bugün
yenile

    dert köşesi

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Nerede Olduğuna Dair: Cesaret edemedim yazmaya; ama biliyorum ki ruhun kafese sıkışır gibi hissetiğinde sözlüğe girersin. Umutsuzluğun ve karamsarlığından mürekkep yaratıcılığını tümüyle buraya akıtırsın. Severek Ayrılmaya Dair: Ayrılık vakti gelip çattığında ev yolunu tutmamıştın; muhtemelen yaşlarının sana eşlik ettiğince uzun fakat babanın eve gelme endişesince de kısa bir yürüyüşe çıkmıştın. Bense gözlerimden dökülen anılarla birlikte zamanda asılı kalmıştım ve de yarım kalmıştım. Elin "hoşçakal" diye salınırken gerçekliğin de bir silüete evriliyordu -küçücük bedeninin ufukta kaybolması uzun sürmemişti. Gerçekliğin artık beynimdeki anılarımızdan ibaret olacağını kestirmek zor olmamıştı. Bu yüzdendi son buluşmamızdaki uzun uzun seni öpüşlerim; bu yüzdendi sana hararetli sarılışlarım ve sevmemene karşı belinden kendime çekişlerim ve de boynundan içime çekişlerim. Sık sık tartışmamıza karşın hiçbir biçimde öyle olmamasını isteyişim de öyle. Merdivenlerden çıkışındaki görüntün gözlerimin önüne geldikçe hemcecik ağlamaya başlıyorum, durduramıyorum bir türlü. Şu an gözlerimde oluşmuş bu buğulanmayla ve zihnimdeki sislerle yazmak çok zor. Cümleler sıra gözetmeksizin aklıma geliveriyor. Bütünlüğümü koruyamıyorum. Sen bir yazarsın, cümlelerimi rastgele savursam da beni anlarsın. Rastgele Cümle Dizileri: Defalarca kez intihar girişimlerinde bulunduğunu bildiğimden, çocukca fakat, bütün gün wp'den çevrimiçi olup olmadığını kontrol ettim. Bunu söyleyerek sakın kendine zarar verdirtebileceğim kadar kendimi değerli görüğümü zannetme. Sadece hala yaşıyor olduğunu bilmek istiyorum. Aramak veya yazmak seninle, daha doğrusu kendimle yüzleşmek demekti. Şu an hala kenardan seni izliyorum. Eski sevgilinle olan iletişimini hiçbir şeyi kıskanmadığım kadar kıskanmıştım. Ne yazık ki ben konuşkan biri değilim. Bu da benim üzerime verilen bir lanettir. Kahrolsun ki seninle hiç doğru düzgün, seni doyuracak kadar seninle sohbet edemedim. Bu benim ezelden beri gelen sancımdır. Daima herkes bana hiç veya çok az konuştuğumu söyler. Tanrı beni tasarlarken beynimin bu bölümünü inhibe etmiş sanırım. Belki de şu an hatırlayamadığım ama senin zamanında verdiğin bazı tepkiler beni içime kapatmıştır. Ayrılıktan sonra eve gidişimde ağlayıp dururken yine senin göğsüne başımı koymayı istedim. Ayrılmak zorunda mıydık bilmiyorum. Yeminler ederim ki tepkisiz veya umursamaz değilim; sadece öyle görünüyorum. Çünkü ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum. Nasıl çözüleceğini göremiyorum. Severek ayrılmak çok zor. Sakın kendinden vazgeçme. Sakın kendinden vazgeçme. Sakın.. kendinden.. vazgeçme..
    ... diğer entiriler ...