Güçlü muhalefetiyle, bazı medyanın desteğiyle, logo değişimiyle birlikte insanları "Barış güvercini" olduklarına inandıran, bugün en kalabalık meydanlarda bile terör propagandası yapılmasını meşru kılan siyasi partidir. Üstelik insanlar artık öyle bir raddeye geldi ki, şehit vermemizim sebebini de bu partiye oy vermeyenlere bağlıyorlar. Kendileri ya bu partinin barışçıl olmadığını göremeyecek kadar kör ya da insanları bir nevi bu şekilde uyutmaya çalışıyorlar. Ancak ben çok kolay bir şekilde bu siyasi partinin ne kadar barışçıl olduğunu kanıtlayacağım. Başlayalım:
Adı Burcu Çelik Özkan. Kendisi hdp milletvekili. Köyünü teröre karşı koruyan koruculara savurduğu tehditler, hakaretler gerçekten çok yapıcı ve barışçıl. Açıkçası birisi bana bu hakaretleri savursa ben gider ona sarılırım. Barışçıl çünkü
şu samimiyete bakar mısınız ? Bunlar barışçıl hareketler. Haklısınız.
Adı Sırrı Sakık. Kendisi hdp milletvekili. Bu ülkenin kurtarıcısı ve birçok insanın ulu önderi olarak gördüğü Mustafa Kemal ve onu seven, sayan insanlara karşı yaptığı
şu yapıcı eleştirilere bakar mısınız ? Ne kadar da barışçıl değil mi ? Haklısınız.
Adı Ferhat Encü. Kendisi hdp milletvekili. Ülkede terör yoğunluğunun en yoğun olduğu yerde görev yapan askerimize, kendisini de koruduğu için
şöyle teşekkür ediyor. Sonuçta herkesin teşekkür etme şekli farklı olabilir değil mi ? Bu onların barışçıl olduğu gerçeğini değiştirmez. Haklısınız.
Şimdi ise size anlamak istemeyeceğiniz şeyi açıklayacağım.
Ekte göreceğiniz silahlı insanlar "PKK" terör örgütü. Bu ülkede şehitlerin verilmesinin, anaların ağlamasının, bombaların patlamasının baş sorumluları. Onlara sarılan insanlarsa "barışçıl" hdp'nin "barışçıl" vekilleri. Gelen eleştiriler üzerine sarılan milletvekili "Yine olsa yine sarılırım" şeklinde bir açıklama yapmış. Bir insanın bir insana sarılması her zaman barışçıl bir harekettir. Yine haklısınız.
Yine, yine, yine ve yine siz haklısınız. Biz cahiliz. Biz teröristlerin ölmesini istediğimiz için faşistiz. Biz, bu insanlara maaş ödenmemesini istediğimiz için, meclise girmemelerini istediğimiz için demokrasiden anlamıyoruz.
Şimdi kimse gelip bana "Kürtler eziliyor, o yüzden isyan ediyorlar" zırvaları yapmasın. Benim anneannem ve dedem Trabzon'dan Sakarya'ya göç ettiler. İnsanlar tarafından dışlandılar. Görgüsüz, bilgisiz, cahil diyip aşağıladılar. Peki ya onlar ne yaptı ? İsyan mı çıkardı ? Dağa mı çıktı ? Cevabını vereyim; HAYIR. Bizim topraklarımız daha iyiydi, daha güzeldi dediler. Her aşağılandıklarında kendi topraklarını daha çok sevdiler, daha çok korudular. Olması gereken de budur. İnsan öldürmek değil.