İzledim, pek beğendim. Finalinde önce güldüm, ardından bir süre derin düşüncelere daldım, sonunda hakim beye üzüldüm. Karakterlere değinecek olursam;
Michael Desiato: Sevilip sayılan, kendi halinde bir hakim. Bryan Cranston'ı izledikçe
Walter White'ın masum görünüp türlü fırıldaklar çevirdiği sahneler geldi aklıma. Başta yaptıklarının nedenini sorgularken, öğrenince "vay anam babam şuna bak hele" dediğim anlar oldu.
Belediye Başkanı: Gördüğüm an
(#4065396) no'lu entryde bahsettiğim
Mayor geldi gözümün önüne. Kilolu, şapkalı ve fazlasıyla iki yüzlü. Fakat hakimle olan arkadaşlığı yüzeysel, çıkar amaçlı değil. Diziyi güzelleştiren de bu zaten,
(bkz: bu ne yaman çelişki anne) dedirten pek çok olay var.
Jimmy Baxter: Acımasız, kaba, sert ve çocuklarına hiç öyle biri değilmiş gibi davranan bir baba. Eşinden soğuk servis edilen çorbayı ciddi bir şekilde ısıtmasını isteyip, sonrasında kızı ile gülmesi falan pek sevimli geldi. Carlo'nun kıçını kurtarma çabasında "Benim oğlum hapse giremez" minvalinde bir büyüklenmeden ziyade, evladını -ne olursa olsun- koruyan bir baba gördüm ben (ki dizide bu anlamda yalnız değil). Tabii puşt mudur? Puşttur.
Adam Desiato: Hakim beyin oğlu. Fotoğrafçılığa meraklı, astım hastası (ne olduysa bundan oldu zaten). Öğretmeniyle ilişki yaşarken öldürdüğü çocuğun kız kardeşi ile flört ediyor ve ikinci kısmı Türk dizilerine benzettim. Babadan kurnazlığı alsa yürür gidermiş çocuk da işte...
Gina Baxter: Bugün okuduğum kitapta
Rudyard Kipling'in "canlıların dişisi erkeğinden daha ölümcüldür" (For the female of the species is more deadly than the male) sözünü görünce aklıma gelen kişi Gina Hanım oldu. Jimmy Baxter'ın pek insansever olduğu söylenemez ama kadını bıraksan mahalleyi dümdüz ederdi. Çocuklarına karşı Jimmy'den beklenebilecek sertliğe, kuralcılığa sahip bir anne. Hapisteki oğlunu cenaze için çıkarttırıp cenazede verdiği talimatla gariban Kofi'yi öldürttü kadın. Jimmy bile "cezasının bitmesine az kaldı, aman bir tatsızlık çıkartmasın" der ama Gina öyle mi?
Kofi Jones: İkilemdeyim, bu da benim çelişkim herhalde. Masum olup olmadığına karar veremiyorum. Bir yandan "oranın şartları öyle, gang üyesi olmayanı barındırmazlar, çocuk ne yapsın" diyorum, öbür yandan "çeteciliğin sonu bu, yapacak bir şey yok" diyorum.
Frannie: Öğrencisiyle ilişki yaşayan öğretmen hanım... Yahu okulu bırakıp çocuğun peşinden gitmeye çalışmak nedir? Çocuğun evleneceğini mi düşündün be ablacım? Herkes
Emmanuel Macron değil ki, bak çocuk daha üniversite görmeden boyu boyuna, huyu huyuna bir kızla flört etmeye başladı. Esefle kınıyorum.
Mafya anası: Kekremsi bir
Annalise Keatinglik sezdim, çok hafif ama.
Eugene: Kofi Jones'un kardeşi. Silahı doğrultup uzun uzun nişan alırken Jimmy'nin sağ kolunun arkadan sinsi sinsi yaklaşıp elinden silahı alacağını düşündüm ilk. Ateş ettiğinde dedim "aha Gina gitti" ama o kurşunun tamamen alakasız bir yere gideceğini tahmin edemezdim. Camdan içeri bakan hakimi vuracağını bile düşündüm ama sonucu hiç düşünmedim.
Dizide pek çok konu ele alınmış ama buram buram
çelişki kokusu aldım. Kaliteli bir dizi olmuş, emeği geçen herkesin eline sağlık.