bugün
yenile

    güne bir hikaye bırak

    -6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    evvel zaman içinde kalbur saman içinde, çok iyi arkadaş olan bir atla bir piliç varmış... diğer hayvanlarla birlikte bir çiftlikte mutlu bir hayat sürerlermiş... bir gün atla piliç dere kenarında oynarlarken, at birden bataklığa adım atmış ve bataklık atı içeri çekmeye başlamış... piliç'e "bana yardım "eeeeet" diye seslenmiş. piliç bunun üzerine koşa koşa çiftliğe gitmiş, çiftçinin bmw'sine atladığı gibi bataklık kenarına gelmiş.... bagajdan bir ip çıkarmış, bir ucunu bmw'nin arkasına bağlamış bir ucunu da düğüm yapıp atın ayağına doğru fırlatmış, ve arabayı çalıştırmış..... araba ilerledikçe at bataklıktan yavaş yavaş karaya çıkmış, ve piliç'e "sana hayatımı borçluyum canım dostum" diye teşekkür etmiş... bir kaç gün sonra, at bir gün dere kenarında su içerken piliç'in çığlıklarını duymuş... başını kaldırmış bir de ne görsün, bu sefer de piliç bataklığa düşmüş çırpınıyor hem de boğazına kadar batmış. at önce etrafına bakmış, ne ip var ne bir şey, zaten bmw'yi de çiftçi almış şehre gitmek için. ne yapsın ? at derin bir nefes almış ve bacaklarını iyice aralayarak bataklığın kenarına gelmiş, kocaman organını piliç'e uzatmış: "hadi dostum sana uzatıyorum iyice asıl ve seni kıyıya çekeyim". ve piliç atin şeyine asılmış, yavaş yavaş at onu kıyıya çekmeyi başarmış. piliç ona mutlulukla gülümsemiş: "iste simdi sen de benim hayatımı kurtardın dostum".... peki bu hikayenin ana fikri nedir? "at kadar şeyiniz varsa etraftaki piliçleri toplamak için bir bmw'ye ihtiyacınız yok" (bkz: cem yılmaz)
    ... diğer entiriler ...