Babam köyden şehire çalışmak için bohçasını almış doğru büyük amcamın yanına. Amcam başta mırın kırın etmiş iş bulma konusunda çok yardımcı olmamış sonra babam kendi işini kendi bulmuş.
Amcamla babam birlikte ev tutup çalışmaya başlamışlar
Babam işe gidip gelirken annemi birkaç defa sokakta görmüş
Komşular aracılığıyla öğrenmiş ki bekar uzaktan uzağa konuşmaya başlamışlar.
Aradan uzun zaman geçmiş
Annemle babam anlaşıp işi resmiyete dökmeye karar vermişler.
Babam demiş ki cuma günü akşamı seni istemeye gelicez abilerine söyle. ( annem küçükken babası vefat ettiği için evde abilerinin sözü geçiyor)
Ama annem utandığı için gidipte abilerine söyleyememiş.
İsteme günü gelmiş çatmış. Evdekilerin hâlâ haberi yok.
Babamlar kapıyı çalıyor ve annem açıyor kapıyı içeri bir giriyorlar dayım gaffur pijamasıyla mandanın dere kenarına bayılması gibi yatıyor. Babam ise gayış gibi takımı çekmiş gelmiş. Sonradan anlamışlar istemeye geldiklerini.
Konuşmuşlar felan orta yolu bulmuşlar herşey olumlu bir şekilde babamlar eve dönmüş.
Ertesi gün babam arkadaşlarıyla kahvede otururken büyük dayım kahvehaneye ağza alınmayacak küfürler ederek babamın yanına gitmiş. Sen kimsin benim kardeşimi istemeye gelirsin tarzı laflarda etmiş. Babam başta uyarmış ama nafile dinlememiş.
Yılların köy çocuğu yedirir mi kendine, babam Mike Tyson gibi sağ taraftan yumruğu bi çıkartmış dayım masanın üzerine yığılmış kalmış. Kahvedekiler almış dayımı dışarı atmış. Dayım tehditler savurmuş ama hepsi havada kalmış
Annemle babam güzel bir şekilde evlenmiş.
O ortalığı dağıtan babama laf söyleyen dayımın eşi vefat ettiğinde babam evin bir odasını ona açmış. Parası olmadığında vermiş. Kendi köyüne götürmüş gezmeye vs. vs.
Gençlikte o kadar şey yaşanmasına rağmen üstüne bir çizgi çekip önlerine bakmışlar..
Bu da böyle bir hikâye..