bugün
yenile

    nihat hatipoğlu

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    sofraya oturuyordu fazıl, fazıl sofraya oturuyordu ve soruyordu annesine. -ana diyordu, rabbimin cenneti ayaklarının altına serdiği ey mübarek kadın! -yumurtayı gene mi sucuksuz yaptın ana diye soruyordu. anası şöyle bir bakıyordu fazıl'a gözleri ağlamaklı. -fazıl sus, anneyle öyle konuşulmaz ulan diyordu. ve ağzında iyice çiğnemediği zeytin tanelerini oğlunun tarafına doğru yuvarlıyordu. kızıyordu oğlu, gözbebekleri büyüdükçe büyüyordu. sonra anasına dönüyordu fazıl. -yapmasana be diye adeta bağırıp çağırıyordu. -ben çocuk değilim ana diyordu, sevgi dolu nazarlarını yavrusu üzerinde gezdiren biçareye. fazıl sofradan kalkıyordu, ardından ıslık çalmaya başlıyor, kendine hamburger hazırlamaya koyuluyordu. yemeğini afiyetle midesine indirirken yoksa lokmalarımı mı sayıyor bu kadın diye düşünüyordu fazıl. dayanamıyordu. çantasını sırtlandığı gibi soluğu kapının önünde almasını takriben gene, ana diyordu, bana biraz mangiz uçlan bakalım.
    ... diğer entiriler ...