bugün
yenile

    erkekler ağlamaz

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    --- spoiler --- İnsanlar kendi hissettiklerinin bir başkası tarafından dile getirilmesine bayılırlar. Kendinde görüp içine attığın bir bokun aynısını başkasında görünce sevinirsin, "aa evet lan" dersin. Zira adı koyulmuş olur o hissin. Peki ya o hissettiğin şey başka kimsede yoksa? Veya onu dile getirebilecek cesarette bir başkası yoksa? Sen söylediğinde de bön bön yüzüne bakıyorlarsa? O zaman ne olur? Yalnızlık. 3 yıl oldu bu hafta bak. Aklıma gelen "bi o anlar" dediğim detayı birine anlatmayalı, içime atmaya başlayalı 3 yıl oldu. Sabahları neye uyandığımı bilmeyeli, insanların yanında anıra anıra güldükten sonra yalnız kaldığım ilk fırsatta ağlayalı, oturup mal mal yattığım yerden boş bakışlarla tavanı seyretmeye başlayalı 3 yıl oldu. "Bi o anlar" dediğin şeyi başka birine anlatmaya çalışmak, porselen çaydanlık varken cezvede çay demlemek gibidir olum. Vermez aynı tadı. Aynı tepkiyi alamazsın. Ufak çocuklara zeka testi yaparlar ya... Önüne yuvarlak bi boşluk koyarlar, eline de yuvarlak, üçgen, kare parçalar verirler. Üçgen parçayı yuvarlak boşluğa sokamazsın, sığmaz oraya. Kareyi soksan bu sefer içi boş kalır yuvarlağın, o da uymaz. Elinde yuvarlak parçan yoksa, ya da var da kaybetmişsen, ne olur? Yalnızlık. Boşluk. Bir insan nasıl yetiştirilmişse, hayatının geri kalanında da aşağı yukarı öyle devam eder. Lan insanını yemişim, köpeğe bile ufakken mamasını aynı tastan verirsen hep, karnı acıktığında o tasta arar yemeği. Peki ya ufaklığından beri sana güven veren tek insan artık yoksa, gitmişse, o zaman ne olur? Yalnızlık. Boşluk. Güvensizlik. Görüyorsun di mi, yalnızlık öyle orospu çocuğu bir his ki kendisi hiç yalnız kalmıyor. Sürekli yanına yeni arkadaşlar ekliyor, ama kendinden de hiçbir şey kaybetmiyor. Ben hiç içemedim onla, vaktimiz olmadı. Zaten içmek de yasaktı ona. Belki bu yüzden artık yalnız içmek daha çok hoşuma gidiyor. Stockholm sendromu mu diyolardı bu amına kodumun olayına her ne sikimse işte. 3 yıl oldu. Ben hala silemedim numarasını. Hala kayıtlı telefonumda. Geçen gün aradım, zıplayarak Güneş'e ulaşma şansın neyse bunda da şansımın o kadar olduğunu bile bile aradım. Orospu bi karı çıktı telefona, aradığınız numara kullanılmamaktadır dedi. Yarrak yesin o, kullanılmamaktaymış. Allah kimseye kaldıramadığından fazla yük vermez ya, savunma mekanizmaları da bu yüzden var galiba. Mesela kabullenememe. Eğer kabul edebilmiş olsaydım öldüğünü, hangi hale gelirdim bilmiyorum. Bu yüzden kabullenemiyorum, kaldıramazdım ki. 3 yıl oldu. Ölemiyorum. Burnumdan götümden fışkırıyor yalnızlığım. Her şey bi anlamsız geliyor, ama ölemiyorum. Sevişirken bile sıkılır mı lan bir insan? Hiçbir şey mi seni yarın sabah erken kalkmak için motive edemez? Köpek yarışlarında önde yapma bi tavşan koştururlar ya, köpekler gaza gelip koşsun diye. Ulan hiçbi şey mi tavşan etkisi yapmaz üzerinde? Yapmaz amına koyim, yapmaz. Sahip olup da kaybetmenin yanında, hiç sahip olamamak bir bok değildir inan bana. Birinde sadece başkalarında gördüğün için imrenirsin sahip olamayışına, fakat başkalarının senin için zerre kadar önemi kalmadıysa, birinde gördüğün son model arabayı kıskanmak gibi sikimsonik kompleksleri artık kıralı yıllar olduysa, kendi sahip olup da kaybettiklerine yanarsın. Porselen çaydanlığı özlersin. Cezvenin de anasını sikeyim dersin. Hadi şerefe baba. --- spoiler ---
    ... diğer entiriler ...