merdiven anlamına gelen arapça kökenli sözcüktür. aynı zamanda bir pers mitinin islam'a sokulmuş versiyonu.
miraç, islamiyetten önce yazılmış bir metin olan
ardavirafname'den -
zerdüştlük dini metni- alıntı bir mittir ve ardavirafname'nin baş karakteri ardaviraf ile muhammed peygamberin göğe yükselerek tanrı ile karşılaşmaları, cennet-cehennem deneyimleri anlatımları büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. mesela kur'an'da hiç bahsi geçmeyen
sırat köprüsü olgusu ardavirafname'de daha önce
çinvat köprüsü olarak karşımıza çıkmaktadır.
bu benzerliklerin sebebi ise; ardavirafname'nin ikinci pers imparatorluğu olarak adlandırılan sasani döneminde yazılması ve sonradan islam'a geçen iranlıların anadolu'da islam'ı yayarken kendi mitlerini de islam'ın içine sokmaya çalışmasından dolayıdır. yani uzun lafın kısası miraç diye bir şey yoktur, dolayısıyla kandili de.
kur'an'da olduğunu iddia eden arkadaşlar için malum isra olayına bir bakalım:
"bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde mescit-i haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz mescid-i aksa'ya yürütmüştür. hiç kuşkusuz, o'dur semi' ve basir."
isra suresi, 1. ayet.
isra gece yolculuğu demektir arapça, ayette de zaten göğe çıkarma gibi bir durum yok görüldüğü üzere, yürütme var ehehe...
mescid-i aksa ifadesi geçtiğine de bakılmasın, mescid-i aksa en uzak mescit demektir sadece ki günümüzde kudüs'te mescid-i aksa olarak bilinen yer 638 yılında halife ömer döneminde alınıp cami yapıldı ve adı da emevi halifesi abdülmelik mervan tarafından 7. yüzyılın sonlarına doğru verildi.
bkz.
peki nerede bu mescid-i aksa? bilmiyorum, mekke'nin merkezine en uzak konumda olan cirane vadisindeki mescid olduğunu iddia edenler var ama ben bu konuyla pek ilgilenmiyorum.
tekrardan isra olayına dönecek olursak;
"bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir. semûd kavmine o dişi deveyi açık bir mucize olarak verdik de onunla kendilerine zulmettiler. biz, mucizeleri yalnız korkutup sindirmek için göndeririz. hani, sana: "rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır." demiştik. sana gösterdiğimiz o rüyayı da kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı/soyu da insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor."
isra suresi, 59. ve 60. ayetler.
görüldüğü üzere isra rüyada gerçekleşmiştir. bu ayetlerden pek tabii olarak muhammed peygamberin kur'an-ı kerim dışında herhangi bir mucizesi olmadığı da anlaşılabilir, kendisine uyduruk hadislerle isnat edilen mucizeler inkarcıların beklentisidir;
"dediler ki: “yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça;
ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” de ki: “rabbimi tenzih ederim. ben ancak elçi olarak gönderilen bir insanım.”
isra suresi, 90. 91. 92. ve 93. ayetler.