bugün
yenile

    asosyal itiraf

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Kayıp-ayrılık sonrası korktuğumuz boşluk değil aksine boşluğun dolmasından korkmak. Onun bıraktığı boşluk diye bile boşluk bağra basılır acı vermesine rağmen. Hal böyle olunca boşluğu dolduracak olan muhtemel bütün ihtimallere/kişilere bir bahane bulunur. Çünkü artık sevdiğimiz/sevilen şeylerden köşe bucak kaçarız. Öyle olur ki insan insana sığınamadığından şarkılara/kitaplara, uğraşlara sığınır. İnsanın insana sığınamaması dram kendini anlatamaması ise trajedi. Hayal kırıklıkları, kızgınlıklıklar, üzüntüler kalıyor. Zaman geçiyor, geri geliyor; artık o başka biri, sen başka. Bir gün gelirseye dair olacağına inandığın bütün duygular askıda. İki yabancı yeniden tanışıyor. Kaç kere tanışır ki insan? Ardımızda bıraktığımız yaşantıyı ve kişiyi özlemek her zaman o bana çok iyi geliyordu demek değildir. Siyah beyaz hep yan yana, hep içiçe. Kötü geleni, içindeki aydınlıklardan dolayı özlemek de doğal. Bu bir bekleyiş mi? Bekleyiş uzun sürdüğünde insan neyi beklediğini de unutabiliyor. Arada yinelemek gerekir. *Neyi bekliyorum? Sahi neyi bekliyoruz? Onu mu, kendinin eksilen tarafını mı? Eksilerek değişiyoruz. Değiştin, değiştim, değişiyoruz…
    ... diğer entiriler ...