bugün
yenile

    asla yapmam denilen şeyler

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Bile bile yaparım. Yapamayacağım bir şey olmadığını kendime göstermek için umurumda olmayan durumlar dışında, birini öldürmek gibi, her şeyi yaparım. Onu da para daha değerli olduğu için yapmazdım. Kimse hayatımdan daha değerli değil. Olmamalı. Bu büyük lokmayı boğazımda kalmak bir yana, kusacağımı biliyordum. Ve bu yüzden görmek istemediklerimi kendime gösteriyordum. Her günü böyle yaşatıyordum kendime. Görmek istemediklerime kördüm, kör kütük aşık olup bunu kendime gösteremeyeceğimi biliyordum. Bir başkası gösterecekti. Hissetmekten öteydi bu. Hisler yok. Biliyorum. Hissetmediğini bildiğinde hiçleşiyorsun. Bilmediklerini hissettiğinde ise herkesleşiyorsun. Birine aşık olmak, herkes olmak demek miydi? Kimsenin yapamadığını onlara nasıl yapılacağını göstermekti aslında. Başarıyla tamamlanan bir görev daha değil mi? Kaderin zaten bu değil mi? Kader noktalandığı yerde başlar, üç noktalar beş noktaya dönüşür. Göremezsin önünü, sonsuzluğa uğurlanır göz bebeklerin. Orada büyürler ama ölmezler. Kaderin başladığı yerde ise doğarlar, önceki hayatında bir başkasının yatağında gözlerin değil de tenin ağlarsa mesela; bir annenin karnından değil de bir erkeğin kalbinden doğarsın o anda. Kaderim mükemmeli oynamak değildi bili- hissediyordum. Bu hayata bir önceki kendime karşı otoseksüel hisler beslemeyecektim. Kör kütük aşık olacaktım ve önünü göremeyecek, ellerimle dokunup hangi zihnin odalarında dolaştığını bilemeyecek; bir insanı zekanla tanıyamayacaktım. Ne şimdiki ben, ne de geçmişteki bana yardım edemeyecekti. Kimdim ki zaten ben? Gözlerim kime baktıkça büyüyecekse oydum. Cehennem’de sonsuza dek yanacaktım mesela. Araf’ı, bir çocuğun annesini dışarıya çıkmasına izin verdiğinde oyun oynayacağı o neşeyle gezmeyecektim. Bir idam mahkumunun öleceği anı bilmemesi en ağır cezası olurdu: İnsanlar belgelese de bunu, Tanrı o insanı türlü çıkmazlara sokardı ve o insan Araf’ın kıyılarında cenneti görebilirdi buna tezat bir şekilde; cehenneme döneceği anı bilirdi bir tek. Bir Karabasan senin rüyandan ne zaman uyanacağını sana hissettirir; uyanırsın ve zebanileri seni karşılar. Aşık olmak da öyle bir şeydi işte. Sonsuza dek Cehennem’de yanmak. Sonsuza dek, diye bir kalıp da yoktu aslında. Çünkü birini ölümüne seviyorsanız öleceğiniz an size bildirilmemiş gibi yaşardınız. Her an ölüme hazır olurdunuz ama ölmeyi istemezdiniz. Biri için yaşamak isteyeceğimi biliyordum. Tıpkı şimdi kendim için yaşamak zorunda olduğum gibi.
    ... diğer entiriler ...