bugün
yenile

    stairway to heaven

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Stairway To Heaven müzikal olarak çok yoğun ve çok katmanlı bir parçadır. Gitarist Jimmy Page ‘’Parçanın çok katmanlı olmasını ve ilerledikçe ivme kazanarak hızlanmasını istiyordum’’ demiştir. Şarkı 8 dakika sürmekte ve bazı canlı performanslarda 15 dakika uzunluğa ulaşmaktadır.  Stairway To Heaven’ın sözleri grubun vokalisti Robert Plant tarafından yazılmıştır. Robert Plant sözlerin tek bir şekilde anlaşılamayacak şekilde birden fazla anlam taşıdığını söylemiştir. Sözlerdeki mistisizm ve birçok farklı gönderme de bunu kanıtlamaktadır.  Şarkı yavaş akustik gitar ile başlıyor. Bu gitar Orta Çağ müzisyenlerinden Giovanni Battista Granata’nın Toccata eserine benzerlik göstermektedir. Bu müzikle sakin ve olağan bir his yaratılmak istenmiştir. Şarkının kahramanı kadın her zamanki dünyasında hayatına devam etmektedir.  Robert Plant ‘’Bir kadının her zaman istediği her şeyi elde etmesi biraz alaycıydı, bu sebeple ilk satır elin alaycı bir şekilde kaydırılmasıyla başlıyor.’’ demiştir. İlk iki satırda kadın ile tanışırken düşüncesiz resmedildiğini görüyoruz; kendine cennette giden bir merdiven satın almak istiyor. Dayanağı olarak da Katolik Kilisesi’nin cennetten toprak satmasından bahsediliyor. Duvardaki tabela ise Martin Luther’in kilise duvarına astığı 95 Tez’e bir göndermedir. Ayrıca şarkının ilk dizesinde Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi kitabındaki şiire göndermede bulunur. Bu dizeler yavaş ve hafif bir tonda şarkıyı açar.  ''There's a lady who's sure all that glitters is gold And she's buying a stairway to heaven When she gets there she knows, if the stores are all closed With a word she can get what she came for Ooh, ooh, and she's buying a stairway to heaven There's a sign on the wall, but she wants to be sure 'Cause you know sometimes words have two meanings In a tree by the brook, there's a songbird who sings Sometimes all of our thoughts are misgiven'' Sonrasında müzik hızlanmaya başlıyor. Nakaratta karakterin merak duygusu içinde olduğunu duyuyoruz. Bu olduğu yerden uzaklaşarak farklı bir maceraya atılma isteği. Batıya baktığında duygulanıyor ve ruhu gitmek için ağlıyor. Macera ve yolcuğa bir davet var. Gitmek istediği yer birçok anlam taşıyor olabilir. Ağaçların üzerinden çıkan duman halkaları eski krallıklar için kötülüğün habercisidir. Bob Dylan’ın Mr. Tambourine Man şarkısında da benzer bir anlatım var. ''There's a feeling I get when I look to the west And my spirit is crying for leaving In my thoughts I have seen rings of smoke through the trees And the voices of those who stand looking Oh, it makes me wonder Oh, it really makes me wonder'' Şarkı hızlanmaya devam ediyor. Yeni katmanlar ekleniyor. The Piper denilen kişi kavalcıdır. Burada Fareli Köyün Kavalcısı efsanesine bir gönderme vardır. Bu efsane, Türkçe’de ‘’parayı veren düdüğü çalar’’ şeklinde ifade ettiğimiz; İngilizce ''He who pays the piper calls the tune'' atasözüyle birleştirilmiştir. Dolayısıyla, İngilizce’de ikisinde de Kavalcı vardır. Eğer hepimiz Kavalcı’yı çağırıp bir melodiyi birlikte söylersek iyilik ve kahkahalar olacak. Bir önceki kısımda ise kötülükten bahsediyor. Şarkının ve yolculuğun anlamının iyi mi kötü mü olduğu dinleyici yorumuna açık.  ''And it's whispered that soon, if we all call the tune Then the piper will lead us to reason And a new day will dawn for those who stand long And the forests will echo with laughter'' İlk kez şarkıda John Bonham’ın baterisini duyuyoruz. Kadının yolculuğu da burada başlayacak. Kavalcı onu çağırıyor. Hâlâ bulunduğun yolu değiştirebilirsin diyor. Bahar başlıyor ve bahar rüzgârı May Queen ile tanışıyoruz. Cennete giden merdiven de bu rüzgârın yanında. Kadın istediğini elde etmek için rüzgârı takip etmeli. Gitar da esen rüzgâr hissi veriyor. Yolculuk ve kadının hissi müzikal olarak ve sözlerle birlikte ifade edilmiş.  ''And it makes me wonder If there's a bustle in your hedgerow, don't be alarmed now It's just a spring clean for the May queen Yes, there are two paths you can go by, but in the long run There's still time to change the road you're on Your head is humming and it won't go, in case you don't know The piper's calling you to join him Dear lady, can you hear the wind blow, and did you know Your stairway lies on the whispering wind?'' Sonrasında Jimmy Page’in ikonik gitar solosu başlıyor. Bu şarkının zirvesine giden yol. Şarkının en sert ve güçlü anına giriyoruz. Müziğe bu solo ile yoğun bir katman ekleniyor. Hikâye açılmaya devam ediyor. Robert Plant daha agresif bir şekilde şarkıyı söylemeye başlıyor.  Ruh ve karanlık, insanlığın kötücül karakterini tarif eden sözlerde kullanılmaktadır. Kötülüğe rağmen kadının beyazlar içinde parlayarak yürüdüğü söylenmiştir. Adeta bir melek gibi tasvir edilmiştir. Kadın yolculuğunun sonuna yaklaşmıştır. Saflık ve iyiliğe ulaşmış belki de cennete gitmiştir. Dini göndermelerin yanında Tolkien’in bahsettiği Galadreil yani Lady Of Lights’a da benzemiştir. Sonunda, hepimiz birlikteyiz birbirimize iyiliği ve güzelliği bulmayı öğretiyoruz.  ''And as we wind on down the road Our shadows taller than our soul There walks a lady we all know Who shines white light and wants to show How everything still turns to gold And if you listen very hard The tune will come to you at last When all is one and one is all, that's what it is To be a rock and not to roll, oh yeah'' Bu zirveden sonra şarkı yavaşlıyor. Başladığı yere geri geliyor.  Kadın evine, kendi dünyasına geri dönüyor. Güzelliği, iyiliği görmüş ve bu yolculuk onu değiştirmiş. Başladığı yerde ama artık eskisi gibi değil. Akustik gitarlar eşliğinde Robert Plant umut dolu tek bir cümle söylüyor:  ''And she's buying a stairway to heaven"
    ... diğer entiriler ...