sorun stadyum değildir. sorun ılık götlü tribünlerdir.
şurası kadıköy değil mi, bunlar yamyam değil mi?
bu mevzu günümüzde herkeste olmakla birlikte ne yazık ki en çok fenerbahçe'de yaşanıyor. adamlar maça taraftarlık etmeye değil, oturup seyretmeye, instagram'a poz vermeye, uslu uslu izlemeye geliyorlar. neden? tamamen imaj çünkü. "25 yaşına gelmeden paris'e gitmiş ol..." tadında yaşıyorlar hayatı. bunlar için hayatta yapılması gereken şeylerden biri de tuttuğu takımın maçına gitmek. hepsi sosyal medya yüzünden.
oysa gerçek taraftarlık bu değil. yamyam olacaksın, 90 dakika boyunca oturmayacaksın, avazın çıktığı kadar bağıracaksın. vakti zamanında bu takım inter karşısında şov yaparken inter'in kalecisi stoperine sesini duyuramıyordu uğultu yüzünden. şu adam sinir küpü olup bu hareketi boşuna yapmadı;
gorsel
diyeceğim o ki konu tamamen sınıfsal. stadyumun suçu yok, içindeki kitle kabahatli. ki bu durum biraz da ekonomik sebeplerden ötürü böyle. yine de ben olsam buradaki manevi kazancı maddi kazanca tercih ederdim. sen tribünlerinin oyuna etkisi sayesinde maç kazana kazana şampiyon da olursun, paranı da kazanırsın. neden biletleri, formaları üst tabakadan insanlara peşkeş çekiyorsunuz? öyle bir fiyat koyacaksın ki bir öğrenci kyk parasıyla rahatlıkla ayda en az bir maça gelebilecek. öğrenciler, işçiler, halkın kendisi olmalı tribünlerde. zengin züppelerini tribünden ne anlar? bu hataya her takım düşüyor. buna tüm taraftarlar olarak bir şekilde dur dememiz lazım. futbol en çok bizimdir, bizim kalmalıdır. aynı saftayız.