sevgilisinin giyimine karışan erkek

on numara adamdır. bana daha nasip olmadı karışmak ama olsun. öncelikle bu adamın ne olmadığına bir değinmek isterim. i. salak değildir. çünkü genelde ilişkiler başlamadan önce insanlar ilişkideki kadar rahat ve detay verici olmazlar. karşı taraf da talepkar olamaz haliyle ilişkide değiller sonuçta. burada bu ''giyim'' konusunun detay olduğuna dikkat çekmek istiyorum. bir insanın karakterini, yapabileceklerini vesaire yansıtan -tahmin edilebilir- bir durum değildir bu. ii. özgüvensiz değillerdir. bu özgüven konusunu 2 alt başlıkta incelemek isterim. - erkek, partnerine bakıldığında karışmasının sebebi ''onu kaybetmek'' değildir. bu yüzden bir erkek bir giyime karıştığında ''daha güzel olursam başkası kapar sanıyo ezik'' diye düşünmeyin. bu noktada erkeğin derdi güzel olan her kadına bakmakla kendini yükümlü gören 8-100+ yaş arası türk erkeği profilinin o an aklından geçecekleri içinin almaması, gururunun kaldırmamasıdır. bu bakış anında olanlar; en basiti kızın orospu olduğunun düşünülmesi. bunu düşünen isterse bakır çağından kalma bir fosil olsun. adamın amına koyar. işin yargı verme kısmını geçen erkeklerin tam o anda kızı siktiğini hayal etmeye başlamaları. erkeği çileden çıkarmaya yeter. kadınların bu konu hakkında innnnnnanılmaz biçimde iyimser olduğunu ya da salağa yattığını düşünüyorum. maalesef ilişkisi olmayan erkeklerin 9,5/10'u size bakarlar ve bunların 9/10'u o an sizi gözleriyle sikerler. 1/10'da ibneler ve aseksüeller zaten. neyse bu gözle sikme işi bittikten sonra da iki durum var. birincisi ya adam o an kendi kontrolünü sağlayıp bakmayı kesecek yahut kendini dizginleyemeyip olduğu ortamdaki en yakın tuvalete gidecek. yine tahmini bir oran sıçmak gerekirse 9/10 bu yaşanır. peki 1/10? burada da artık kendini dizginleyememiş bakanın tacizi, tecavüzü, öldürmesidir konumuz. konumuz bunların insanlıktan aldığı nasip değil ama konumuza dönüp özgüven meselesinin ikinci kısmına değineceğim... - erkekler, giyime karışırlar çünkü bu tarz bir durumda kaldıklarında kıza zarar gelmesi olasılığı yüksektir. eğer ona zarar gelmeyecek kadar iyi bir koruma örneği sergilerse de kendisinin zarar görmesi çok büyük ihtimaldir. buradaki zararlardan kastım artık ciddi boyutlardır bu arada. yaralanma, ölme, karşıdakini yaralayıp ölme durumlarında durduk yere maphusluk olmak gibi durumlar. iii. örümcek beyinli veya yobaz da değillerdir çoğunlukla. olanları var bu arada ama zaten bu tarz durumlarda kızlar bu erkekleri en başta elemiş olurlar o yüzden çoğunlukla değillerdir diyorum. neyse hanımlar. açık giyinme yahut vücut hatlarını belli edecek biçimde giyinme özgürlüğünüz tamamen sizin kendi özgürlüğünüz. yine de bir ilişkiye başladığınızda artık karşınızdaki kişi ile iç içe giren alanlarınız ve özgürlüklerinizin olduğunun farkına varmanız gerekiyor. ''benim babam karışmıyor'' dediğinizde karşınızdaki insanı ve ilişkinizi ciddiye almadığınız, onunla aile olmak gibi bir düşünceniz olmadığını dışarıya vuruyorsunuz çünkü olsanız bu yukarıda bahsettiğim bakış aşamalarından her birini siz kendi kendinize ne kadar kabullenmiş de olsanız bunu partnerinize kabullendirmeye çalışmazsınız. ''adam olan giydirir, bakandan korur'' gibi cümlelerle de partnerinizi kendi bodyguardınız yerine koyup onu yine yeterince sevmediğinizi ortaya koyarsınız çünkü emin olun birini sevdiğinizde 5 cm daha kısa etek giymek için gece karanlığında 17 bıçak darbesi yemesi tehlikesini göze almaz hatta bunu onun görevi olarak addetmezsiniz. dipnot: gece karanlığında 17 bıçak darbesi yaşanmış bir olaydan alıntıdır. velhasıl yine herkesin çok iyi bildiği ''bir erkek olarak'' kalıbını kullanarak da belirtmek isterim ki maalesef bu giyim kuşam işinde size sizin bile bazı sınırları aştığınızı düşündüğünüz anlarda karışmayan erkeğin sizinle hiçbir ciddi niyeti yoktur. özgürlüğüme saygılı diyip sonrasında dımdızlak kalırsınız ortada. evet erkeklerin sevgisi biraz çağ dışı gelebilir bazı anlarda. sonuçta evrimimizin bi önceki aşamaları bağıra bağıra ağaçlardan atlayıp götü ortada geziyor hala. kabullenmeniz gerek.