bugün
yenile

    perfume the story of a murderer

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Az önce bitirdim. Ne güzel filmdi ya. Sonlara doğru bir önerme sunmaya falan çalışmışlar da gerek yok yani. Her filmden hayatın anlamını çözmemize yardımcı olacak şeyler bulmamıza falan gerek yok yani. Şöyle sakin bir vakit oturup izlemelik bir film. Böyle filmler izlemeyeli çok olmuştu. 2006 yılında çıkmış. Bunca zaman sonra ancak izlemiş olmak biraz üzdü beni. Ben bir de 17-19. yüzyıl avrupasının yer aldığı filmlere karşı ayrı bir sempati duyuyorum. Artık bunun adına kültürel emperyalizm mi dersiniz bilmem ama hoşuma gidiyor. Enola Holmes'u da sırf bu yüzden çıkar çıkmaz izlemiştim mesela. Bir de filmin baya insanı ekrana kitleyen bir havası var. Daha o açılışta balık pazarındaki doğum sahnesinden itibaren yakalıyor insanı film. Bu açıdan sanat tasarımı yer yer epey iyiydi bence. Film başladığında görsel bir alanda "koku" üzerine bir filmi nasıl anlatacaklar lan diye düşünmeden edememiştim ama filmin sonuna gelince böylesi daha mantıklı olmuş. Tahayyül edilemez bir duruma dönüştü çünkü zaten. Biraz cennet tasvirine kaydı filmdeki konu. O yüzden kokuları hiç almamış olmamız işi daha gerçekçi kıldı. Filmin balık pazarı gibi leş kokulu, iğrenç bir ortamda açılması -ki bu durumu güzel yansıtmışlar- ve ardından karakterimizin tabakhanede çalışmaya başlaması falan güzel. Laura'nın babasının katilin motivasyonunu şıp diye çözmesi durumu biraz kötüydü. Hoşuma gitmeyen taraf orası oldu. O sonlara doğru halkın meydanda toplandığı sahne komikti lan. aalsdaksld tüm sahne boyunca bu olayı nasıl çektiler acaba diye düşünmeden edemedim. Neyse fena film değildi yani. 6,5'tan 7. Başroldeki oğlan çok yakışmış filme. Böyle tam sevecek gibi oluyorsun, bir yandan da gerilip ürperiyorsun falan. Bir manyaklık, bir sempatiklik falan tam oturmuş. Laura baya güzel kızdı evet. Ayrıca filmde çıplak göremediğimiz tek kurbandı :P
    ... diğer entiriler ...