bugün
yenile

    masonluk

    7
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Düşünüldüğü gibi karanlık mahzenlerde şeytana kurban adanan ayinler yapmayan oluşumdur. Şu an ne yaptıklarını bilmiyorum ama 17, 18, 19 ve 20. yüzyıllarda özgürlükçü düşünceye sahip insanların cemiyet oluşturmak amaçlı oluşturduğu oluşumlardır. Bir nevi tarikat ya da esnaf loncası tipinde örgütlenmeleri vardır. Bu topluluklar şeytana tapma gibi ortak bir amaca hizmet etmek bir yana kendi içlerinde bile birbirlerine rakip oluşumlar gösterirler. İtalyan, İngiliz, Fransız vb. mason örgütleri kendi ülkelerinin çıkarları dahilinde diğer masonlarla rekabet içerisindedirler. Türk milliyetçiliğinin babalarından Namık Kemal başta olmak üzere dönemin aydınlarından birçoğu masondur. Çünkü amaçları kedi kesmek olan evrensel bir mason örgütü varlığı bulunmamaktadır. Günümüzün dernekleri gibi lokal ve bağımsız bir yapıları vardır. Tahminimce bu mason locaları devrimci fikirlerin yayıldığı ortamlar olduğu ve insanlar bu toplantılara gizlice katıldığı için dönemin monarşik rejimleri tarafından böyle bir kara propagandaya maruz kaldı. Örneğin Fransız devriminin simge özdeyişi olan "liberté, égalité, fraternité" üçlemesindeki "fraternité", yani "kardeşlik" kısmı ilk bakışta halkın kardeşçe yaşamasını simgelemek için söylenmiş gibi duruyor olabilir ancak masonlar ve çağdaş benzeri oluşumların kendilerini "kardeşlik" olarak tanımlamasından geliyor. Bu "kardeşlik" cemiyetleri Fransız devriminde başta olmak üzere Avrupadaki özgürlükçü ve devrimci düşüncelerin yayılması için önemli araçlar olmuşlar. Osmanlıdaki işteşleri İttihat ve Terraki de "liberté, égalité, fraternité" sözünün birebir çevirisi olan haline bir de ekleme yaparak "hürriyet, müsavat, uhuvvet, adalet" sözlerini slogan kullanmıştır. Şeytana tapmak bir yana 1866 yılında İstanbul locasına ateistlerin kabul edilmeye başlanmasıyla birlikte Hristiyan, Rum ve Ermeni loca üyeleri tepki olarak locadan ayrılmışlardır. İşin ilginç tarafı Müslüman loca üyeleri bunu umursamamış. Edit: Şeytana tapmamaları bir yana üyelik için gerçekten garip ritüelleri olduğu bir gerçek. Oluşumlarında sürekli bir sır söylemi var. Sırdan kasıtları ortadaki gerçek bir sırdan ziyade başlı başına masonluğa giriş yapmak gibi bir şey. Kavramakta güçlük çektiyseniz Sufi mistisizmine benzer bir yapıları var. Bu yüzden Anadolu mistikleri içinde daha rahat kabul görmüş. Ayrıca "madem zararsız topluluklarsınız, neden zararlı olmadıklarını belirtiğiniz şeyleri esrar ve sır adı altında gizliyorsunuz?" gibi sorularla muhalefete de maruz kalmışlardır ki bence çok da haksız bir eleştiri değildir. Masonlar bir dini diğerinden üstün olarak görmez, tanrı inancı bulunduğu sürece her mason üyesini kardeş olarak görür. Bu da Müslümanların ana eleştirilerinden biridir. İslam inancına göre İslam en üstün dindir ve bu masonların eşitlik görüşüne karşıtlık ihtiva eder. Yine Namık Kemal'in Mason olduğunu söylemiştim ancak Türkçülüğün babalarından bir diğeri Ziya Gökalp mason karşıtıdır. Masonların dini ve milliyeti ne olursa olsun bir mason diğerinin kardeşidir anlayışı bazı milliyetçi kesimler tarafından bir tehdit olarak algılanmıştır. Ayrıca Fransız ekolü masonlukta bir süre sonra tanrı inancı zorunluluğu kaldırılırken İngiliz ekolü masonlukta tanrı inancı zorunludur. Yanı bakıldığında evrensel ilkeleri olan ancak evrensellikten oldukça uzak bir cemiyet yapısına sahipler. Gördüğünüz üzere masonlar din ve milliyetçilik gözetmeksizin kardeşlik bağına sahip olmaları nedeniyle bir tehdit gibi gözükseler de aslında bunların çoğu sözde olan kurallar gibi. X milliyetinin masonu ile Y milliyetinin masonunun uğraşları ve hedefleri genelde birbirinden bağımsız ve farklıdır. Eminim ki Namık Kemal mason cemiyetine mistik sırlara sahip olup evrensel bir kardeşlik ortamına erişmek amacıyla girmemiştir. Büyük olasılıkla çağdaşı olan çoğu aydın gibi özgür bir düşünce ortamında fikirlerini yayabilmek ve benzer düşünce yapısına sahip insanlarla aynı ortamda bulunabilmek amacıyla ordadır.
    ... diğer entiriler ...