diziye baa yılll dımmm! affferin lan netflix. bu sefer tam puan aldın benden.
kostümler olsun, oyuncular olsun, görüntü olsun, sahneler olsun cidden çok kaliteli iş çıkarmışlar. izlerken aşşşırı keyif aldım.
ancak şunu belirtmem lazım ki, daha ilk bölümde iskender'in, yakın arkadaşıyla yiyiştiği ve eşcinsellik mevzusuna girdikleri sahnede bi höööööfff be çektim, diziyi piç etmediler inşallah diye dua ettim. amma olayı tek sahne ile kapatmışlar. sadece eşcinsellik konusunu konuşmak için. diğer bölümlerde de devam ettirselerdi çok pis söverdim. boku çıkardı çünkü. konuyu tek sahne ile bırakmaları iyi olmuş. amma ben eşcinsel değil de biseksüel denmesini tercih ediyorum iskender için. çünkü tarihçilerin de dediği gibi o zamanlar, o çağlarda eşcinsel ilişkiler şimdiki gibi haram brooo değildi. bu gayet normal olarak görülen bişiydi. yani siz o döneme ışınlanıp da, yiyişen iki erkek görüp, birader siz ibne misiniz deseniz muhtelen suratınıza bön bön bakarlardı. fakat eşcinsel deyince sadece erkeklerle ilişkisi varmış gibi görünüyor. hayır, gayet de üç tane karısı vardı adamın. biseksüeldi. ve o zamanlar bu çok normaldi.
bir de eklemezsem olmaz. iskender'i canlandıran oyuncu beni ateşler içinde bıraktı. rabbimmm sen ne güzel şeyler yaratıyonn yarabbbiiğmmm!
(bkz: buck braithwaite)