bugün gözümün önünde bir sürü çocuğun içtiğini gördüm bunu. hem de toplum içerisinde.
bi konsere gidelim dedik, esrar altında kaldık resmen. sağımız, solumuz, önümüz, arkamız, esrar içen on beş, on altı, on sekizlik oğlanlarla doldu. hatta birisi tam önümde yere çöktü. on beş yaşındadır en fazla. hani sokakta görsen efendi bir çocuk dersin, keş tipli falan da değiller bunlar. kaldırım kenarında içen kız çocukları gördüm.
kimse gelip de esrarın zararından çok faydası vardır demesin. ben eski eşimi sırf bunu kullandığını, uyarılarıma rağmen kullanmaya devam ettiğini gördüğüm anda boşadım. çünkü onu ne hale getirdiğini, ona verdiği psikolojik zararı gözlerimle gördüm.
inanılmaz yozlaşmış bir nesil geliyor. bizim ergenliğimizde de vardı elbette ama bu kadar fazla değildi sayıları. bunun nedeni ise ülkenin gidişatının herkeste yaşattığı gelecek kaygısı. çok büyük bir bok çukurunun içerisindeyiz. ve bu iş sadece esrarla kalmıyor. gençler zehirleniyor. hem maddi, hem manevi açıdan.
not: bu konuda gittiğimiz psikiyatristin (adam proftu) söylediği şeyleri de buraya aktarıcam. isteyen içmeli falan demişsiniz de.
esrar, kısa vadede insanı rahatlatıp hareketlendiren, uzun vadede depresyona sokup, huzursuzluğa neden olup, psikoz dediğimiz günlük yaşamda şüphelere düşmelere neden olan bir şey. bi süre sonra bu yetmeyecek. eksikliğini hissettikçe kafandaki düşünce akışının hızı durmayacak, düşüncelerinde bozulmalar meydana gelecek, beynindeki kimya bozulmaya başlayacak. ve hastalığın ilerleyecek. anlamadığın bir zamanda seni birden çarpacak.
sigaranın bile bi dünya zararı varken esrarın zararının olmadığını söylemek full mallık zaten.