odak meselesini çok iyi anlatan deyim.
emsal; haşin bir oral seks sahnesi düşünün. bizatihi olarak önce tükürme, akabinde de yalama eyleminin yaşanması çok olası. fakat buradaki yalama kimseyi rahatsız etmez. özellikle de o eylemdeki etken ve edilgen tarafları. aksine her iki taraf da o yalama eylemi sayesinde mest olur.
fakat başka bir durumda aynı tükürük yalama eylemi çok iğrenç gelir hemen hemen herkese. örnek olarak zorba bir düşman komutanı düşünebiliriz. esir aldığı askeri psikolojik olarak hırpalamak için önünde diz çöktürüp, kendi ayak ucundaki taşa dolu dolu tüküren ve o kayayı o askere zorla yalatan bir komutanın amacı karşı tarafa iğrenç bir şey yaptırmaktır. karşı taraf da bunu böyle algılar, ben bu tükürük yalama işini evde karıma da yapıyorum, burada da yapayım canım ne olacak demez. çünkü odak farklı.
ilk dediğim örnekte, oral sekste; yalama eylemi tükürükten ziyade muhatap olunan uzuvla alakalı. yalayan da yalatan da tükürüğe değil, orada bahsi geçen organa odaklanıyor. mevzu organı yalamak yani, tükürüğü değil. ikinci dediğimde ise yalanan şey odak olarak da eylem olarak da kaya değil, tükürüğün kendisi. dümdüz aşağılama içeriyor. mesele tamamen odak. yoksa bunca insanın seks konusunda bu kadar kirli olmaktan haz alması ve bunu sağlayabilmesi mümkün olmazdı.
göt yalamayı falan geçtim, dediğim gibi oral seks bile yapan olmazdı. insanlar odakları sayesinde en kirli şeyleri bile kendileri için yapılabilir kılıyorlar, bir şekilde içlerine sindiriyorlar. dikkat ederseniz günlük hayatta da böyleler, odağı bir silah olarak kullanıyorlar. eşini aldatan kişi aldatma sırasında hiçbir vicdani yana odaklanmaz, tamamen sefa sürmeye odaklanıp işin içinden sıyrılmaya çalışır. veya gavatlarda da aynı olay var, onlar da sefa sürmeye odaklanıp kıskançlığı bir kenara bırakıyorlar.
not: evet fazla şey bir entry oldu...