bugün
yenile

    zorunlu askerlik

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    peşin edit: bu entrynin zorunlu askerlikle ilgili birçok soruyu ve cevabını barındıran tek bir bütün yazı olabilmesi için lütfen zorunlu askerlikliğin mantıklılığı ile ilgili unuttuğum her şeyi yorum olarak yazın ki ekleyeyim.(tabi okuyanlar) yahu herkes saçma sapan deyince bir garip oldum ben. normalde çoğunluğun savunduğu şeye karşı çıkıp onlara başka bir şey anlattığım için şu anda zorunlu askerliği savunan bir entry yazmamak için kendimi zor tutuyorum .d bu o kadar saçma bir şey ki hakkında yazılıp, çizilip, topluma anlatılması gerektiğini düşünüyorum. çünkü toplumda büyük bir kesim askerliği vatan millet borcu sayıyor. yine askerliğin ne olduğuna dair fikri olmayan birtakım kadınlar askerliğini bedelli yapana karşı çıkabiliyor ve evlenmek istemediğini beyan edebiliyor vs(sanki askerliği saçma bulan biri o kadını alırmış gibi). bu konuyla ilgili yapılan bütün savunmaları tek tek çürütebilirim ama ona sonra geleceğim. öncelikle askerlik başlı başına saçmalığın daniskası. çünkü sen bir insanı ömrünün bağrında, onu bırak en verimli olabileceği dönemlerinde alıkoyuyorsun. üstelik ne için? tamamı boş geçen aylar için. şöyle bir baktığınızda askerlik insanlara bir şey katmıyor. sizi iradeniz dışında alıyorlar ve bir kışlaya koyuyorlar. peki sonra? spor, vücut geliştirme, eğitim vs desen bunlar hak getire. sizin ömrünüzden çalmaları da bir yana, bir de giden psikolojisini bozup geri geliyor. niçin? normalde suratına tükürmeyeceğiniz meymeletsiz ama sizden rütbeli kimselere komutanım çekiyorsunuz(bunu iş yerindeki patron olayına benzetmeyin çünkü orada bu yaptığınızın size bir dönütü var maaş, kariyer vs ama burada sebepsiz yere iradeniz dışında yapmak zorunda kalıyorsunuz). bir de o adamlardan ota boka azar yiyorsunuz. bu da yetmezmiş gibi eğer lojmanlarda iseniz o komutanların egoist, bencil, asalak(gördüm, içlerindeydim biliyorum emin olun %90 gibi çok bir oran vermek bile az olur) çocukları ve eşleriyle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. ayrıca aileniz, sevdiklerinizden ayrı kalmak, zorunda bırakılan kıyafetler giymek, hayatınızı kendi istediğiniz gibi değil, sizin için yapılmış çizelgelere göre yaşamak, yemek istemediğiniz yemekleri mecburen yemek zorunda kalmak... bu liste daha uzar gider. bunlardan sonra askerliği savunanların savunduklarını çürütmeye geldi sıra. öncelikle diyorlar ki hayatı öğretiyor. doğru evet öğretiyor ama bundan 30 yıl önce. artık çok farklı bir dünyada yaşıyoruz ve askerlikte öğreneceğimiz hayatı zaten büyük ölçüde askerlikten önce öğreniyoruz. eğer 1900lerin köylerinde yaşıyor olsak, askerlik daha önce hiç yaşamadığımız tecrübeleri yaşatıp, bize öğretip bizi adam edebilirdi ama artık olmaz. artık bundan çok daha önce bir çok şey tecrübe ediliyor. yani bizi hayata hayat hazırlıyor. bu da hem askerliğin tecrübe edindirip hayata hazırladığı saçmalığının artık geçersiz olduğunu gösteriyor hem de askerlik yapılmadan adam olunmaz sözünün saçmalığını ispatlıyor. zaten 'ben askerliğini yapmayana kız vermem'in altında da büyük ölçüde yaşlıların hala böyle olduğunu zannetmesi yatıyor. bunla bir yana en çok şuna içerliyorum. yahu arkadaş askerlik yaşı öyle bir yaş ki altın kıymetinde değerli yılları çalıyor. insanın en aktif, en verimli, en çalışmaya, ilerleme kaydetmeye, başarmaya ve kazanmaya müsait yıllarını heba ediyor. dolayısıyla askerliğin zorunlu olmasına kesinlikle karşıyım. bunun yanında bir de vicdani ret meselesi var ki onu açıklamaya bile gerek yok. bunların ötesinde bir de olaya devlet açısından yaklaşılmalı. türkiye cumhuriyetinin sanıyorum 500.000 kadar askeri var. bunların çok az bir kısmı maaşlı personel. ve bu kocaman sayılar artık ordunun gücünü belirtmekte kullanılmayan sayılar. mesela bu kadar askerimiz var ama seferberlik durumunda bunlar profesyonel ordusu olan ülkelerin 50.000 askeri karşısında ne derece başarılı olur sizce? manevra kabiliyeti sıfır, silah kullanma becerisi olmayan, harekat kabiliyeti olmayan, vücudu savaşmak için yeterli olmayan ve tek vasfı ülkenizin üniformasını giymek olan bedenlerle hiçbir başarı elde edilemez. bunun yerine profesyonel(yani işi askerlik olan ama aklınıza subay gelmesin, işi erlik olan ve savaşmak olan kimseler) askerlerle kurulu ama çok daha az kişiden oluşan bir ordu hem çok daha başarılı olur. hem de o kadar çok eri beslemek, yatırmak, bakımını yapmak için verdiğiniz paradan daha fazla maliyetli olmaz diye düşünüyorum. terörle mücadelede bunun örneğini gördük zaten. askerler acemiyi bitiriyor geliyor savaş bölgesine. ortama, araziye, savaşmaya alışmaya başlıyor, alışıyor ve askerliği bitiyor. oldukça verimsiz. ama zaten sanıyorum orduda bu profesyonelleşme yolunda ağır ağır da olsa adımlar atılıyor. o yüzden sonuç olarak elimden gelse askerlik kanununu değiştirirdim ama elimden ancak parayı basıp bedelli yapmak geldiğinden öyle yapacağım. bedelliyle ilgili düşüncelerim için de böyle buyrun
    ... diğer entiriler ...