kırıla kırıla paramparça oluyorsunuz ve her bir parçanız avuçlarınızı kanatıyor, bir süre sonra kendinizi toplamaya üşeniyorsunuz. acıya alışıp hissizleşiyorsunuz. sonra size duygusuz diyorlar, kalpsiz diyorlar, suratsız diyorlar.
oysaki;
"sevgi dolu bir insandım ben, birkaç kez ölmeden önce. neşeli ve hatta renklere sahip."