kurtlar vadisi

İyi dizi hoş dizi de majör karakterlerin her ölümünün ardından dizi bir kademe daha aşağıya düşüyor bariz bir şekilde. Duran Emmi, Çakır, Seyfo, Aslan Bey, Karahanlı... Dizi bu karakterleri çok yerinde ve acımadan öldürüyor evet takdir ediyorum ama ritmi tekrar sağlayamıyor. Her anlamda kalite 1. bölümden 97. bölüme doğru düşerek ilerliyor. Bu çok can sıkıcı bir durum ya. Stabil bir ritmi yok dizinin. Teknik yetersizlikler, ses dublajlarındaki laçkalık, dizinin sürekli değişen ve belli bir istikrar yakalayamayan tonu can sıkıcı bir durum bence. Hep ilk 97 bölüm diye ayrılır ama pana'dan önce ve pana'dan sonra diye ayırmak daha makul bence. Osman Sınav'ın geri çekildiği kısımlar tamamen karikatürize olmaya başlıyor dizi. Bence de Türk TV dizi tarihinde efsane bir yerde duruyor bu dizi ama asla profesyonel bir dizi değil. Ve 2. sezondan sonra acayip derecede yüzeyselleşiyor. Çakır'ın davasında Savcı'yla kapıştıkları bölümler mesela cidden beğendiğim bölümler. Orada tüm olaylar, işleyiş, savcının sorgu usulü, karşılıklı oynanan satranç, savcı, aslan bey ve karahanlı taraflarının meseleyi girift bir şekilde ele alması falan baya güzel çalışılmış profesyonel bölümler. Çünkü dizide de söylendiği gibi Türk geleneğinde Savcı öldürmek alışılmışın dışında bir durum. Dizide bu hem mafyanın savcı öldürmesi hem de derin devletin kendi çıkarları için savcı öldürmesi işleniyor dolayısıyla epey bıçak sırtı bir mesele ve bu yüzden burada baya titiz çalışılmış. Dizinin ilk 2 sezonu "bir mafya dizisidir" mottosunun hakkını vererek gerçekten türkiye'de mafyacılık meselesini çok detaylı ve özenli işliyor. 1. bölümden Kumarhane'nin açılışında yapılan açılış raconuna kadar bu mafyacılık sektörü saat gibi işletiliyor. Ama sonra Aslan Bey öldükten sonra dizi anlamsız bir şekilde mafyacılık meselesini bir tık hasır altı edip diziyi daha politik hale getiriyorlar. Osman Sınav'ın ayrılmasına denk geliyor bu bölümler. Dizi bariz bir şekilde bir stil ve anlatım tercihine gidiyor ve bence çok kötü çuvallıyor. Bu kısımlarda dizi ciddiyeti kaybedip karikatürize oluyor maalesef. Karahanlı'nın ölümü mesela. Bariz bir şekilde kubrik'in eyes wide shut filminden esinlenilmiş. O film müthiş ciddi bir filmken. Dizi bu esinlenmeyi yeterince kıvıramadığı için yüzeysel ve karikatürize bir parodiye dönüşüyor. Bu KV ilk 97 bölümün ilk yarısı ve ikinci yarısının kalite farkını görmek için Çakır'ın İstanbul Sefiri olmasıyla Polat'ın Baron olmasını karşılatırabilirsiniz. Biri daha aşağıda bir mertebeyken çok daha ciddi ve detaylı işleniyor ve Çakır'ın sefirliği inanılmaz şaşalı işleniyor. Diğer koca baron'luk olmasına rağmen liselilerin ders aralarında defterine fantastik hikaye yazmasına benziyor ve yüzeysel ve sönük kalıyor. Aslan Bey'den sonra dizinin karizması çok kötü bir hale geliyor bence. Aklını kaybediyor dizi. Zamanında 13 yaşında çocukların uzun paltolar giyip polat alemdarcılık oynadığı bölümler Aslan Bey'den sonraki bölümler işte. Aslan Bey'den önceki bölümlerin bu şekilde sosyolojik bir defosu olacağını sanmıyorum. Bu yüzeysel mafyacılık sonradan ortaya çıkıyor. Karakterlerin de abartıldığı kadar iyi işlendiğini düşünmüyorum bu arada. Dizi daha yola çıkarken süper bir fikir buluyor, büyük büyük meseleler ortaya atıyor ve epik bir dizi tasarlanıyor iyi de başlanıyor ama konu bir noktadan sonra o kadar büyüyor ki yaratıcıları bu işin altından kalkamıyorlar. Kendi iddiasının altında eziliyor dizi. Türk süperkahraman Polat Alemdar parodisinin ortaya çıkmasının sebebi bence bu iddianın altında ezilme meselesiyle alakalı.