünyaya karşı birkaç kez başkaldırdım, bu başkaldırışların sonrası hep hüznü yarattı. tıpkı 08.10.2004 tarihinde babamın gözlerindeki hüzün gibi... sert bakardı babam, gözlerini kapattığında bile, hüzün kokardı benim babamın gözleri, öldüğünde bile. karar verememe kararsızlığı, zamanı geriye alamamanın verdiği çaresizlik, gidişatı engelleyememenin acizliği, zamanın öncesine geçememenin düşü... ağlasam mı, bağırsam mı, kime sığınacağım ben diye düşünür insan gözleri yaşlı şekilde işte o an. koca bir tarih silinip gitmiştir oysa ki. tüm yaşanmışlıklar, tüm sevinçler, tüm mutluluklar, tüm acılar, tüm kırgınlıklar, tüm azimler, tüm hırslar... prensesim diye severdi babam, papatyam diye okşardı yanaklarımı. bugün benim babam öldü. canım öldü. bir parçamı kesip, sıkıca bağlayıp, toprağa gömdüler. elleri sıcacıkmış, nefes almadığı zamanda bile... ben cesaret edip de dokunamadım, ya elleri buz gibi olduysa diye. içinde kelepçelediğin düşünceleri ne yapıp edip keşke birer birer çıkarabilseydim de, gözlerindeki o hüznün korunu azar azar soğutabilseydim. ama olmadı. 12 sene evvel gitti benim babam, bir daha da dönmedi. senelerce babamı aradım. gözleri onun gibi bakan, onun gibi kokan, onun gibi sarılan, onun gibi kollayan. olmadı, çıkmadı hiç karşıma. meğersem ''buldum'' dediklerim de rol yapmışlar... sevemiyorum erkekleri, sevemiyorum insanları, sevemedim çocukları, çocukluğumu çaldılar benden, gençliğimi... mutluluklarımı, anılarımı...
    1kardeşim şu ciğerimi aldın benim, allah sana sabır versin - adosulan 09.10.2016 21:29:59 |#2828590
    3ne desem bilemedim. yutkunamıyorum şuan. ne desem senin için boş gelecek belki. ama lütfen kendine çok çok iyi bak. üzme sen kendini. içinde tutma kederini, çürümesin yüreğin, ruhun. olumsuz yaklaşımda bulunacaksın belki ama ben bunu söylemezsem içim rahat etmez; bana ne zaman istersen yazabilirsin. ne derdin varsa konuşabiliriz, çözmeye çalışırız. elimden geleni yaparım senin için. en kötü içinde tutmamış olursun hüznünü. paylaşınca daha bi azalır çünkü keder, tıpkı mutluluk gibi. - finito 12.10.2016 01:39:32 |#2649577
    ... diğer entiriler ...