sabah arabanın yıllık bakım lambasını sildirmek üzere sanayiye gitmek için kurduğum beşinci alarmda uyandım. baktım babam çoktan arabayı alıp gitmiş. neyse ben de az yürüyeyim diyerekten çıktım yola bi yarım saate dükkana gittim. bizim dükkan komşusu hala gelmemiş o yüzden araba da duruyodu. az oturdum sonra gerisin geriye yürümeye başladım. halamın oğlu var benden on yaş büyük onu aradım bi çakmak tamircisi lazım dededen kalma çakmağı yaptırayım diye.
ondan sonra kahveye geçtim bi çay içip kalktım. halamın oğlunun yeni arabaya atladık. bi tane elemanın abimin bi arkadaşıyla meselesi varmış. sokak sokak mekanı nerde diye bakındık bulamadık. sonra çay içmeye oturduk. abimden de büyük ellili yaşlarda bi abi de bize katıldı. ben insanlarla bi anda samimi olurum. öyle boş muhabbet falan çeviriyoruz. abim yanımızdan kalkıp yengenin yanına gidecek. yaş artık geçiyo falan diyo. ben de diyom siz yaşlandınız artık allaha yakınsınız ben daha buralardayım falan filan. yeni tanıştığım abi de o işler belli olmaz falan deyip gülüyo. abim de dedi işte o herkesten iyi bilir. çakmak işini de çözemedik, olmadı
sonra abime kendimi gerisin geriye kahveye bıraktırdım. iki çay daha içtim. iki çay arası yıllardır tanıdığım kahvecim yanıma geldi. canım bi malbora çekti falan dedi. aramızdaki muhabbet öyledir. ben de abi yetti otlakçılığın falan der gülerim normalde. iç abi dedim sessizce sadece. olum içmem lan vermezsen falan dedi gülerek. ben de iç abi nolcak dedim. sonra da aklıma anneannem geldi. hazır gelmişken bi görüneyim dedim.
kalktım anneannemin yolunu tuttum. kulaklar iyice gitmiş anneannemin. beş dakika zil çalıp açtırdım kapıyı. sonra biraz öyle konuştuk. sonra ben bi sustum. öylece durdum. anneannem noldu diye sordu. ben de anneanneme tüm zehrimi genel şekilde kustum. daha önce kimseye öyle anlatmadım. tehdit de ettim. bunları bir tek sen biliyorsun. sen de yaşlısın diye anlattım dedim. zaten bi tek anneannem var. dedeler öldü on yıldan fazla oluyo. babaanneyi zaten babam bile az hatırlıyo. anneannem dedi ki oğlum annen baban yeter çekti senden de çekmesinler. ben de yeter çekmedim mi diye içimden geçirdim ama diyemedim. kendini de üzüyon beni de üzüyon dedi. sustum biraz öyle sessiz sessiz oturdum.
sonra telefon çaldı. amcam aradı. öbür arabayı al da gel evin ordan mal taşıncak diye. kalktım, anneannemin elini öptüm. bana sarıldı anneannem sonra. çabala dedi. ben de kafamı tamam dercesine sallayıp çıktım.
gittim dükkana babamı aldım. gidip işimizi hallettik. babam yolda araba kullanmama laf etti yine. tüm çukurlara gir zaten falan dedi. ben de belediyeyi suçladım. taşıdık her şeyi. dükkan önü komşu esnafla ayak üstü beş dakika bi muhabbet çevirip döndüm eve. önceki gün öğlenden beri bişey yemediydim. mişoriz vardır bizim arnavut yemeği. o vardı anneme ısıt da biri tabak yiyeyim dedim onu yedim kendimi zorlaya zorlaya. midem almıyo bu aralar hiçbir şeyi.
kalktım hazır buradayken hiç aldatmadığım berberime de bi gideyim dedim. berbere dedim ki ne istersen yapabilirsin. hiçbir şey değişmeyecek. o da bi şaşırdı. dertleşesi varmış. eski karısından bahsetti biraz. ben biraz bilgiliyimdir mahallede. çocuk olmaz demiş doktor bunlara zamanında. öyle eskileri anlattı. sonra da bana bi farklı baktı. ben yirmi altı yıldır aynı berbere giderim. bana daha önce hiç öyle bakmadı bu adam.
döndüm eve, teyzem gelmiş. annem ben teyzem oturduk az. sonra ben çıktım evden. yürüdüm az daha sigara içtim birkaç tane. pideci var bizim abi. arkadaş da orda çalışıyor oraya uğradım az. pideci abi de durgunsun dedi. dedim kafam yorgun. iki gündür sanayideyim ve oradayken çok mutluyum dedim. beden yorgunluğu zihin yorgunluğundan iyi dedim. biraz daha konuştuk. sonra paydos vakti gelince arkadaşla kalkıp öbür kahveye geçtik. iki çay da orda içtim. sigaram da orada bitti. kalktım eve geldim.
baktım babam uyuyo annem de evde değil. babamı dürtüp annem nerde dedim. bi yere gitti dedi. iyi deyip kalktım bi kirlileri falan çıkardım üstümden. üç gündür aynı şeyleri giyiyorum. belki dört! kafamdaki saçlar temizlensin diye gittim bi güzel yıkandım. pijamalarımı giydim. sonra gittim odaya babamın dizine yattım. babam da koltuğu açmış uyuyo orda. kolunu uzattı buraya gel dedi. babamla çok eski fotoğrafımız var bi tane. ben bebekken. babamın kolunda yatıyorum ben. aynen öyle sarıldı babam bana. ben de sadece durdum yattım. sessiz sessiz ağladı biraz. sonra da uyudu. ben de kalkıp yatağıma yattım.
şimdi bunları yazıyorum. her güne günlük tutulmaz. ama bugüne bir günlük yazılır. ben hala annem ve babamın ufak çocuğuyum. anneannemin sen küçükken çok mutluydun dediği torunuyum. tüm esnafın tüm akrabaların oturup beş dakika da olsa muhabbet ettiği delikanlıyım. ben ihtiyacı olana koşan adamım. elimden gelen her şeyi düzelteceğim. şimdi de annem gelip odama evde misin diye baktım dedi. ben bu saatlerde evde olmam çünkü. bir şeyler değişti. üzgünüm, evet. ama yapmam gereken şeyler var. içime atar devam ederim. hep öyle yaptım. birinin güçlü olması gerekiyordu. benim hayatım da o kişi olmak için uygun bir hayattı herhalde ki bu görev bana kaldı. kendimi öldürmeyi planlamıyorum bi süreliğine artık. önemsediğim insanların bana ihtiyacı olduğu sürece var olacağım. işte böyle çıkılır amına koyduğumun depresyonundan. çocuk girilir, adam çıkılır. haydi selametle.