İnternetimi elimden aldılar. Evet sayın insan kalabalıkları, sonunda bu da oldu. Kendimi özgür hissettiğim tek yer olan interneti de benden çaldılar. Sizin ben amınıza koyayım.
Ne olduysa pandemiden sonra inşa edilen, dizayn edilen ya da kendiliğinden gelişen etkileşim mühendisliğinden sonra oldu ve internetimi kaybettim.
Ben eskiden interneti müthiş verimli kullanırdım ya. Hemen hemen bütün nimetlerinden iyi kötü yararlanır tüm sosyal ortamlarında bulunmaya çalışır internet kullanım şeklimi dekore ederdim. Sözlükler, bloglar, sosyal medya platformları, içeriklerine göre kategorize edilmiş makale siteleri, arşivler, torrent, dizi/film siteleri cart curt derken gerçekten elimin altında koskocamana bir dünya olduğunu hissediyor ve her gün bilgisayarımın başına müthiş bir iştahla oturuyordum. O hissi, o imkanı, o bereketli işleyişi tüm dünya topyekün elimizden aldı galiba ya. Allah belanızı versin cidden.
Bu algoritmaların internette neye "bakacağımıza" bu kadar kesin karar vermesi ve bizi her geçen gün biraz daha yankı odalarına tıkması, her gün biraz daha kafeslerimizi daraltıp renklendirmesi çok canımı sıkıyor. İnternetin sınırlarını biraz esnetmek için artık ciddi çaba harcamamız gerekiyor. Yoksa bu etrafımızı saran algoritmalar her geçen gün bizi biraz daha yarak gibi adam skalasına indirgemeye devam edecek.
-Ekşi sözlük diye bir site vardı amk. Türkiye yakın tarihi için bildiğin milli hazine gibi bir şey olan bu site aylardır kapalı ve kimsenin cidden sikinde olmaması sinirlerime dokunuyor.
-Facebook'un tüm bu devrimi başlattıktan sonra ve içerisinde bulunan sonsuz potansiyele rağmen devasa bir çin kerhanesine dönüşmesinden kimsenin şikayetçi olmamasını absürt buluyorum.
-İnstagram denen garabeti en başından beridir hiç sevmedim, her zaman orayı "incitici" bulmuşumdur zaten. Sırf buna özel sayfalarca metin yazmışımdır zaten. Ama instagramın bile kocaman bir pr ajansına dönüşmesi falan çok tuhaf.
-Twitter diye bir nimet vardı amk bu dünyada. Elon Musk şeytanı satın aldığından beridir escort sitesine döndü amk. Her gün bir orospunun tivitini mütemadiyen önüme düşürmeyi başarıyorlar. Koca site orospular ve dalyaraklardan oluşuyor resmen.
-Sosyal medya aracılığını kullanmadan internette sörf yapmak gibi bir aktivite zaten komple kayboldu.
-Youtube bile yarrak gibi algoritmaları sebebiyle benim ucuz ve küçük düşürücü tüketime dayalı zaaflarımı keşfedip oradan yürüyor her gün.
Eskiden saatlerce inanılmaz derinlerine inebildiğim nerede başlayıp nerede bittiğini kestiremediğim bir merak ve keşif yolculuğuyken şimdilerde 1-2 takip ettiğim kanalı özel olarak açmadığım sürece önüme çıkan onlarca birbirinin aynısı yemek içeriklerini falan izletiyor bana amk. Sürekli beni aynı adam olmaya zorlayan, sürekli birbirinin aynısı içerikleri ısrarlar önüme düşürüp onları tükettiren bir kimlik öğütücüye dönüştü gitti. İMDAT!!
Ben mi yaşlanıyorum yoksa tüm dünyadaki internet kullanımının yoğunluğunun ve reklam ajanslarının ortak bir sonucu mu bilmiyorum ama eski internet denen şeyi çok özlüyorum.
Kendimi artık internette rahat hissetmiyorum. Mutlu da hissetmiyorum. Meraklı da hissetmiyorum. Bir şeylere derman olabildiğini de hissetmiyorum. Tamamen oburluk yönümü harlayan ve beni her gün biraz daha öğüten ve yarrak gibi şeyleri tükettiğim bir yere dönüştü.
Artık internet kullanımını şuna benzetiyorum: Her gün yağlı yağlı, yarrak gibi malzemelerle hazırlanmış fast food ürünlerle tıka basa yemek yemek gibi bir şey. Böyle bir dönemde olduğunuz zamanki ruh durumunu bilirsiniz. Kendinizi biyolojik bir atık gibi hissedersiniz. Yerinizi yadırgar devamlı süren bir huzursuzluk hali yaşarsınız. Şuan ki internet tam öyle bir şey.
Twitter'mış, youtube'muş, netflix'miş fark etmiyor. Streaming platformlarının ve ceplerimize sığan o etkileşim aygıtlarının bize sunduğu şeylerde pandemiden bu yana çok ciddi yanlış şeyler var bence. Tam adını koyamıyorum ama beni ve hatta hepimizi yarak gibi bir adama dönüştürdüğünü düşünüyorum.
Bu fanustan çıkmak, azıcık temiz hava almak, fiziksel ve zihinsel bir hareket silsilesi başlatmak gerekiyor bence. Yoksa tüm dünyadaki no name düz insanlar olarak sonumuz hiç hayırlı değil bence.
O instagramda her gün birilerinin size ısrarlar pazarladığı hayatı yaşşayış biçimi yarrak gibi bir şey bence. Günü geldiğinde hepiniz anlayacaksınız bunu ama çoğunuz için bazı şeyler için çok geçmiş olacak.
Tüm dünyayla birlikte paylaşımlı bir psikotik bozukluk içerisindeyiz bence. Toplu bir çarpıklığın normlaşma sürecini şaşkınlıkla izliyorum.
İlginç bir şekilde son birkaç yıldır internette kendimi iyi, huzurlu, daha az stresli, daha az gergin, daha bir evimdeymiş gibi hissettiğim tek platform asosyal sözlük. Sebebi de işte bir avuç insanın birbirinin etlisine sütlüsüne pek karışmadan izole bir adada kendi kendine takılması falan işte. Bu açıdan süper ortam. Ama yetmiyor işte. Hayatımın çoğu internette geçiyor artık. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. Eskiden bundan keyif alırdım. Şimdilerde çoğunlukla anksiyete ataklarına sürüklüyor. Nolcak bu böyle amk. İnternet travması yüzünden terapi mi alcam ben şimdi. Adama gülerler amk. Neyse öyle işte.
P.S. Benden çalınan interneti kimden geri isteyeceğimi bilmiyorum.