bugün
yenile

    islamiyet

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    yine bir din başlığı altında açıklama yapacağım. önceki entrylerim kuran vs bilim ve kur'an-ı kerim buradan da okuyabilirsiniz. bu sefer ki biraz daha farklı. 1. ilk olarak kur'an'da namazın nasıl kılındığı yer almıyormuş. bakalım nasılmış; - belirli şartları taşıyan müslümanlara günde beş vakit namazın farziyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. beş vakit namazın eda edileceği vakitlere ve ne şekilde eda edileceğine kur'an-ı kerim'in bir kısım ayetlerinde mücmel olarak işaret olunmuş, bu işaretler rasalüllah (asm.)'in kavli ve fiili sünnetiyle açıklık kazanmıştır. bilindiği üzere kur'an-ı kerim'deki mücmel emir ve hükümleri açıklama yetkisi, onu insanlara tebliğle görevli olan peygamber (asm) efendimize aittir. o namazı bizzat kılarak ve müslümanlara imam olup kıldırarak nasıl kılınacağını öğrettiği gibi, bunların vakitlerini de göstermiştir. gerek kılınış şekli, gerek vakitleri ile ilgili bu uygulama ameli tevatür olarak, günümüze kadar devam etmiştir. 2. "müslümanlar putlara tapmaz ancak gider şeytan taşlar" bide bunu yorumlayalım: - canım kardeşim bilindiği gibi hac, mevsiminde mina'da, kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günleri akabe cemresi, küçük cemre ve orta cemre olmak üzere üç şekilde şeytan taşlanır. bu ibadet vaciptir. burada yapılan hareketler, haccın şeairindendir. güzel bir hatırayı yad etmektir. bütün insanlığın ortak düşmanı olan şeytanı taşa tutarak lanetlemektir. burada temsili olarak tespit edilmiş olan üç yerde taşlama yapılır. bu ibadet şekli bize ibrahim aleyhisselamdan intikal etmiştir. bu hususta iki rivayet var. birisi şöyle: hz. ibrahim, bir imtihan olarak allah'ın emri ile oğlu hz. ismail'i kurban etmeye götürürken şeytan önlerine çıkar. hz. ibrahim'in babalık şefkatini istismar etmeye kalkarak, bu işten vaz geçirmeye çalışır. fakat ters yüz edilir. bundan sonra hz. ismail'e musallat olur. cenab-ı hakkın emrini babasının yanlış anladığını, annesini gözü yaşlı olarak geride bıraktığını fısıldayarak, emre boyun eğmemesini telkin eder. şeytanın desiselerine hiç aldırış etmeyen hz. ismail, onu yanından kovmakla kalmaz, arkasından da yedi tane taş atar. işte hacıların cemrelerde taş atmaları bu hadisenin hatırlanması ve yeniden yaşanmasıdır. 3. "kadına değer verir ancak kitabında kadını dövmeye izin var" buna bakalım: - ayetin bir cümlesi değil de tamamına bakalım - erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. çünkü allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. iyi kadınlar, itaatkârdırlar. allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. şüphesiz allah, çok yücedir, çok büyüktür. - dövmenin şekli ve miktarı üzerinde durulmuş, kadına zarar vermemesi, iz bırakmaması, yüze vurulmaması genel olarak kaydedilmiştir. bazı tefsircilere göre vurma tamamen semboliktir, meselâ müfessir atâ'ya göre misvak (dişlerin temizlendiği, fırça büyüklüğündeki özel, yumuşak ağaç dalı) gibi bir şeyle yapılacaktır (cessâs, 189; ibn atıyye, 48). 