bugün
yenile

    asosyal itiraf

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Birçok şeyin anlamsız geldiği bir süreçte hissediyorum kendimi. Canımı sıkan konular zaten bu durumu tetikleyen bir numaralı şeylerken en çok zevk aldığım işleri yapmaktan zevk alamıyorum. Başarı elde edince mutlu hissedemiyorum. Sabahlara kadar oturup hiçbir şey yapmadan vakit geçiriyorum. Hayatımın düzensizliğinden -kendi bozduğum düzen- rahatsızım ve bunu düzeltmek için çabalamıyorum. Çabasız oluşum vicdanıma bir yük oluyor. Sorumluluklarım var ama hiçbirini tam olarak yerine getirmiyorum. Hatta şu an yaşamak çok anlamsız geliyor. Yaşamak için insan bir amaca sarılmalıdır diye düşünüyorum. Evet belli amaçlarım var ama bu hedefler benim gerçek hedeflerim mi? Yoksa başkaları tarafından dayatılmış, kabul ettirilmiş düşünce ve hareketler bütünü mü? Ülke koşulları içerisinde o kadar fazla yarıştırılıyoruz ki insanlığımızı kaybediyoruz bence. 'Başarısız olma korkusu' bizi biz olmaktan uzaklaştırıyor. O kadar çok kazanmaya odaklıyız ki; hayatın içinde var olan hüzün, aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk, aile, pişmanlık... kavramlarının kıymetini bilemiyoruz. Evet hayatta güçlü olmak insanı daha diri tutar ama bazen mağlubiyetleri de kabullenip onlarla yaşamayı denemeliyiz. Yarış atı değiliz biz. Duygularımızı yaşamamız gerektiğine inanıyorum. Yaşamak derken açıkça ve yargılanmadan yaşamak. Üzgün müsün, herkesin içinde ağlarken kimse seni yargılamamalı. Mutlu musun, ağız dolusu kahkahalar atarken insanlar dönüp tuhaf bakmamalı. Duygularımızın yargılanacağı korkusu bizi biz olmaktan çıkarıyor. Bu korkular o kadar güçlü ki herkesleşiyoruz ve yıllardır süregelen yarışma temposunun bir parçası oluyoruz. Bazen oturup dinlenmek istiyorum mesela. Ardıma bakıp neleri kaybettiğimi görünce üzülmek istemiyorum. Anı yaşamak o anda duygularımı dökmek istiyorum. Üstünden vakit geçtikten sonra yaşanan duyguları istemiyorum. Neyse kafa s*ktiysem özür dilerim.
    ... diğer entiriler ...