bilinçaltını; aylarca peşinden koşulan, bir kez görebilmek uğruna kilometrelerce yol tepilen, evinin önüne pusu kurup sadece balkona çıkması için bile saatlerce beklenilen platonik sevdiceğin "piki titli çicik, tiklifini kibil idiyirim" demesinden sonra bozulan o büyü misali alt üst eder.
-çok haklısınız efendim. dostoyevski'nin budala'sında da aynı konuya değinilmişti sanırım.
+tabii azizim. kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile birlikte affedilmesi, şahsında onulmaz bir tahribata yol açmıştı zira.
-maşallah hocam. amma şey biliyorsunuz.
+abartmayın rica ederim. elimden geldiği kadar işte.
-isminiz neydi acaba öğrenmemde bi mahsur var mı?
+ehehe. elbette hayır. adım şükrü.
-öhm. pek güzelmiş. neyse abi yarın sınavım var da ben uyusam artık diyorum. görüşmek üzere iyi günler.
+azizim saat yedi henüz. uyumak için biraz erken değil mi?
-notlarıma son bir kez bakmak istiyordum hüsnü abi yea.
+şükrü benim adım.
-ah, çok pardon şükrü. kendine dikkat et.
+bilmukabele kardeşim. sağlıcakla kalınız.
-allah razı olsun rüştücüğüm.