twitter'dan oradan buradan duyduğum bu "taksici belası" mevzusunu biraz abartı bulurdum ta ki geçen aylarda birkaç günlüğüne istanbul'a gidene kadar... ulan harbiden almıyor adamlar. elle taksi durdurabilmek mümkün değil zaten, şoför şöyle bir seni süzüyor ırkını belirliyor türksen bay bay abi. bir durağa gittim taksim'e gideceğim diyorum bana direkt fiyat söylüyor. (taksimetre diye bir şey yok zaten) şu kadara götürürüm ama içeri girmem aşağı ışıklarda inersin oradan yürürsün. haydaa! istanbuldaki arkadaşımı arıyorum böyle böyle diyor diye "normal" diyor. normal mi!?? şehrin yabancısıyım, akşamın bir körü, toplu taşıma kullanacak durumda değilim, yanımda valizler el mahkum kabul ediyorum. neyse dediği yerde bıraktı beni. ben inerken bir turist binmek istedi, gideceği yeri beğenmedi almadı kadını. ağzım açık seyrediyorum öyle. pezevenkler.
bir ara arkadaşlarla taksi uygulamasını deneyelim dedik, çağırıyoruz, mesaj atıyor "güzergah neresi?" beğenmiyorsa iptal ediyor isteği. alacaksa da onun istediği yoldan gidiyoruz dolana dolana.
ankara'ya döndükten sonra üzerimde nasıl bir travma bıraktılarsa artık kısa mesafe bir yere gidecekken taksiciye "abi kusura bakma ama şuraya gideceğim" diyorum "ne kusuru ablammm" diyor. ey kurban olduklarım!
sarı çiyanlar. puuu.