şu sıra sürekli karşıma çıkan taktikler.
herhalde yeni ayrılan bir arkadaşımın instagram'dan gönderdiği mesaj atmadan döndürme taktiği videosunu izlediğimden midir ne, sürekli karşıma bu tarz videolar çıkıyor. çok izleyeni var. yapanı var mı bilmiyorum ama dinlerken benim başım ağrıyor.
bi de bu daha çok kadınlara ithaf edilen şeyler. erkeklere verilen bir taktik görmedim. işte bir erkeği nasıl kendine aşık edebilirsin, nasıl cool kadın olabilirsin, nasıl vermez ama elletirirsin vs. vs.
şu kadar süre mesaj atma, arama. o aramazsa şöyle yap. şunu yapma. şöyle derse böyle de. şöyle giyin, şunu yap bilmem ne bilmem ne.
bir insan evladı da çıkıp demiyor ki, beni ben olduğum için sevecek yok mu?
niye sürekli bir şeylerin hesabını yapmak zorundayız? niye her dediğimize, her yaptığımız harekete, özellikle karşıdakinin hoşuna gidecek şekilde davranmaya dikkat etmek zorundayız? şahsen ben yanında rahat olabildiğim, aklıma estiğince konuşabildiğim, yeri geldiğinde konuşma zorunluluğu hissetmeden sessiz kalabildiğim, misal, ay şuna gülsem beni aptal sanır mı diye düşünmeden gülüp eğlenebileceğim birisini isterim. öbür türlüsü çok boğucu, çok yorucu. insan kendinden soğur be.
beni ben olduğum için kabul etmeyen adamı napayım ben! şunu diyebilin arkadaşlar.
bakın en büyük aşk taktiği. sırf karşınızdakini etkilemek için içinizden gelmediği gibi davranmayın. sırf sizi sevsin diye onun hoşuna giden kalıba girmeye çalışmayın. sonra canınız yanar. yalnız kalmak mı korkunuz? kendinize yabancı olacağınıza yalnız kalın daha iyi.