4. çok eşlilik islam'ın getirdiği bir sistem değildir. islam öncesi dünyada yaygın olan ve sınır tanımayan bir şekildeydi. kadının zaten hiçbir konuda fikir beyan etmesi bile mümkün değildi. islam dini böyle bir ortamda ortaya çıktı ve bu çok eşliliği yirmi-otuzdan dörde indirdi. buna da çeşitli şartlar getirdi. bu konuda eşler arasında adaletin sağlanması gibi ağır şartlar getirdi. aksi takdirde bir hanımla evlenmenin daha sağlıklı olacağını tavsiye etti. -çok evlilik -eski mısır hukuku: koca bazı şartlar altında birden fazla kadınla evlenebilirdi. -babil hukuku: hamurabi kanunlarına göre, zevce çocuk doğurmazsa veya ağır bir hastalığa tutulursa, koca odalık alabilirdi. -çin hukuku: kocanın serveti müsait olursa, ikinci derecede zevceler alabilirdi. şu kadarki, bu kadından doğacak çocuklar, birinci ve asıl zevcenin çocukları sayılırdı. -eski brehmenler: vichnou kitabına göre, erkekler bulundukları sınıflara göre bir, iki, üç veya daha fazla kadınla evlenebilirdi. apastamba kitabında ise, bu konuda tahdit vardı, kadın vazifelerini hakkıyla yerine getirebiliyor ve erkek çocuğu da oluyorsa, koca ikinci bir kadınla evlenemezdi. manu düsturlarında, bir adam, ilk zevcesini kendi toplumsal seviyesinde seçmesi lazımdı, ikinci zevcesini, daha alt tabakalardan alabilirdi. -eski iran: çok evlilik kabul edilmişti. -roma hukuku : odalık almak, kanuni nikah olmaksızın yaşamak vardı. -kitab-ı mukaddes : eski ahid'de davud (as)'ın bir çok kadınla evlendiği zikredilir. eski ahid'de çok evlilikten bahseden başka yerler de vardır. müsevilite de çok evlilik vardı. -yeni ahid'de (incil), birden fazla kadınla evlenmeyi yasak eden bir madde yoktur. ancak tek zevce ile yetinmenin iyi olacağına dair tavsiyeler vardır. birden fazla evlenme, hristiyanlık aleminde xvi. asra kadar normaldi. -islam'dan önceki arabistan: çok evlilik konusunda hiç bir tahdit ve sınır yoktu. erkek istediği kadar kadınla evlenebildiği gibi, aralarında zevce değişimi bile olurdu. -islam'da çok evlilik cenab-ı hak buyuruyor: "eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır." (nisa, 4/3) 5. öncelikle mut'a nikahı, ücret mukabilinde belli bir süre için kadınla evlenmektir. cahiliyette mübah olduğu gibi islam'ın ilk günlerinde de mübahtı. sonra nesh edilip yürürlükten kaldırırdı. tirmizi şöyle diyor: "mut'a nikahı islam'ın ilk günlerinde idi. adam bir şehre gittiğinde kimse ile tanışmadığından orada kalacağı süre kadar bir kadınla evlenebilir. o da eşyasına bakar, muhafaza eder, işini düzene kordu." mut'a nikahının haram olduğuna dair ittifak vardır. rafiziler ile şiiler hariç bütün ulema haram olduğunu kabul ediyor. müta nikahı dört mezhepte de haramdır. müta nikahı, şahitsiz olarak bir kadına belli para verip, belli zaman için beraber yaşamayı sözleşmek demektir. müta nikahının haram olduğunda bütün âlimlerin sözbirliği bulunduğu, mizan-ül-kübra’da ve ibni âbidin’de yazılıdır. 6. bunu kur'an-ı kerim başlığı altında açıkladım. 7.gerekli evlilik yaşı konusunda belirlenen bir sınır yoktur. evlenen kızın nikah için büluğ çağına ermesi şart değildir; ancak cima için büluğ çağına ermesi gerekir. ancak evlilik hayatında problem olabilecek derecedeki yaş farklılıklarına kefâet (denklik) açısından bu konuda dikkat edilmelidir. - şu an zaten ülkemizde resmi olarak gerçekleşmeyen şey. 18 yaşın altında evlilik yasak.
    03. madde sana mantıklı geliyor mu? - gunesi zaptedecegiz 09.07.2016 01:12:43 |#2708138
    0mantıklı gelmemesi doğrudur çünkü tamamını yazmadım, bunu araştırabilirsin. :) - cenkereng 09.07.2016 01:14:42 |#3329026
    0ayetin tamamına bakalım demişsin, o tamamı değil mi? - gunesi zaptedecegiz 09.07.2016 01:15:56 |#2708141
    butun yorumlari goster (6)
    ... diğer entiriler ...