şairimiz bir köy düğününe gider. tören yaklaştıkça insanlar toplaşır, misafirler gelir. o esnada karakoç bir hanım kıza vurulur. ardından sohbet başlar ve ilerledikçe bu tatlı sohbet bir sevdaya dönüşür. karakoç hanımefendinin adının dışında kendisinden mihriban olarak bahseder. şefkatli, güler yüzlü, dost, yumuşak başlı anlamındadır mihriban. gel zaman git zaman, ailesi kızı istemeye gider. maraş'a gidilir, kızın ailesi bulunur, kız istenir. ailesi kızı vermek istemez, yaşı küçük der. karakoçlar ısrarcıdır, kızın ailesi ağızlarındaki baklayı çıkarır: mihriban nişanlıdır. aile eve gelir, abdurrahim bey anlamıştır suratlarındaki ifadeden. ''bu konu bir daha açılmayacak bu evde'' der ve kestirir atar. bu olanlar 1953'te yaşanır. o yıldan 7 yıl sonra, 1960'ta karakoç bu şiiri yazar. meşhur olur, herkes okur ve herkes bilir. mihriban da haberdar olur tabii. mihriban karakoç'a bir mektup yazar, ''unutmak kolay değil'' der. ardından abdurrahim karakoç ikinci bir şiir yazar:
“unutmak kolay mı?” deme
unutursun mihriban’ım
oğlun, kızın olsun hele
unutursun mihriban’ım
zaman erir kelep kelep..
meyve dalında kalmaz hep
unutturur birçok sebep
unutursun mihriban’ım
yıllar sinene yaslanır
hatıraların paslanır
bu deli gönlün uslanır...
unutursun mihriban’ım
süt emerdin gündüz-gece
unuttun ya, büyüyünce...
ua işte tıpkı öylece
unutursun mihriban’ım
gün geçer, azalır sevgi;
değişir her şeyin rengi
bugün değil, yarın belki
unutursun mihriban’ım
düzen böyle bu gemide
eskiler yiter yenide
beni değil, sen seni de
unutursun mihriban’ım
kendisi ise bu konu hakkında şöyle diyor:
“mistik bir olgunlukla, son bir kez diyor, son bir kez daha görmek istemezdim. o beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. o aşk, masum bir aşktı. güzel bir aşktı. bırakalım öyle kalsın.”
“bazen aklıma düşüyor. ben unutursun diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor... o bir mektup üzerine yazılmıştır. benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım. “unutmak kolay mı” başlığı mektubun. “unutmak kolay mı deme/unutursun mihriban’ım” diyorum. “düzen böyle bu gemide/eskiler yiter yeni de/beni değil, sen seni de unutursun mihriban’ım” dedim..