bugün
yenile

    kar (doğa olayı)

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Bir kar tanesiydim. Bir başkasının avuçlarının sıcaklığında eriyecek, bir damla su olup varla yok arasındaki o avuç çizgilerine dolacaktım. Saçlarına tutulacaktım, yine eriyecektim ve dudaklarının çizgilerine akacaktım. Bir rüzgarda savrulsam, bir fırtınaya tutulsam da yine onu bulacaktım. Güneş beni kristalleştirdiğinde yine tüm berraklığımla senin karanlığında parlayacaktım. Tüm bu yağmurlu ve karanlık sokakların sararttığı sokak lambalarının aksini yapacaktım, bulutlar sağanak yağmurları canını kurşun yağdırır gibi canını yakmak için yağdıramayacaktı, kaybolduğun her ara sokakta solgun ve yapay ışığın karartmaya cesaret ettiği gölgeni pusulan olarak kullanmak zorunda kalmayacaktın, yolunu bulamadığın her karanlıkta görmek istemediklerini görmeyecektin. Ayak izlerini sürükleyen yağmur, yaşadıklarını silip süpüremeyecekti. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak bir annenin kucağında olmak gibiydi. Şefkatli olduğu kadar insanı kendi vicdanıyla baş başa bırakan gözleri gezerdi insanın suratında, yumuşak olmasına rağmen tırnaklarıyla izler bırakırdı insanın saçlarında. Masum bakardı ama her şeyin farkında olurdu, bir kabullenişin verdiği hüznü yansıtmamaya çalışırdı insana. Yine de gözlerini, bir şeyleri belli etmemek için uğraşan insanların gözleri gibi yerinden oynamazdı. Bakardı, donardı. İşte ben de onun kaderinde donmuştum. Bir kar tanesi gibiydim. Soğuktu içim, ama ona sıcaktım. Tüm yaşananların izlerini vicdanı izliyordu çünkü ayakkabı izlerdi silinmiyordu. Yine de tertemiz görünüyordu, yaşananların bıraktığı çamurlara, aşil tendonundan akan kan ile savaşıyor, üzerlerine yağıyordu. Halının altına süpürülen basit aile problemlerinden öte, görerek seviyordu. Bir anne, bir kar gibi insanı nasıl da aklıyordu. Kucağı üzerlerine kar yağan çimenlere uzanma arzunu uyandırıyordu, insan bir an olsun soluklanabiliyordu, çiçekleri ezdiğini düşünmeni engelliyor, sen ve yaşam arasında korunaklı bir kucak oluyordu. Bazen insanın günahsız hissedebilmek için zamanı oluyordu, bir bebek kadar hayata karşı saf olsa da dünyadaki kötülükleri kalp gözüyle izliyor ve kırılan kalbi için sütten ziyade sevgi için ağlıyordu. Bazen parayla vücudunuzu aklamak yerine, sevgiyle ruhunuzu arındırmak istiyordunuz. Bir anne sizi görsün istiyordunuz, ama kar üzerinize yağdığında şanslı hissediyordunuz. Bir anneniz olmasa da siz de kendi vahşiliğinizi anaç duygularınızla besleyebiliyor, soğuk elleriniz ise bir teni ısıtmak için ilk kez bir kadının elleriymiş gibi bir boyunda gezebiliyordu. Size öğretilmeyen her şeyi birini sevdiğinizde ezbere biliyordunuz zaten.
    ... diğer entiriler ...