"
Bir millet her nesilde yeniden doğar"
Oktay Sinanoğlu'na ait ya da onun sayesinde ünlenmiş bir söz.
Söz şöyle devam eder: Yani bir milleti yaşatan kendi gelenekleri ve binlerce yıldır gelen kültürüdür. Kültür; Hakkari'de bale gösterisi yapmak demek değildir. Kültür; arada bir konsere gidip hava atmak değildir. Çağdaşlık; Moda'nın ara sokaklarında köpek gezdirmek değildir. Bizde böyle sahte çağdaş ve sahte aydın kesim yetiştirilmiştir. Bizde demeyelim. Her sömürgede böyle sahte çağdaş ve aydın sınıfı yetiştirilmiştir. Bunlar kendi kültüründen kopup kendi halkından tiksinen, kendi kültürüne yabancı, ama arada halkçılık edebiyatı yapan tipler yetiştirilmiştir. Sonra da bunlar Türkiye'nin başına bela edilmiştir.
Bu sözleri bir televizyon programında söylemiş. Özellikle ilk cümle çok kıymetli. "Bir millet her nesilde yeniden doğar"
Kuşak çatışmaları! x kuşağı, y kuşağı, z kuşağı vs bahsi açılınca kafamda direkt bu söz yankılanıyor.
Oturup yeni nesilin aidiyet duygusunun gelişmemiş olduğunu düşününce kafamda direkt bu söz yankılanıyor. He yeni nesili falan suçlamıyorum. Milli duygulardan uzak büyüdüler çünkü 2004 doğumlu birinin "milli"lik diye gördüğü şey dönemin hükümetinin politikalarından ibaret çünkü. Ders kitaplarından bile kademe kademe çıkarıldı millilik, Atatürk, Cumhuriyet, Türk inkılabı, Mili Mücadele...
Hem bu kavramlara uzak bir eğitim sisteminde öğrenim gördüler hem siyasal islamcı yani ümmetçi yani millet kavramını din üzerinden ele alan bir iktidar dönemine doğdular hem hayatlarında belki de hiç coşkusuyla bir milli bayram kutlamadılar, öğrenci andı dahi okumadılar hem de gençlikleri Avrupa'daki yaşıtları zevk ve sefa içinde yaşarken ekonomik krizin kucağında geçti\geçiyor.
Hayır eskiden olsa haberin olmazdı başkanları nasıl refah içinde yaşıyor ama şimdi imkansız. Çocuklar telefonla, internetle doğdu. Çocuk açıp bakıyor Avrupa'daki yaşıtı gününü gün ediyor her istediğini gerçekleştiriyor. Sonra dönüp kendine bakıyor teknolojik alet almak istese dünya para, dünyayı gezip görmek istese dünya para, hayallerine uzanmak istese dünya para, bir yerlerde gelmek istese adam kayırma vs vs. Bu çocuk ülkesini sever mi? Sevemez kardeşim, neden sevsin.
Tam burada milli duyguların gelişmiş olması devreye girmeli; kurtuluşu için. Genç, açıp Atatürk'ün gençliğe hitabesini okuyup kendinde güç bulmalı. Tarihini öğrenip yeniden ayağa kalkabileceğini öğrenmeli. Bir aidiyet duymalı bu topraklara. Ama ona dayatılanlar altıncı paragrafa bahsedilenler.
Bu kadar boktan şeyler üst üste gelmişken nasıl ülkesine, tarihine, milletine aidiyet duyabilir bir çocuk? Çok zor cidden çok zor, herhalde 90'lı nesil olarak son milli eğitimden geçmiş nesildik. Ki bizim de nasıl eğitim aldığımız neyin içine doğduğumuz malum. Biz şansızdık yeni nesil de bir o kadar şanssız. Belki çok daha şanssız...
bahsi geçen program
*bu entrye daha sonra devam edeceğim güzel içimi döktüm şimdilik gidiyorum.