bugün
yenile

    ölüm

    10
    +
    -entiri.verilen_downvote
    babannemi toprağa verdiğimizden beri üzerinde düşünüp durduğum mutlak son. her şey nasıl da boş. babaannemi öylece poşet gibi bir şeyin içinde görünce durup şöyle dedim kendime "o da bir zamanlar yaşayıp nefes alıyordu, hayalleri, hayatı, hırsları, kızgınlıkları, küstükleri ve barıştıkları... birçok hissiyle hayattaydı." oysa şimdi bir poşetin içinde insanların bir an önce kurtulmak istediği bir şey hâline dönüştü. sonra toprağa indirilişini izledim. "nasıl da korkmuştur şimdi." dedim kendi kendime. çok ürkerdi her şeyden babaannem. ben buradayım, korkma." dedim. duydu, biliyorum. üzerine blokları kapattılar. lahit mezarmış. "ne garip." diye düşündüm. nefesim kesildi, soluk alamadım. hıçkırdım, onu oradan çıkarmak istedim. söyleyemediklerimi söylemek istedim sadece. bir ölüyle konuşamamanın ağırlığı kalbime yerleşti. öylece kalakaldım. ertesi gün metrobüs camından dünyayı daha farklı gördüm. etrafa baktım, ağaçlar, kuşlar, çimenler... iyi tasarlanmış bir oyundu adeta. son model arabasının içinde havalı havalı ilerleyen insanların egosuna döndüm, "öleceksiniz" diye bağırmak istedim o an. aynaya baktım ve ölünce nasıl bir şekilde gözükeceğimi düşündüm. ağlayan bir çocuk gördüm, aklıma babannemin cenazesiyle aynı aynı anda arabadan indirilen gasilhanede gördüğüm bebek cesedi geldi. hangi yüze baksam ölünce nasıl gözükeceklerini düşündüm. ölümü düşündüm. dakikalarca, saatlerce, günlerce... sorgusunu vermem gereken kocaman bir sınav olduğunu hissettim o an. omuzlarıma ağırlığı düştü, kalkamadım. boş bir kağıdı öğretmene veremezdim, vermezdim. nefes alamadım, bunaldım, daraldım. hiç gitmeyecek, kalıcı bir şeylere tutunmak istedim o an sadece. bulamadım. ben ölümü tanıdım, ölmeden tanıdım ve aynı olamadım bir daha.
    ... diğer entiriler ...