hazır şunu;
(#4311463) yazmışken buraya da birkaç şey yazayım, daha da uzun süre konuşma gereği duymam bu konularda. aykut ve emre'nin balon efsaneliğine değindik o kadar. biraz da alex'in nasıl bir şey olduğuna değinmek istiyorum.
alex de souza bu topraklara gelip "efsane" sıfatına nail olmuş son futbol adamıdır. hagi'den sonra tektir.
hani taraflı tarafsız bugünlerde ota boka efsane diyorsunuz ya, ortalıkta hakiki efsane kalmadığından yapıyorsunuz o mallığı. şu ortamda herhangi bir takımda hagi'nin ya da alex'in yarısı kadar bile olsa oynayan bir adam olsa; bir allah'ın kulu çıkıp da diğer çapsızlar için efsane diyemez. orada kapı gibi bir kaliteyi belirleyen, seviyeyi yukarı çeken var çünkü. biri efsane olacaksa o olur, diğerleri olamaz.
ben bu bağlamda bjk taraftarına üzülüyorum biraz. en son yokluktan quaresma şaklabanına efsane diyorlardı. futbolcu sergen'e doyamamaları onlarda bir efsane eksikliği yarattı bana kalırsa. bugün gs'li hagi der, fb'li alex der ama bjk'li sergen derken diğerleri kadar net olamaz. sergen bjk'de yapabileceklerinin çok azını yaptı ne yazık ki. 100. yıl şampiyonluğu da olmasa jübilesini yaptığı günden sonra kimse adını anmazdı muhtemelen.
her neyse, konu fazla sapmasın. fatih terim der ki;
hagi kariyerinin en verimli dönemini türkiye'de geçirdi...
gerçekten de öyledir. milli takım bazında hagi çok büyük adamdır o ayrı konu. ama kulüp bazında en iyi dönemi türkiye'dedir. o yüzden hagi konusunda hiç öyle real ve barça'ya imza attı argümanıyla gelmeyin. tek başına dolu bir argüman değil o. zira mesele imza atmak değil, kalıcı olmak. morata'nın gitmediği kulüp kalmadı, büyük futbolcu mu? hayır. ispanya kariyerlerini baz alırsak hristo stoichkov hagi'den daha başarılı bir futbolcuydu. (milli takım düzeyinde de daha başarılıydı. adam bulgaristan'ı nerelere taşımış bir başına. büyük efsane.)
al buradan bir ortak parantez; alex'in de türkiye dönemi çok çok verimliydi. dolayısıyla birbirinden aşağı futbolcular değil bunlar. hakan şükür de bunu açıkça söyler zaten;
o dönem gs'de hagi yerine alex olsaydı gs başarı anlamında pek bir fark yaşamazdı. özeti bu.
diyeceğim o ki alex vs hagi kıyası sürekli aynı pencerelerden bakılarak yapıldı, yanlıştı. hagi'nin en büyük avantajlarından biri milli takımının banko oyuncusu olmasında. zira romanya milli takımında doğru dürüst rakibi yok. alex'in ise en büyük talihsizliği burada yatıyor. en verimli çağlarında ronaldinho ve kaka gibi manyaklar çıkıp şov yaptılar dünya futbolunda.
yine de alex milli takıma çağrılmalıydı elbette. ama çağrılmadı işte. fakat değinmek istediğim olay şu ki; alex brezilyalı değil de atıyorum portekizli olsaydı milli takım vitrinine çıkıp potansiyeline daha yaraşır büyük işlere imza atabilirdi. alex'le ronaldo'nun, quaresma'nın, nani'nin ve dahasının (figo, deco, pepe vs.) aynı takımda olduğunu düşünsenize... aman aman... sonuçta şöyle olağanüstü bir adamdan söz ediyoruz;
(#4295290)
t: son gerçek efsane.
:)
.
mühim edit:
(#4330349)