markaja alın bu adamı acil. istanbul'a geldi uğur getirdi. benim gibi bahtsız bi insana bile yaradı valla. Allah'ın sevdiği kuluymuşsun. gülücük.
dönem boyu çok umutsuzdum proje için. dönem sonu bile değil bak, final tesliminden sonra bir açıldım yarış atı gibi son düzlükte kotarıverdim projeyi. hoca bile inanamadı. çok şükür kurtulduk ama neticede.
(bkz: umutsuz insan yoktur umutsuz vaka vardır)
kotarmak deyince de aklıma hep aparmak geliyor. eskilerden çok hoş bir kelime bu, hem fonetik olarak hem anlam açısından.
(bkz: geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni)