bugün
yenile

    şahsiyet (dizi)

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Dizinin gerçek bir olaydan esinlenerek senaryolaştırılmış olabileceğini çok geç öğrendim. Bir habere göre; “Mardinli N.Ç., 2002'de, henüz 13 yaşındayken aralarında kaymakamlık yazı işleri müdürü, bir yüzbaşı, muhtar ve korucuların da bulunduğu 28 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne maruz kaldı. Yargıtay 14. Ceza Dairesi', yerel mahkemenin "N.Ç'nin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu" yönündeki kararını onaması ise kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Mardin'de 13 yaşındayken 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç., hayalini gerçekleştirdi ve İstanbul'da bir üniversitenin hukuk fakültesini kazandı. Mezun olduktan sonra kendisi gibi mağdurların savunucusu bir avukat olacak.” Bu olayı vicdan sahibi olan her kim okusa araştırsa kafasında bu kızın intikamını alma düşüncesi olacaktır. Belki de senarist de bunu okudu ve hayalinde yarattığı Köpek Öldüren ile kızın intikamını aldı, bir anlamda da bu olayı hatırlattı dizi boyunca "Hatırla" deyip durmasıyla. Her şey bir yana Burada isimleri de verilen bu şahıslar acaba şu an nerede ne yapıyor, nasıl yaşayabiliyor, birçokları da dindarmış gibi görünerek yaşayan insanlarmış. Bu haberi okuduktan sonra diziye bakış açınız tamamen değişecek, bir insanın hiç tanımadığı bir çocuğun intikamını almak istemesini ve bunun için kendi hayatını ortaya koymasını anlayabileceksiniz. İşte o zaman dizinin bir "seri katil güzellemesi" ya da "şiddet aracılığıyla gaz alma"nın çok ötesinde olduğunu anlayacaksınız. Buraya kadar 1. sezonun değerlendirmesi diyebiliriz. Dizinin 2. sezonu aslında çok bariz bir olasılık üzerine gelişen olaylar zincirini gösteriyor. Eğer bir seri katile dönüştüyseniz ve bir noktada ipin ucunu kaçırıp şahsi cinayetler de işlediyseniz mutlaka birileri de sizin peşinize düşecektir. Polisler sizi bulamasa bile başka birileri sizi bulacaktır. Yani o kadar insanı öldürüp öylece devam edemezsiniz her ne kadar haklı sebepleriniz olsa bile. Doğal olarak Agah'ın da bu cinayetleri işlerken izlendiğini, birilerinin onun peşine düştüğünü gördük. Eğer dizinin devamında böyle bir senaryo olmasaydı ve çat çat sadece öldür geç durumu olsaydı buna kesinlikle bir gaz alma derdim. Ama dizi Agah'ın da başının belaya girebileceğini hatta ailesinin de bundan etkilenebileceğini gösterdi. İzlerken "gerçekte bu olay yaşansa illa ki bu şekilde başına bir şeyler gelmeliydi" dedim. Olayın gerçeklerden esinlenmesini bir kenara bırakırsak dizide hoşuma gitmeyen tek şey Erdal Özyağcılar'ın olduğu sahnelerin fazla uzun olması ya da bana öyle gelmesiydi. Açıkçası ben dizinin gerçekten bir gaz alma olayı olmasını tercih ederdim. Tamamen cinayetler üzerine kurulu ve Agah'ın güllük gülistanlık bir durumda çat çat milleti öldürmesini izlemek beni daha da rahatlatırdı. Ama tabii ki bu gerçekçilikten uzak olaylar zinciri de bir noktada saçma gelebilirdi bilemedim. Diğer yandan suç ve suçlulara bakış açımın pozitif olduğu fikrine kapılmanızı da istemem, bu durum tamamen gerçek hayattaki tez ve çalışma konularımla bağlantılı olmasından kaynaklı bir ilgi. Birkaç yıldır suçlu psikolojisi ve mahkumlar üzerine o kadar araştırma yaptım ki bazı suçluları ve cinayet sebeplerini -haklı çıkarma çabasında olmadan- anlamaya başladım ister istemez. Bu sebeple bu diziye bakış açım da biraz farklı ve daha fazla empati barındırıyor.
    ... diğer entiriler ...